yorum yaparsanız çok sevinirim
sizce nasıl gidiyor hikaye?? ben ilk üç bölüm için memnun değildim ama bu bölümde aralarında ateş yandı bence sönmez de ehehhe neyse hadi iyi okumalarr🍄🍄🍄
"Burada ev almak zor. Bu alanda yaşayanlar dışarıdan özellikle de yabancı olan birisini istemiyordu. Bana danışmanlık yapan kişi bile çok sıcak bakmıyordu. Üstelik evin şeklini ve yapısını bozacak bir şey yapmana da izin verilmiyor."
Harry ikisini öncelikle kapının önüne çıkardı. Louis parmak uçlarında durup taş evi süzdü. Ev gerçekten bir tarih taşıyordu. Evin önünde upuzun bir ahşap masa vardı. Louis parmak uçlarında yürürken masada elini gezdirdi.
"Seni nasıl kabul ettiler?"
"Burada hep aileler oturuyor. Bekar bir alfa olmam da büyük bir sorundu. Biraz İtalyanca bilgim vardı. Ben de kendime bir alyans alıp komşularla konuştum. Öyle partileyecek bir yapım olmadığını, buradaki havaya uyacağımı söyledim. O zaman daha sıcak baktılar. Emlakçı ve danışmanlar zaten paralarını aldıktan sonra karışmıyor. Evin odaları küçük ama çok. Toplam yedi tane var. Bir tanesi benim yatak odam, iki tanesi misafir odası. Bir tanesini stüdyoya çevirdim. Gitar çalmak için. Bir tanesi kıyafet odası, bir tanesi ıvır zıvır. Diğeri de çalışma odası."
Harry'nin komşularını nasıl aldattığını öğrenince ağzı açık kaldı ama sonra birlikte güldüler.
"Sonuncu oda?""Şu anlık boş." Louis hava kapkaranlık olduğundan ve en yakın ev metrelerce ötede olduğundan çok fazla bir şey göremiyordu. Yemyeşil çimler uzanıyordu. Denizi seçebiliyordu fakat denizden de yine yüksektelerdi.
"İçeri girelim."
Louis çıplak ayağını paspasa silip içeri girdi. Harry de onu takip etti. Harry kapıyı değil sadece sinekliği kapattı. "Ev aldığımda eşyalıydı. Salondaki takımı değiştirmedim. Çok rahat değil ama iş görüyor."
Tavanlar basıktı ve ahşaptandı. Mutfak açıktı ama salondan iki basamak daha yukarıdaydı. Eskiliği korunmuştu bu yüzden pratik olmayan bir görüntüye sahipti bu mutfak. Yine salondan iki basamak aşağıda ve sadece duvarla ayrılan yerde de yemek odası vardı. Yemek odasında beyaz örtülü masanın üstünde ihtişamlı bir avize duruyordu. Şöminesi vardı. Şöminenin üstünde fotoğraflar vardı. Noel'de çekilen bir aile fotoğrafı duruyordu. Hemen yanında ise Louis'nin ve Harry'nin Thames Nehri önünde çekildikleri bir fotoğraf vardı. Louis bunu görünce şaşırdı. Bu fotoğrafı Harry'nin evinde görmeyi beklerdi ama böyle bir tatil evinde görmeyi hiç beklemezdi.
"Bana güzel zamanları hatırlatıyor. O fotoğrafı Gemma çerçeveletti. Ben de buraya getirdim."
Louis anlayışla ona baktı. "Güzel zamanlar geçirdik, değil mi?"
"Evet."
Harry yorgun gözlerini kırpıştırdı. Elini saçına geçirdi ve yine o Louis'yi anlamak isteyen bakışını attı. Louis kollarını kendi vücuduna doladı ve güvensiz şekilde ona arkasını döndü. Geçmişi düşünmek istemiyordu ama galiba eski sevgilisiyle İtalya'da tek başına bir evdeyken bundan kaçmak mümkün değildi. "Sırada ne var?"
"Yemek odasından inince bir tane daha oturma odası var. Bir de tuvaleti var. Tuvaletini genelde misafirler kullanıyor ama pratik değil. Odalara her türlü çok uzak."
"Eski evler böyle işte. Niall ile Cornwall'a gittiğimizde orada da mutfak alttaydı."
"Aşağı görmek ister misin? Oraya neredeyse hiç inmiyorum. Biraz dağınık."
"Sonraya kalsın." Louis böyle karar verince Harry onu bir üst kata çıkardı.
"Sen benim odamda yatarsın ben misafir odasında. İşte burası benim yatacağım oda. Pek bir şey yok. Bir dolap, aynalı komidin ve yatak." Elbette odada ısıtma ve yatak başında komidini de vardı. Duvarlara çok tatlı çizimler asılmıştı. Üstelik iki tane penceresi vardı ve pencerenin olduğu yer oyuktu. Harry geldiklerinden beri hiç dokunmamış olucak ki yatak örtüsü olduğu gibi duruyordu. "Bu odada tuvalet de var. Oldukça küçük."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
halfway home
FanfictionHarry onun ağlamasına yorum yapmadı. Sadece gözyaşlarını sildi. "En azından bedenin bana ait olduğunu biliyor." Harry çok acımasızdı. Neden böyle konuşuyordu? "Sabah buradan gidiyoruz." dedi. "Nereye?" "Sadece ikimizin olacağı bir yere." ya da Harry...