yedi

111 10 0
                                    

sizi beklettim ve bölüm kısa oldu
ama bir sonraki bölümde baya çok şey olacak

sizi beklettim ve bölüm kısa olduama bir sonraki bölümde baya çok şey olacak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pazartesi günü gelmişti. Yeni haftanın enerjisi evi de doldurmuştu. Louis o sabah ayna karşısında durdu ve çıkan sakalını okşadı. Yüzünü yıkadı ve kendine bakmaya devam etti. Aynadaki hali de 2016 senesine geri dönebilir miydi?

Odadan çıktı ve salona geçti. Harry ortalıkta yoktu. Muhtemelen dışarıda yoga ya da başka bir vücut geliştirme hareketini yapıyordu. Mutfak masasında kendisine bırakılmış meyveli karışımı görünce sevindi. Pipetli özel bardağını alıp arka bahçeye çıktı.

"Günaydın."

Harry bağdaş kurmuş eve arkası dönük duruyordu. Louis merdivenden indi ve onun karşısında sayılacak şezlonga oturdu. Henüz arka bahçe güneş görmüyordu. Güneş evin ön tarafına bakıyordu.

"Bugün ben işe dönüyorum sayılır. Seninle çok ilgilenemeyeceğim."

"Beni yalnız bırakabilirsin Harry. Ben bir çocuk değilim."

Muzlu içeceği bitmek üzereyken bardağı salladı ve dibine biriken tortuyu dağıttı. Pipeti tekrar ağzına götürdü. Yeni uyanmış şişmiş yüzü, Harry'nin kıyafetleri içinde boğulması, ayaklarını sallandırarak masum şekilde yine Harry'nin yaptığı içeceği içmesi... Alfa dalgın halde onu izlediğini fark etti. Başını sallayıp kendi hayal aleminden çıktı.

"Bu arada bir akşam Sofia ve eşini çağırmayı düşünüyorum. Bizi ilk onlar davet etti ama hamile bir kadını uğraştırmak istemedim."

"Henüz aşırı yorulacak kadar ilerlememiş hamileliği ama elbette onları çağırmak düşünceli bir davranış olur. En basiti ortak bir restoranta gidebilirsiniz. Kimse uğraşmaz. Temiz iş."

"Sen de geliyorsun."

"Eğer beni arkadaşın olarak tanıştırsaydın gelirdim Harry. Ben senin nişanlın değilim."

"Seninle tanışmak içim çağırdılar ama."

"Benim sorunum değil."

Harry ayağa kalktı. Az önce üstünde bağdaş kurduğu matı alıp kenara kaldırdı. "Saat ona geliyor. Ben çalışma odamda olacağım."

"Bana kahvaltı yok mu?" Harry ister istemez bu karşı çıkışa güldü.

"Hani küçük bir çocuk değildin? Kendi kahvaltını hazırlarsın sandım."

Louis oflarken Harry keyif içinde çalışma odasına yol aldı. Louis o gittikten sonra ayağa kalktı. Şimdilik içecek onu baya doyurmuştu. Yine çıkan sakalını okşayarak eve geri girdi. O gün de her şeyin aksine hava çok sıcaktı. Louis tek başına ne yapacağını düşünürken yine Harry'i rahatsız etmeye karar verdi. Pipetli bardağını mutfak çeşmesine bıraktı ve üst kata çalışma odasına çıktı. Kapıyı oldukça sessizce açarak içeri girdi. Harry onu süzdü ve bir şey demedi. MacBook'unda bir görüşme yapıyordu. Louis karşıdaki koltuğa geçti. Odadaki kitaplığı inceledi. Neredeyse bir raf Louis'nin çevirdiği kitaplardan oluşuyordu. Gülümseyerek raftan rastgele bir kitap aldı. Alan de Botton'dan Felsefenin Tesellisi kitabıydı. Louis koltuğa geri kuruldu ve kitabı karıştırmaya başladı.

halfway homeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin