🍂BÖLÜM 12| ÖFKENİN ACISI

328 21 6
                                    

Bu bölüm beni oylarıyla kitabın başından beri yalnız bırakmayanlara gelsin..

mavimavili_

S_akcay03

user05031256

8sonsuzmavi

semagggso

Keyifli okumalar..

" Herşeyi yanlış yorumluyorsunuz, suskunluğu bile.."

BÖLÜM 12| ÖFKENİN ACISI

Ölüm gibi beter şeyler varmış hayatta ,bugün ben bunu öğrendim. Hatta doğrusunu söylemek gerekirse ölümden beter ölümmüş. Şuan gördüklerimi anlatacak bir kelime bulamıyordum. Şuan karşımda gördüklerimi söze dökemeyecek kadar aciz kalmıştım.

Ölümden betermiş , sevdiğin adamın kolunda bir başka kadını görmek..

Her ne yaşasamda yinede hiç düşünmemiştim. Onun yanına her zaman kendimi koymuştum, ondan nefret ettiğimde de , ona aşık olduğumda da sadece yanına kendimi koymuştum. Ama şimdi karşımda kolunda nişanlısıyla alkışlar içerisinde yürüyordu. Ecenin gülerek etrafa nara atmalarını umursamadan bakışlarımı yanında bir kaya gibi duran adama çevirdim. Bakışları sert, öfkeli ve kızgındı. Tanıyordum artık onu , ne kadar acı olsada onu tanıdığım için üzülüyordum. Bir zamanlar bana deselerdi , onu yakından tanıyacaksın, inanmazdım. O bana imkansızdı ama artık onun için o kelimeyi bile kullanamıyorum.

Gözlerimiz birleştiğinde birden gözleri benim gözlerimin içine baktı. Bir şey anlatmak istiyor gibi bakmıştı. Sol gözümden süzülen bir damlayla gözlerimi onun gözlerinden ayırmadım. Başını yere eğdiğinde gözlerimizi ayırdı, gözümden akan bir damla yaşı yüzümü ağrıtacak derecede sertçe sildim. Yanağımın kızardığına emindim ama şuan kızaran yanağım önemli değildi. Şuan salonda karşı karşılaydık.

Ben üzerimde garson kıyafetiyle, o ise üzerindeki damatlığıyla. Bizim uçurumumuz burada başlıyordu.

Sustum. Sırtımı döndüğümde şef garson yanıma gelerek "demir bey ve ece hanımın masasına şarapları götür"

Tam itiraz edip , burayı terkedip gidecekken aklıma emirin ' abla o arabayı alacaksın değil mi bana' dediğini hatırlayınca usulca başımı sallayarak kenardaki tepsiyi titreyen ellerime alarak ona doğru yürüdüm. Masalarına oturmuş elindeki telefonuyla uğraşıyordu. Sanki şuan hiçbir şey umrunda değilmiş gibi sadece telefonuna bakıyordu, telefonundaki baktığı şey buradaki herşeyden önemli gibi..

Ona doğru attığım adımlardan sonra masanın kenarında durarak tepsideki şarapları ve bardakları masaya bıraktım. Birden başını kaldırarak bana baktığında, hemen elindeki telefonunu kapatmıştı. Gözlerimi ondan çekerek tepsideki diğer şeyleride boşaltarak oradan hızlıca uzaklaştım. Salonun içinden çıktığımda bir üst kattaki balkona gelmiştim. Elimle demirlikleri sertçe sıkarak " bu kadarını haketmiyorum, bunu görmeyi haketmiyorum"

Elimin beyazladığını görünce geri aşağıya inecekken bir bedene çarpmamla olduğum yerde durdum. Şuan karşımda o vardı, üzerinde ona çok yakışan damatlığıyla karşımda duruyordu.

Derince yutkunduğumda önünden geçip gitmek istedim ama bileğimi tutarak buna engel oldu. Bileğimi tekrar çekmeye çalıştığımda yine bırakmayınca ellerimi gögsüne doğru uzatarak onu itmeye çalıştım. " ne istiyorsun, ne istiyorsun sen benden, bırak o sabah yaptığın gibi yap. Susarak öldür beni , hadi o sabah yaptığın gibi tek bir hareketinle öldür beni " dedim bağırarak. Artık öfkem taşmıştı, nefretim beni aşmıştı. Artık sussamda içimdeki acı geçmiyordu, ne o sabah yaşadıklarımı unutabiliyordum ne de karşımdaki adamı görmeye tahammül edebiliyordum.

Söylediklerimi umursamamış gibi düz bir sesle " senin ne işin var burda" dedi üzerimdeki kıyafetleri göstererek.

" bizim hayatımız senin gibi değil , biz yaşayabilmek için çalışmak zorundayız. Para kazanmaya ihtiyacımız var." Dedim öfkeli bir şekilde bileğimi onun elinden çekerek.

" bunun için benim nişanımı mı buldun"

" senin olduğunu bilseydim asla adımımı bile atmazdım. Senin gibi bir adamın suratını daha fazla görmemek için bırak burda durmak önünden geç ..." cümlemi tamamlayamadan beni sertçe yanındaki duvara yasladı. Sırtım duvara yaşlandığında tam konuşacakken dudaklarını dudaklarıma sertçe yapıştırdı. Şuan beni öpüyordu ,kendi nişanında şuan beni öpüyordu.

Öfkeli bir şekilde bacağına sertçe bir tekme atıp onu bir adım uzaklaştırdığımda, gözlerimi gözlerine dikerek sertçe bir tokat attım yanağına

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Öfkeli bir şekilde bacağına sertçe bir tekme atıp onu bir adım uzaklaştırdığımda, gözlerimi gözlerine dikerek sertçe bir tokat attım yanağına..

İşaret parmağımı ona doğru sallarken " bir daha asla böyle bir şeye cüret etme , asla" dedim bağırarak.

***

Hastane bahçesine girdiğimde bahçenin en köşesindeki karanlık banka doğru yürüdüm. Sırtımı banka yasladığımda dizlerimi kendime doğru çekerek kollarımı sıkıca sardım. Anlımı dizlerime yaslayarak öylece ağladım. Artık acı çekmek istemiyordum, artık yorulmuştum. Ben bir insandım ve artık tükenmiştim. Herkes gibi bende yorulmuştum. Dilaranın sesini duyduğumda ayağa kalkarak ona sarıldım ağlayarak.

" yoruldum , artık canım acımasın" dedim yalvayarak. Gözyaşlarım şiddetli yağan yağmur gibi dökülüyordu. Engel olamıyordum..

" neyra , neyin var senin" dedi endişeli sesiyle dilara. Susarak ağladım sadece , sanki ağlayınca içimdeki duygular geçicek sandım ama geçmedi. Ben ağladıkça o duygular içime hançer gibi saplanmaya devam etti.

Bir süre bankta sessizce oturduk. Dilara bana bakarak sustu. Bende dizlerimi kendime çekerek öylece yerdeki yaprakları izliyordum.

" sana bomba bir haberim var" dedi sanki konuyu değiştirmek ister gibi. Hiç şuan ilgimi çekmese bile başını ona doğru kaldırarak baktım. Emindim ki yine bir magazin haberiyle gelmişti.
" demir korkmazer , nişanını terk etmiş"

Duyduklarımla başımı diğer tarafa çevirerek yan bir şekilde dizlerime yasladım. Gözümü kapatıp açtığımda karşımda siyahlar içinde duran demiri gördüm. Gözlerimi tekrar kapatıp açtım. Nişanını bırakıp buraya mı gelmişti. Gözlerimi onun karanlıklar içindeki gözlerinden çektim ve başımı tekrar dilaraya doğru çevirdim. Şuan onun yüzünü bile görmek istemiyordum. Birden kolumda bir el hissettiğimde, dilaranın şaşkın bir şekilde " demir korkmazer" demesiyle dizlerimi yere indirdim. Gözlerimi demire çevirdiğimde buraya doğru geldiğini anladım. Birden bileğimden tutunca şaşkın bir şekilde " ne yapıyorsun" dedim bileğimi onun elinden kurtarmak için.

" yürü , gidiyoruz" dedi ve bileğimi bırakmadan zorla peşinden yürüttü.

Bölüm sonu..

AŞK-I DENEYRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin