Zeniba gerginleşiyordu. Ve ne kadar yaklaşsalar, o kadar gerginleşiyordu, ama şimdi gerçekten endişeli hissediyordu. Orman ruhları çok güçlüydü ve eğer göl ruhu haklıysa ve Yuteela insanlara karşı kin besliyorsa bu gerçek bir sorun olabilirdi.
Bağlı bir ruh olmayan Zeniba, topraklarını kaybetmenin acısını bilmiyordu. Bunun nasıl bir şey olduğunu hayal edebiliyordu ama o duyguyu asla bilemiyordu. Yuteela'nın üzüleceğini ve kızacağını düşündü ama hiçbir şey onu Yuteela'nın öfkesiyle yüzleşmeye hazırlamıyordu. Korkutucuydu. O ormanını yok etmeye cüret eden insanlara yönelik
çok fazla öfkeliydi.
"Chihiro, dikkatli olmalıyız." diye uyardı. "Yaklaşıyoruz."
Chihiro etrafına bakındı. Her şey hala aynı görünüyordu; sadece bir grup kayalık arazi. "Nasıl biliyorsun?"
"Yuteela'nın öfkesini hissedebiliyorum." Cadı açıkladı. "Aurası öfkeyle dolu. Göl ruhu Yuteela'nın kızgın olduğunu söylediğinde, bunun bu kadar yoğun olacağını düşünmemiştim."
Öfkeli orman ruhunun etkileri duygularına karışırken Yüzsüz hırladı. Onun gibi bir canavar olduğundan, davranışları etrafındakilerin bir sonucuydu; 12 yıl önce hamamdaki saldırganlığının nedeni buydu.
"Hiçbir şey hissetmiyorum." diye mırıldandı Chihiro, bu kadar aptalca bir şey söylediği için kendini hemen aptal hissetti. Elbette hiçbir şey hissedemiyordu; o insandı.
"Hava öfkeyle dolu." Zenibe yanıtladı. "Yakın. Ve kızgın olduğunu söylemek yetersiz kalır."
Chihiro yutkundu. "O nerede?"
Zeniba omuz silkti. "Beni aşar."
Chihiro inledi. "Yu-kuş, biraz uçup bir şey görüp göremediğine bakabilir misin?" Yuteela'nın bir ruha zarar vereceğini düşünmüyordu.
Yu-kuş başını salladı ve havalandı. Hiçbiri karanlık bir figürün ormanın içinde kayarcasına hareket ettiğini farketmemişti. Figür, bir süredir onları izliyor, burada ne yaptıklarını merak ediyordu. Ruhların burada olması umrumda değildi, ama insan için aynı şeyi söyleyemezdi. Bir insanın burada ne işi vardı? Nasıl cüretle bu dünyaya gelirdi ve diğer ruhlar onunla ilişki kurmaya nasıl cüret ederdi!
Öfkeyle yumruklarını sıkarken ruhun parmak eklemleri çatırdadı. Yavaş yavaş yaklaşıyorlardı. Cadı ondan şüphelenmişti ve meçhul canavar duygularının etkisini hissediyordu. Ama insan cahildi, bu iyiydi. Kişisel olarak insanların ne kadar yıkıcı olabileceğini biliyordu. Geçmişin anılarından oluşan yaralar açılırken gözleri kısıldı. Hala dün gibi hatırlıyordu. Acımasızca ağaçları kesen insanlar, yuvaları yıkılırken saklanmak için koşan hayvanlar, çevre güzel yeşilinden insanlara yaraşır bir yere dönüşüyordu.
Bunları düşünürken boğazından alçak bir hırlama kaçtı. İnsanlar ona çok acı çektirmişti ve şimdi bir tanesi buradaydı. Onun öylece gitmesine izin vermeyecekti. Açgözlü yaratıklar!
Diğerleri onu takip ederken Yu-kuş tepelerinde daireler çizmeye devam etti. Hiçbiri onları izleyen eden öfkeli ruhun farkında değildi, ama öfke duygularının gittikçe yakınlaştığını hissettiler.
Sonunda Zeniba onları durdurmak için elini kaldırdı. Aşağıda onlara katılması için Yu-kuş'a ıslık çaldı. Chihiro başını iki yana salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spirited Away 2 - Ruhların Kaçışı 2 (Fanfiction)
FanfictionSpirited Away 2 -- Ruhların Kaçışı 2 Hikaye bana ait değildir! Çeviri bana aittir. Chihiro Ogino'nun, yıllar sonra tekrardan Haku'ya kavuşabilmek için çıktığı yolculuğu anlatan yabancı bir devam kurgusudur. Keyifli okumalar dilerim ♡ Hikayeyi orjin...