Spirited Away 2 - Ruhların Kaçışı 2 (Fanfiction)

Bölüm 16: Lord Okaia

"Burada mı?" diye sordu Chihiro. Bu açıkça bir sürprizdi. "Emin misin?"

Zeniba başını salladı. "Evet, mühür, Lord Okaia'nın yaşadığı yerin burası olduğunu gösteriyor."

Chihiro etrafına bakındı. Burası yalnızca tüm ruhlar dünyasındaki en güçlü büyücüyü bulmayı umduğu son yer değildi, aynı zamanda kehanetinde kendisine söylenenlere göre hala yapması gereken şeyler vardı.

"Ama anlamıyorum." diye mırıldandı, herkesten çok kendi kendine. "Kehanete göre, bu kadar kolay olmamalıydı."

Zeniba bir kaşını kaldırdı. "İşlerin daha zor olmasını ister miydin?"

"Asla!" Chihiro bağırdı. "Sadece şaşırdım. Belki de kehanet yanlıştı."

Zeniba çenesini ovuşturdu. "Ya da belki, daha fazlası var."

Chihiro inledi. Bunu düşünmemişti. Lord Okaia'ya ulaştığında 'yolculuğunun' biteceğini tahmin etmişti. Lafı açılmışken, o büyücü neredeydi ki zaten?

"Um, Büyükanne, olmamız gereken yer burasıysa, herkes nerede?"

"Uh..." Zeniba etrafına bakındı, Chihiro'nun haklı olduğunu anladı. "Lord Okaia'nın evinin girişi muhtemelen gizlidir. Bana bir dakika ver." Gözlerini kapattı ve konsantre oldu. Biraz zaman aldı ama sihirli bir engel tespit etti. "Orası!" Büyük bir kaya duvarı işaret etti. "Gizli yolu ortaya çıkar"

Zeniba'nın gözleri ışıkla parladı ve aniden kaya duvar şeffaflaşarak gizli bir mağarayı ortaya çıkardı. Chihiro gizli girişe baktı. Lord Okaia'nın nerede yaşadığını kimsenin bilmemesine şaşmamalı.

"O içeride mi?"

Zeniba başını salladı. "Görünen o ki öyle."

"Harika."

Chihiro bu görüşme hakkında çok endişeli hissetmeye başlamıştı. Elbette onunla daha önce tanışmıştı, ama bu sadece bir rüyadaydı. Şimdi onunla gerçekten yüz yüze gelecek ve karşılıklı olduğundan bile emin olmadığı aşkı için ruh olmak için yalvaracaktı.

"Büyükanne, gerginim."

Yüzsüz güven verici elini omzuna koydu. "Ah, ah, ah."

"Yüzsüz haklı." Zeniba kabul etti. "Başaracaksın. Sadece kendine güven. Ve ondan korkma. Duyduğuma göre biraz sert olabiliyor ama iyi bir kalbi var."

Chihiro yutkundu. "Öyle diyorsan."

Yüzsüz onu hafifçe öne doğru itti. Chihiro girişe baktı. Oldukça büyüktü. Lord Okaia'nın bir tür korkunç canavar ya da başka bir şey olmadığını umuyordu. Derin bir nefes alarak içeri girdi.

(-)-(-)-(-)-(-)-(-)-(-)-(-)-(-)-(-)-(-)-(-)-(-)

Haku sonunda onun kokusunu almıştı. İlk başta çok sevindi, ama sonra zehirli ormana doğru gittiğini fark edince sevinci dehşete dönüştü. Bu zehirli ağaçlar bir insanı saniyeler içinde öldürürdü.

Kokusunun ağaçlardan uzak, güvenli sayılabilecek bir mesafede olduğunu fark edince dehşeti biraz olsun yatıştı. Ama fark ettiği bir başka şey sonucu korku onu tekrar ele geçirdi.

Artık takip edecek bir izi kalmamıştı. Ama nereye gitmiş olabilirdi? Kimin bilebileceğine dair bir fikri vardı. Bilen biri varsa o da onlardı.