Bazen gülüp geçersin ama...

112 63 51
                                    

   

                
                      BÖLÜM 2

18 yaşındaydım. Lise 2'nin birinci dönemini de bitirdikten sonra devam etmeme kararı almıştım.

Sebebini sorarsanız sağlık lisesini kazanıp sonra benden bir yaş büyük ablam ile evimize 5 dakikalık yürüme mesafesi olan okula gönderilme isteğini reddetme lüksü görmemiştim kendimde.

Belki daha iyi olacak düşüncesiyle başladığım o dönemler bir yıl sınıf tekrarı ile büyük  hayal kırıklığı oluşturmuştu.

Karnede sıfırında verildiğini bilmiyordum :)
iyi oldu öğrendiğim...

  Benim sıfır dediğime babam:
"Simitleri dizmişsin" diyordu.

    Bu durumda kendime yediremediğim,
En iyi dersimin ingilizce olduğunu düşününce ki yetersiz kalıyormuş sınıf atlamaya, birde beden dersinde öğretmenim yetenekli olduğumu defalarca söylüyordu.

     Ama benim için okulu terketmeme sebep olan yaptığım her resmin sergiye alınıp karnemde resim dersini de 1 görüşüm oldu ...
Bütün hocalar ağız birliği yapmıştı sanki .

   Herşey olacağına varır derler ama biraz gözümde büyütmüş olsam gerek dua ederken buldum kendimi .

"Allah'ım  kaderimde ne yazılırsa onu çıkar karşıma ."

Bunu söylerken birşey kastetmemiştim. Sadece hayırlısı olandı belki istediğim ama nasıl kalpten istediysem sadece bir hafta sonra ...

  Annemin amcaoğlu vefat etmişti.Taziye için misafirler eve sürekli misafir gidip geliyordu.
Yine bir gün çalan  telefondan sonra misafir geleceğini söyledi annem .

Ben okul trajedisinden sonra balkonda annem ve babamın"Dışarıdan kayıt yaptıralım bitirsin" demelerine şahit oldum.Bir düşünce sardı beni ettiğim duanın etkilerimiydi bu ? Açıktan bitirmek...

 
    Kapının çalmasıyla içeri annemin amca gelini geldi yanında bir kadınla.Oturdular ve benim karşılarına çıkmaya niyetim yoktu çay hazırlayıp benden bir yaş büyük olan ablama veriyor "Sen götür" diyordum. Zaten  okul ve taziyenin aynı zamanlara denk gelmesi beni psikolojik olarak da yıpratmıştı.

Ablamın içeri girmesiyle akrabamızın yanındaki kadına "bu mu" dediğini duymuş annem ama çaktırmamış. Derken akrabamız mutfağı işaret etmiş .

    Biraz zaman geçince yine meyve hazırlama da ben, serviste ablam içeri gidince meyvesini bitirmesiyle , bayan elini yıkamak için lavaboya kullanmak istediğini belirtmiş.

  Tarif etmelerini beklememiş olsa ki kadın mutfakta belirdi ve gelip bana lavabonun yerini sordu ben işaret etmekle kalmayıp terliği önüne bırakmıştım .

     Bu davranışım çok hoşuna gitmişti.
Yüzündeki gülümseme arttı göz teması kurmaktan kaçırıyordum ama beni inceleğini görmemek için kör olmak gerekirdi.

   Oturmalarına daha fazla bir sebep kalmamıştı beni görmüştü ve müsaade isteyip kalktılar.
Ertesi gün oldu annem beni ve ablamı yatak odasına çağırıp,
"Dün gelen kadınlar varya "diye girdi söze.
" Sizden birini beğenmiş "
Bu kadar çabuk haber yollacakları
" Şaka olmalı " dedim ama içimden ;)

    İçten içe ben olduğumu biliyordum ama bu işi bile bir oyuna çevirerek ,ben ablama sen ,ablam bana sen diyordu.

Eğlenmemize fırsat vermeyen annem beni işaret ederek
"Seni beğenmişler kızım dedi ." Ben beni beğenmeleri bir yere dursun , anneme

"Akrabamız mi aradı "? diye sordum.

Bana babamın  haber verdiğini söyleyince "
Ne diyorsun gelsinler mi " ? diye bir soru yöneltti .

Bende ne diycem ,

" Gelseler bile hayır derim. Daha evlenmek için yaşım erken. " dedim.

Babam aileyi araştırmış iyi bir aile olduklarını, durumlarının da iyi olduğunu duymuş.
Duymuş duymasına da maddiyat her zaman için babamda çok sonraki seçenek olmuştur.

O her zaman için huzur der.

İyi aile kelimesine odaklanan babam nasip kısmeti de öne sürüp birde üstüne ,
"olursa olur olmazsa olmaz" ı da
ekleyerek ortaya muhteşem üçlüyü çıkarmıştı.

  Velhasıl evin yolunu verdik ve hafta sonu geleceklerini biliyoruz. İşin dalgasında olan ben ve benden bir yaş büyük olan ablam ki, her zaman bana abladan çok bir dost bir arkadaş olmuştur.

Mutfak penceresinden sokağa giren arabaları izliyor. Her gelen arabanın içinden çıkan kişileri süzüp yok bunlarda değil diye bana bilgi veriyordu.

Mutfak kapısının açılması ve annemin içeri girmesiyle konu değiştiriyor, o gittikten sonra kendine görev bellediği pencere röntgenine devam ediyordu.

Sonrasında gelen bir arabaya" işte geldiler" demesini duydum ki gözünü damat aday adayına çevirmiş olmalı
bana " uzun boylu zayıf" diye önden doldurmaya başlıyor.

Kapı çaldı ve içeri girenleri mutfak kapısının  bulanık cam görünümlü kısmından analize başladık ki sadece bir erkek geçti.
Gel gör ki ablamın dediği gibi uzun boylu olmaksızın 1.71 olan ben ,
sanırım oda 1.69 , 1.70 diye hemen hemen benim boyumda kanaati getirip, ablama yanıldığını gözlerimi yan devirerek ilettim .

Biraz zaman geçti kahve yapmamıştım ,yap diyende olmadı zaten.Sonuçta bir isteme değil di bu ablası girdi mutfağa.
Sonra annem ve anneleri.
Ablası "İçeri gel istersen birbirinizi görürsünüz "diye teklif etti. Anneme baktım ablamı da işaret ederek "beraber gidebilirsiniz "dedi.

    Sonra oturma odasının önüne geldi ki bana,
"Önce sen gir" dedi.
Ablamla o kadar şifreleşme , kendi aramızda işaret oluşturmaktan , bunun da ablasıyla arasına bir işaret olduğu ve ilk girene bakmasını , önceden konuştuklarına dair bir his oluştu  içimde.
Oyunlarını bozdum . Ben de
"yok sen gir "diyerek elimle buyur ettim .
Tutamayıp gülerek içeri geçti ve kapıda elini iki tarafa açtı sanki ben geldim malesefi kastederek ,

  Evet bilmiştim oyunlarını ilk golü ben atmıştım ama arkasından ben girerken hala kapı tarafına bakmayı sürdüğünü kestirmemiştim ki , göz göze geldik...

  Aptalca bir gülümseme oldu yüzümde gözüne bakınca ,gözgöze gelince yani kısacası,
"İşte bu" dedim ve ekledim. "Evlenilecek adam o zaman bir golde ben yemiştim sanki "

Aynı tebessüm onda da oluştu .
  
Gri bir ceket giymişti.Kolunun dirsek kısmında siyah deri detayları vardı.Altına kot giyerek sporlaştırmaya çalışmıştı ama bu ona ayrı bir hava katmıştı birde puan kırdığım tesbih vardı elinde.

Ben , ablam ,  o ve ablası vardı içeride televizyonda Akasya durağı oynuyordu.

Sinan meşhur repliğini yaptı "Drın drın drın drııın" diye tesbih sallayarak. Tam gülecektim ki dilimi ısırdım ağırbaşlı olmam gerekiyordu sonuçta ;)

Gülmemem için başka yere bakabilirim aslında ama yapamıyorum gözlerimi televizyondan alamıyorum. İçeride televizyondan başka hiç ses yoktu.  Konuşmuyorduk öylece durup bekliyorduk ki o birden ayağa kalktı evin sarsılmasıyla ,korktuğu çok belliydi .

Ablam hafif sırıtarak" tren geçiyor "dedi sadece.Evimiz tren yoluna en fazla 10 metre mesafedeydi . Yanlış duymadınız çoçukluğum tren geçince koşup içindekilere el sallamak ile geçti .

      4. Kattaydık, tren yolunu illa görmüştür ama bu denli sarsılacağını hesap etmemişti anlaşılan .
Oysa biz alışmıştık .Uykuda deprem olsa tren sanıp uyurduk belki .
Trenden sonra dördümüzünde yüzünde bir tebessüm oluştu.Annelerin içeri girmesiyle ,
Annesi " artık kalkalım biz " dedi ve gittiler .

Bu muydu yani çok büyük bir şey atlamıyor muyuz .  Ya ben daha sesini bile duymadım ... 

ÖLMEDİM GÜÇLENDİM (Yeni Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin