Seçimlerimiz ve kararlarımız sonucu hayatımız değişir.
*******
Seçimlerimiz hayatımızı belirler. Her seçim aynı zamanda vazgeçiştir çünkü verilen kararla diğer seçeneklerden vazgeçmiş oluruz. Seçenekler arasında karar verirken, seçimimizi beliren şey, baskın tarafımızdır.
Seçimlerimiz ve yaptıklarımız hikâyemize şekil verir. Babam seçimler ve kararlarımız hakkında çocukken bir hikaye anlatmıştı. Şu an tam hatırlamıyorum hikayeyi.Gamze'nin öldüğüne inanamıyorum şu an hastanedeyim. Gamze'nin kızı erken doğduğu için küvete alınmıştı. Her şeyden habersiz etrafına bakan bebeğe baktım. Gözlerim doldu etrafa gülücükler saçan bu bebeğin doğduğu gün annesi öldürülmüştü. Kalan her şeyin önemini yitirdiği bir cehennemin içine düşmüşüm gibi hissediyordum.
"Sana söz veriyorum annenin katilini bulacağım ve ona acımayacağım." Sesim hissettiğim acıyı dışa vurmuştu. Beyza'nın evinde ikinci bir cinayet aletini bulduğumuzdan beri onun katil olduğuna olan inancım kaybolmuştu.
Telefonumun zil sesiyle gözlerimi Umay'dan çektim. Arayan Emir'di."Esin neredesin?" Sesi soğukkanlıkla çıktı. Nerede olduğumu söyledim, Beyza'nın ifadesinin alınacağını söyleyince hastaneden ayrıldım. Merkeze gidene kadar Gamze'nin son hali gözlerimin önünden bir an olsun gitmedi.
Emniyete girdiğim an önüme çıkan Yusuf'a nerede olduklarını sordum, Emir'in, sorgu odasında olduğunu öğrenince sorgu odasına gittim. Turfan Amir'den izin isteyerek sorguya bende girdim. Beyza'nın kırık sesini duydum.
"Ben yapmadım," dedi. Onun yapmadığına emin olmuştum ama katille bir iş birliği içinde olup olmadığını bilmiyordum henüz.
"Gamze Demirtaş'ı neden öldürdün?" Sesim hissettiğim acıya rağmen ifadesizce çıkmıştı. Beyza yine yapmadığını söyledi. Sorulan her soruya cevabı aynıydı. Ben yapmadım, bilmiyorumdan başka hiçbir şey demedi.
"Azra, şüpheliyi nezarethaneye atın." Azra, Beyza'yı nezarethaneye götürdü sandalyeye attım bitmiş tükenmiş bedenimi. Başımı loş sarı ışığa doğru kaldırdım. Sorgu odasında ne kadar zaman kaldım bilmiyorum hızla ayağa kalktım. Başım döndü. Gamze'yi kaybetmemizin üzerinden üç gün geçmişti. Bu üç gündür kahveden başka bir şey girmemişti ağzıma.
Sorgu odasından çıktım ayakkabımın tok sesi kulaklarıma doldu önüme çıkan polisler selam veriyorlardı. Nezarethaneye geldim. Beni gören polis memuru ayağa kalktı selam verdi. Başımı salladım. Beyza Şahin'e dikkatlice baktım. Yere oturmuştu, ellerini bacaklarına sarmıştı ve bir öne bir arkaya sallanıyordu. Polisin koyu kahverengi gözlerinin içine baktım.
"Anahtarları ver." Nezarethanenin anahtarını alınca Beyza'nın yanına gittim. Geldiğimin farkında değil gibiydi.
"Baskı." Sesimi duyunca başını yasladığı duvardan kaldırdı. Sessizce gözlerimin içine baktı. Okyanus misali mavi gözlerinin içi çökmüştü. Gözlerinin altı morarmıştı.
"Her şeyi değiştiren şey, baskı." Sesim demir kadar sertti. Öksürmeye başladı. Gözlerinin içine baktım. Öksürüğü durunca konuşmaya başladım. O katil değilse bile bir şeyler biliyorsa konuşsun diye üzerine gitmeye devam ettim.
"Bazı insanlara baskı uygulandığında işine odaklanır." Ellerimi göğsümde bağladım sessizce gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu.
"Bazıları ise çözülür!" Sesimi yükselttim. Gözlerimin içine dikkatle baktı. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Başkomiser bana ne kadar baskı uygularsan uygula duyacağın tek şey ben yapmadım suçsuzum olacak." Sesi boğuk çıktı tekrar öksürmeye başladı. Öksürmeden gözlerinden gelen yaşları elinin tersiyle sildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZARLIK
Mystery / ThrillerBazen sadece nefes alman gerekir çünkü hayat kimse için durmaz ikinci bir şans olmayabilir, ne yapmak istiyorsan şimdi harekete geçmek gerekir. Yağmur şiddetini arttırdı gök gürledi, şimşek çaktı. Beni nefessiz bırakan gözyaşlarım yağmur damlaları b...