Harry'nin hediye dükkanını andıran dolabını Londra'ya gitmeden önce yağmalamaya başladı. Belki de hiç giyilmemiş olmalarına rağmen alfaya ait oldukları için bu kadar çekiciydiler. Geniş sırt çantasıyla gelen Louis büyük bir valizle dönecekti.
Walter ile vedalaşmak zordu. Kedilere karşı çok sıcak hisler beslemese de Walter sevilmeyecek bir kedi değildi. Öğlenleri onunla beraber şezlongu kaplamayı özleyecekti. Ondan gelen sıcaklık ve titreşim huzur mıknatısıydı. Belki de döndüğünde bir kedi sahiplenmeliydi.
Louis üstünü değiştirirken Harry'nin onu gizliden izleyen bakışlarını hissetti. Giyecek yeni bir şey ararken alfayı uyardı.
"Alacağın bir şey varsa odaya girebilirsin biliyorsun."
Harry fark edilince utandı ve boğazını temizledi. "Sadece...ben.. şey."
"Sen ne?"
"O günden beri beraber olmadık."
Louis çıplak olduğunu yeni fark eden Adem gibi utandı o an.
"Seks her zaman işleri karıştırır." Kısacası, ilişkileri hala çalkantılıyken sevişmek istemiyordu. Harry çıkan sakalını okşadı. Louis ise seçtiği şeyleri giydi. Kumaş pantolon ve polo mavi tişört. Omeganın vücudunu ortaya çıkaran iki parça. Louis'yi güzel olduğu için suçlayamayacağınız gibi bundan etkilenen alfayı da suçlayamazdınız. Louis yine tembel bir havada saçlarını düzeltti. Harry'nin yanına gittiğinde uzanarak alfayı yanağından öptü. Alfası onu hemen kolları arasına hapsetti ve alnına kocaman bir öpücük kondurdu.
"Haklısın." Omeganın kokusunu içine çekti. Harry'yi seneler öncesine götüren bir kokuydu bu. Gülümsedi ve bu sefer Louis'nin burnunun ucunu öptü.
"Moda haftası yüzünden Londra'ya döndüğümde çok meşgul olacağım."
"Yıllarca birbirimizden ayrı kaldık. Biraz daha kalabiliriz."
"Benim planlarım daha çok seni yatağa bağlamaktı."
Louis sinirle dil çıkarıp kendini alfanın kollarından çekti. Bu sırada Harry kendi üstünü değiştirmek için kıyafetlerin arasına girdi.
"Benimle gelebilirsin. Bir sürü ünlüyle de tanışırsın." dedi Harry sevimli durmaya çalışarak.
Louis bu teklif karşısında güldü. "Önce beni güzel bir randevuya çıkarırsın. Nasıl fikir?"
"Omegam ne isterse."
"Senin kızgınlığın mı yaklaşıyor?"
"Hayır, öyle olsa Jeff beni arar haber verirdi. Yine de garip hissediyorum. Kızgınlık değil de, garip bir değişim."
Louis kaşlarını kaldırdı ve boşluğa bakarak düşündü. "Bu herhangi bir şey de olabilir. Benle alakalı ya da uyuşturucu."
"Olabilir." Harry başını salladı. Bu sırada giyeceği Gucci takımını seçmişti. Üstünü çıkardı. Hiçbir zaman çıplak olmakla alakalı sorun yaşamamıştı. Louis'nin önünde hızlıca giyindi.
"Hiç bir orgy'e dahil oldun mu?"
Harry durdu ve birkaç saniyeliğine göz göze geldiler. Alfa gözlerini kaçırdı ve duymamış gibi paçasını düzeltmek için eğildi.
"Tanrım..."
***
Havalimanında sorun yaşamadan kontrolleri geçtiler. Bu sefer daha burjuvazi bir yerdeydiler. VIP kısımda oturuyorlardı. Harry kendine bir kahve sipariş etti. Louis artık eve gidiyor olmanın sevinciyle bir çocuk gibi kıpır kıpırdı. Telefonunu çıkarıp Jeff'e İngiltere'ye varacağı saati söyledi. Louis ve onu alması için de bir şoför çağırmasını belirtti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
halfway home
FanfictionHarry onun ağlamasına yorum yapmadı. Sadece gözyaşlarını sildi. "En azından bedenin bana ait olduğunu biliyor." Harry çok acımasızdı. Neden böyle konuşuyordu? "Sabah buradan gidiyoruz." dedi. "Nereye?" "Sadece ikimizin olacağı bir yere." ya da Harry...