Harry'ye veda etmek zor olmuştu. Niall'ın dediği gibi kapıda bir süre aptal aptal konuşarak vakit geçirdiler. En sonunda Harry'nin taksisi gelince ayrılmak zorunda kaldılar. Alfa eve gidip kendi işleri için düzene girmek zorunda olduğunu söylemişti. Evde Niall ile yalnız kalınca sonunda iş hakkında konuşmanın zamanının geldiğini hissetti.
"Patron beni kovdu mu? Bir şey dedi mi?"
"Şikayet etti. Ne derse desin sağlığın için böyle bir ara verdin. Evet alfasızlık da etkiledi ama çok çalıştığın için de bu bir soruna dönüştü."
"Yine de evde kalıp bir şekilde evden de çalışabilirdim."
"Louis! Bu kapitalist sistemin ekmeğine niye yağ sürüyorsun? Çalışacak durumda değildin."
"Amacım kapitalist sisteme hizmet etmek değil, para kazanmak. Kiranın yarısını veremediğimde ne olacak sanıyorsun?"
"Kendine zengin bir sevgili yaptın."
"Off Niall. İşim var mı yok mu onu söyle."
"Bilmiyorum. Yarın gidip konuşalım. Hem Zayn'i görürsün."
"İyi fikir."
Beta ve omega salonda birbirlerine sarılarak film izledi. En sonunda sırt sağlıkları için yataklarına döndüler. Louis tek başına yatağa uzandığında öğlen Harry'yle olan kaçamaklarını hatırladı. Kızararak yüzünü yastığa gömdü.
Aklında dolanan bir tilki vardı. Harry'yi gerçekten seviyor muydu yoksa onun hayatındaki noksanlığı mı Louis'yi etkilemişti? Harry'nin yıllardır ona aldığı yüzüğü sakladığını düşünmek ve ona bu kadar yakın olmak... Biraz daha zamana ihtiyaçları vardı.
Louis örtünün altına girdi ve günler sonra tek başına kıvrılarak uykuya daldı.
***
Ertesi gün telaş içinde Niall'ın arabasıyla işe gittiler. Louis herkesi selamladıktan sonra Zayn'i bulmaya gitti. Zayn onu görür görmez kocaman gülümsedi. Louis onun kollarına koştu ve alfa onu çevik bir hareketle yakalayıp hafifçe havaya kaldırdı. Yanaklarından öptükten sonra indirdi. Birbirlerine daha sıkı sarıldılar.
"LouBear."
"Zaynie."
"Heeey, bana bir öpücük yok mu?"
Zayn'le aynı odayı paylaşan Dave dudak büzdü ama sonra gülümsemesini durduramadı. "Ben sizi yalnız bırakayım."
Dave odadan çıkınca Zayn Louis'ye tekrar sıkıca sarıldı. Esmer adamın inci gibi dişleri ortaya çıkmıştı.
"Seni çok özlemişim."
"Ben de çok özledim."
Louis'nin suratını avcunun içine aldı. "Ne güzel yanmışsın."
"Teşekkür ederim." Louis utanarak başını eğdi.
"Nasılsın?"
"İyiyim. Sen nasılsın?"
"Her zamanki gibi."
Beraber karşılıklı sandalyelere oturdular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
halfway home
FanfictionHarry onun ağlamasına yorum yapmadı. Sadece gözyaşlarını sildi. "En azından bedenin bana ait olduğunu biliyor." Harry çok acımasızdı. Neden böyle konuşuyordu? "Sabah buradan gidiyoruz." dedi. "Nereye?" "Sadece ikimizin olacağı bir yere." ya da Harry...