Bölüm 19

87 8 1
                                    

"İlacı alırken yolda, arkadaşlarımdan biri olan Velly'e birkaç şeyden bahsetmiştim ve sanırım Lord Viester ve Majesteleri durumu yanlış anlamış."

"Ne yanlış anlaması?" diye sordu Helen ağzını zorlukla açarak.

Helen'in ağzını acımsı bir tat kaplamıştı.

Ellie, Helen'in gözlerinin içine bakmayı kesti ama Helen çoktan onun bakışlarındaki çaresizliği görmüştü.

"İlacı alan kişiyi Velly sanmışlar."

"Neden bu kadar irdelemişler ki? İlaç önemli bir şey miydi?"

"Bunu bilmiyorum. Ancak... Cecillia'nın cariyelik konumu derhal alındı ​​ve saraydan atıldı, bu arada Velly de zindandan çıkarıldıktan sonra... kendi hayatına son verdi."

"Öldü mü?"

"...Evet."

Ellie, arkadaşı Velly'nin ölmesine çok şaşırmıştı.

Birlikte çok kötü şeyler yaşadığı arkadaşı...

Velly'nin muhtemelen kendisi hakkında çok şey bildiği için orada olmayan biri adına itiraf ettiğini düşündü.

Ve Velly yine onun için kendini feda etmişti...

Ellie çaresizlik içinde dudaklarını ısırdı.

"Majesteleri neden..."

Yoksa Velly öldürüldü mü?

Ellie kelimeleri düzgün bir şekilde seçemedi.

Çünkü Helen'in yüzü şimdiden derin bir şoktaydı.

Ellie dudaklarını büzdü ve çenesini sıktı. Kendini toplaması gerekiyordu.

Hem o hem de Cariye Edith de öldürülmüş olabilirdi.

“İlacın alınması bu kadar önemli bir konu muydu? Cecillia’nın neden saraydan atıldığını bile bilmiyorum. Majestelerinin umrunda olmadı bile..."

Ellie konuşurken birden Helen'i yerinde buz gibi donmuş buldu.

Korkmuş gibiydi.

"Ekselânsları....?"

Helen, Ellie'nin şüpheyle dolu sorusuyla kendine geldi.

"Ha?"

"İyi misiniz?"

"E-evet. Ben iyiyim."

O gerçekten iyi görünmüyordu. Dehşete kapılmış gibi düşen gözlerinin köşesi ve gözbebeği, aynı zamanda bir deprem olmuş gibi titriyordu.

Alnında biriken ter boncukları aşağı damladı ve yanaklarından süzüldü.

"Majesteleri, hala hastasınız, değil mi?"

“Sanırım...”

“Ben gelene kadar dinlenin, size ıslak havlu getireceğim.”

Ellie, arkasını dönmüş ıslak havluyu almaya gidecekken Helen onu tuttu.

Ellie arkasına baktığında Helen’i kendisine şaşkın şaşkın bakarken buldu halbuki onu aniden tutan kişi de Helen idi.

Ve Helen, düşünmeden konuşmaya başladı.

“Zahmet verdim, özür dilerim.”

“Özür dilemeyin, bu benim görevim.”

Ellie ıslak havluyla geri döndüğünde, Helen ne söyleyeceğini düşünüyordu.

Tarif edilemez bir şekilde yıkılmış hissediyordu.

Hepsi onun yüzünden olmuştu. İmparator’un akrabası varsaydığı adama yardım etmeye çalışırken işleri eline yüzüne bulaştırmıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 25, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sahte Cariyeyi Zalim İmparator YakaladıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin