🍂BÖLÜM 3|DEMEK KARŞILIĞI BUYMUŞ

709 22 2
                                    

Merhabalar, oy ve yorumlarınızı bekliyorum..

" Gece , gündüzü yenermiş.."

BÖLÜM 3| DEMEK KARŞILIĞI BUYMUŞ

Bütün gece hastanenin bahçesinde çınar ağaçlarının altında oturmuştum. Gecenin karanlığı gibi çökmüştü bütün herşey üzerime. Tek istediğim şey kardeşimin iyileşmesiydi ve onun için herşeyi yapardım. Aklıma onun imaları gelince gözümden akan birkaç damla yaşa engel olamadım. Kendimden nefret ettim , ona boyun eğecek kadar çaresiz olduğum için kendimden nefret ettim. Bana gözyaşı döktüren adamdı, bir zamanlar kalbimi ele geçiren. Derin nefes almaya çalıştım. Hava aydınlamıştı, gündüz geceyi yenmişti. Öyle derdi annem , sabah olunca gündüz geceyi yendi derdi. Akşam olunca ise gece gündüzü yendi derdi. Ben onu geceye benzetirdim , bu yüzden hep karanlıktı etrafım çünkü her zaman gece gündüzü yenerdi.

Ayağa kalktım ve hastanenin bahçesinden geçerek hastaneye girdim. Emirin yattığı odaya geldiğimde yüzüme zorlukla bir gülümseme yerleştirdim. Kapıyı açarak " günaydın" dedim gülümseyerek. Ona doğru yürürken " günaydın abla" dediğini duydum. Yatağının kenarına oturarak yanağını öptüm. " iyi misin, nasıl hissediyorsun kendini" dedim elimi yavaşça tutarak.

" yorgunum , uyumak istiyorum. Evimize ne zaman gideceğiz?" Diye sorunca başta sustum. Sonra hafifçe gülümsedim " çok yakında, tedavin biter biter hemen gideceğiz. Hatta sana söz vermiştim ya , seninle lunaparka da gideceğiz." Dediğimde mutlu olan yüzünü görünce bende mutlu oldum. Elimi saçlarına koyarak hafifçe okşayarak " şimdi benim bir yere kadar gitmem gerekiyor. Hemşire ablan burda zaten tamam mı , seninle ilgilenecekler. Beni uslu uslu burada beklersin değil mi?"

Başta biraz susmuştu. Sonra pekte memnun olmayan şekilde başını öne doğru sallamıştı. Yatağın kenarından kalkarak anlını yavaşça öptüm ve dışarıya çıktım. Kapıya sırtımı yaslayarak " karşılığı ne olursa olsun kabul edeceksin?" Dedim kendi kendime. Çünkü içeride yatan kardeşime bir umut bulmak zorundaydım. O umut çok zalim birindeydi farkındaydım. Ama mecburdum, daha beş yaşında olan bir çocuğu ölüme terk edemezdim. Onu yaşatmak için gerekiyorsa , o iğrenç imasına bile dayanamadığım şeyi yapardım. Kapıdan sırtımı çekerek hastaneden çıktım.

Acı varmış , gerçekmiş. Daha bir ay önce o sabah öğrenmiştim. Bağırmak , çağırmak istedim. Onun başına yıkmak istedim herşeyi ama sadece suratına bir tokat atmıştım. Niye mi? İğrenç sözlerinden dolayı..

Başımı kaldırdığımda korkmazer yazan şirket tabelasını gördüm. Şu hayatta en nefret ettiğim isimlerdi , korkmazer'ler..

Binaya girdiğimde yan taraftaki danışman kadına doğru yürüdüm ve düz tutmaya çalıştığım sesimle " demir korkmazer'le görüşecektim.". Hemen söylemiştim hızlıca, bir an önce buradan gitmek istiyordum.

" demir bey şuan şirkette değil. İsterseniz haber vereyim. Bir dakika.." demişti ve önündeki kağıda bakarken " siz neyra yılmaz mısınız?".

" evet" dedim. Sonra beni baştan aşağıya inceleyerek hafifçe tek kaşını kaldırarak hoşnutsuz bir tavırla " egemen bey sizi bekliyor" dedi. Derin bir nefes verdim ve başımı iki yana sallayarak egemen korkmazerin odasına doğru yürüdüm. Yerini biliyordum çünkü , daha önce gelmiştim. Siz bana o lafları söyleyecek en son insansınız.

Kapının kenarında yazan isme baktım. Korkmazer'ler. Şu hayatta tanıdığım en berbat insanlardı. Demirin babasından habersiz hiçbir şey yapmayacağını bilmem gerekiyordu, nasıl unutmuşum. Odanın kapısına vurarak içeriye girdiğimde karşımda egemen korkmazeri , demirin babasını görmüştüm.

" Demek doğruymuş. Demirden bir milyon istemişsin." Dediğinde, öfkeli çıkan sesimle " hemen yetiştirmiş zaten" dedim sizden bu beklenir der gibi. Ayağa kalktığında ellerini masasına dayararak " daha bir ay önce gelip , bana neler söylemiştin değil mi neyra? Ama bakıyorum da şimdi benim parama muhtaçsın.". Sustum. Bu sözlere sustum. Gözlerimi yavaşça kapatıp açtım , sinirlenmeyecektim, öfkelenmeyecektim.

" Parayı sana vericem ama demir senden şu kağıdı imzalamanı istedi." Dedi elindeki çok sayfalı kağıdı uzatarak. Bir adım attım ve durdum. Sonra elindeki kağıdı alarak masadan bir de kalem aldım ve bütün sayfalara imza attım. Şuan ne imzalıyordum bilmiyordum. Tek istediğim o lanet olası parayı alıp bir daha buraya adım atmamaktı. İmzaladığım kağıtları masanın üzerine bıraktığımda bir çanta parayı bana uzattı.

Elim titreyerek çantayı aldığımda sırtımı dönerek odadan çıktım. Demirden bunu beklerdim. O zaman niye ağlıyordum. Beklediği karşılık o sayfalardaydı, ama okumamıştım. Daha yeterince gözümde bitmişti, onları okuduktan sonra daha da bitmesin istedim belki. Kendime kızdım en çok , şu dünyada milyarlarca insanın içinde hiç olmayacak birine aşık olmuştum. Öfkem ne kadar artsada, niye şu çarpan şeye söz geçiremiyordum. Dursun istemiştim o sabah , şu kalbim dursun istemiştim. Ama hayat bana ,daha dur bunlar ne ki demişti. Yavaş adımlarla geldiğim yerden koşarak çıkıyordum. Tam kapıdan çıkacakken birine çarptığımı hissettim. Başımı yavaşça kaldırırken " kusura .." ' kusura bakmayın' diyecektim ama o gördüğüm gözlerle cümlemi yarıda kestim. Nefret dolu gözlerimi onun siyah gözlerine çevirdim.

" niye ağladın" dedi sanki sesi biraz sinirli çıkmıştı. Birden kolumu tutunca gözlerimi eline çevirdim. Kolumu elinin arasından sertçe çekerek " senden tam beklediğim gibi davrandın" dedim sesimdeki öfkeyle. Kızmamam gerekiyordu ama neden bu kadar öfkeliydim. Kolumu bırakmayınca gözlerimi tekrar ona çevirerek " bırak " dedim sesimin tonuna dikkat etmeyerek. Etraftaki insanlar bize bakınca kolumu elinden çekerek kapıdan çıktım. Gördüğüm taksiye hemen bindim. Başımı yana çevirdiğimde şirketin kapısında bana bakan adama baktım. Gözlerimiz birbirine bakarken açık olan camı kaldırdım. Hala bakıyordu önüme dönerek " gidelim" dedim ağlamaktan kısılan sesimle. Yol boyunca başımı cama yasladım ve akan gözyaşlarımı sildim. Sonunda hastaneye geldiğimde elimdeki çantayla girdim. Emirin odasından çıkan doktoru görünce ona doğru yürüdüm " tedaviye başlayın, ben ödemeyi yapıcam. Hemen başlayın" dedim.

**
Emirin yanına girdiğimde ağlayarak bana bakıyordu. Hemen yanına oturdum " ablacım ne oldu , niye ağlıyorsun" dedim onu kucağıma alarak. Bana sarılarak " saçlarımı keseceklermiş" demişti ağlayarak.

Çaresizlik buydu. Kucağımda bana bakarak ağlayan kardeşime ' hayır' diyememekti. Saçlarını çok seviyordu, hastalıktan dökülmesine bile ağlıyordu. Şimdi nasıl diyecektim, bütün saçlarını kesmek zorundayız diye.

Bölüm sonu..

AŞK-I DENEYRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin