Yıkım

91 16 56
                                    

Mezarcı

Bazı insanlar korkudan beslenirdi başkalarının korkusu onların galibiyeti olurdu. Mezarcı'da korkudan beslenen o kesimdendi. Katlettiği insanların gözlerinde gördüğü korku, endişe ve ölümün soğuk nefesi Mezarcıya mutluluk veriyordu. Hayat her zaman kolay değildir ama basittir. Bu söz adamın hayat felsefesi olmuştu. Kimsenin hayatı kolay değildir mutlaka hayatının bir yerinde çaresizlik urgan misali boynuna dolanır. Kimi düştüğü yerden kalkarken, kimi de tıpkı Mezarcı gibi insanların yaşama hakkını elinden alırdı ve bundan gram pişmanlık duymazlardı.

"Uzak dur benden!" Kurban seçtiği genç kadın mezarlıkta koşuyordu gecenin bir vakti sesini kimseye duyuramıyordu. Korku insanı hataya sürüklerdi. Genç kadın mezarlığın çıkış kapısına doğru koşsa belki peşindeki katilden kurtulma şansı olabilirdi ama o mezarların arasında koşuyordu. Bir umut katilden kurtulacağını düşünüyordu.

"Izdırap ve utançtan ölmemek için tatsız anılarını ebediyete kadar unutmaya mahkumdur insan. Ve ne kadar tatsızsa bu anılar o kadar çabuk unutulurlar. Merak etme Özge çektiğin ızdıraplara son vereceğim." Özge rüzgarın esintisiyle gözlerinin önüne gelen uzun, düz kahverengi saçlarını geriye doğru attı. Özge'de kocası tarafından şiddet görüyordu iki ay önce kocası evlerinin bir üst sokağında öldürülmüştü. Kocasından sonra rahat bir nefes almıştı taki bu geceye kadar.

"Ben sana hiçbir şey yapmadım gelme," diye  bağırdı gücünün son kırıntılarında. Koştuğu için nefessiz kalmıştı. Karanlıkta yerde duran taşı görmediği yere düştü. Başını mezar taşına çarpmadı. Mezarcı, Özge'nin yanına geldi. Genç kadına üstten baktı daha sonra isim yazmayan mezar taşına baktı.

"Biliyor musun bu isimsiz mezarda bir zamanlar birinin adı yazıyordu. Şehit Maya Yüce Özdemir daha sonra mezar taşını değiştirdiler şimdilerde mezar taşında isim yazmıyor. Biliyor musun Maya Yüce Özdemir'in kim olduğunu?" Özge anlamsızlıkla adamın maskeden görünen kahverengi gözlerinin içine baktı. Mezarcı, Özge'nin konuşmasına fırsat vermeden kendi sorduğu soruya cevap verdi.

"Bilmiyor olmalısın sorun değil. Bundan yirmi yıl önce 2309 seferli bir uçak kaçırıldı. Maya Yüce Özdemir uçağı kaçıran hava korsanı diye bilindi. Uçakta birçok kişiyi öldürüp leşlerini Ankara Emniyet Müdürlüğünün önüne attı. Halk Maya Yüce Özdemir'den hem nefret etti, hem de ondan korktu. Daha sonra anlaşıldı ki öldü bilinen o insanlar onun ekip arkadaşıymış ve hiçbiri ölmemiş kalplerini üç saatliğine durduracak bir ilaç içmişler." Mezarcı derin bir nefes aldı gülümseyerek mezara baktı. Maya Yüce Özdemir'in kim olduğunu öğrendiğinde ona hayran duymuştu genç adam.

Maya'nın hikayesini öğrendikten sonra kızı Esin'i tanımak istemişti bu yüzden Cinayet Büroya tayinini istemişti. Esin karşısına çıkınca bir yıl önce kaybettiği eşine benzeyen kadının karşısına çıkacağını bilmiyordu. Esin bir yıl önce kaybettiği eşi Eftalya'ya o kadar çok benziyordu ki Esin'i ilk karşısında görünce dili tutulmuştu. Mezarcı'nın, Esin'e olan saplantısı bir benzerlik olarak başlamıştı daha sonra Esin'i Esin olduğu için sevdiğini dile getirdi.

Mezarcı, Esin'e aşık  değildi, saplantılıydı. Atilla İlhan'ın bir sözü vardır; Sevgi emeksiz olmaz. Bazen bittiği dediğin yerden başlar her şey. Çabalamadan varamazsın. Çiçeğe su vermezsen açmaz.  Yani demem o ki... Bir insanın kahrını çekmek... Kusurlarını sevmek de sevdaya dahildir. Sevince güzelleşir, filiz verir her şey.
İnsanların hayatına binde bir doğru insan girer. Bütün zayıflalıklarınızı bilen ama bunu size karşı kullanmayan  insan, doğru insandır.

MEZARLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin