7. Bölüm - ''One hundred fourty three.''

9.7K 778 736
                                    

Baekhyun duyduğu şeyle önce Chanyeol'ün gözlerinin tam içine baktı, şaşkınlık ve birkaç tuhaf duygu daha damarlarının her yerinde geziniyordu.

Birkaç dakika boyunca birbirlerine o şekilde baktılar, ikisinin dudakları arasında yalnızca birkaç santim vardı, öyle ki dev şu anda Baekhyun'un nefesini içine çekiyordu. Küçük olan hala şokun içindeyken, Chanyeol gözlerini onun dudaklarına dikti; ince, küçük ve bebek pembesi rengindeydiler.

Dev, onu öpmek istiyordu.

İstemsiz bir şekilde kafasını onun dudaklarına doğru yaklaştırınca Baekhyun birdenbire elini kaldırdı ve onun ağzına koydu. Onun elini hisseden Chanyeol titremeye başladı, sarışın çocuğun ona tek bir dokunuşu bile onu delirmeye yetiyordu.

''D-Dur...'' diye fısıldadı Baekhyun, gözleri Chanyeol'ün çikolata kahvesi gözlerine dalmışken, ''N-Ne... Diyorsun sen?''

 ''...'' Dev, sustu ve cevap vermedi. Aradan birkaç saniye geçti ve Baekhyun bir soru daha sordu.

''Benimle dalga mı geçiyorsun?'' Bu sorunun ardından Chanyeol çok fazla sinirlenmişti, küçük olan nasıl olur da onunla dalga geçtiğini düşünebilirdi?

''Ne dalga geçeceğim seninle?!'' dedi ters bir sesle ve Baekhyun o an ürküp geri çekilmişti, ''Ben ciddiyim!''

''...''

Chanyeol'ün ciddi yüzünü gören Baekhyun hıçkırmaya başlayarak ağlamaya devam etti, kalbi acıyordu. Bu çok fazla yanlıştı, Jongin'le bir ilişkisi olmasından daha yanlıştı.

''B-Ben,'' diye fısıldadı elini gözlerine götürerek, ''Ben sınırımı çoktan aştım. Üvey kardeşimle bir il-ilişkim var ve insanlar-''

''İnsanlar?!'' diye bağıdı Chanyeol bir kez daha, ''İnsanların tepkisi umurumdaymış gibi görünüyor mu oradan?!''

Kafasını eğdi ve Baekhyun'un yüzüne daha çok yaklaştı, küçük olan sessizdi.

''...''

''Seni istiyorum,'' diye fısıldadı Chanyeol onun dudaklarına, narince.

Sarışın olan bunu duyunca adeta çıldırdı ve elini uzun olanın göğsüne koyup onu itti.

''Bunu nasıl söylersin?!'' dedi yüksek sesle, ''Ben senin erkek kardeşinim ve kardeşinle çıkıyorum!''

Onun yüz ifadesini izledikten sonra,

''Asıl sen bunu nasıl söylersin?!'' dedi Chanyeol, aynı tonda çıkan öfkeli sesiyle, ''Ağzından çıkanı kulağın duymuyor Baekhyun!''

Bunu duyan sarışın çocuk çoktan çıkılmaz bir yola girdiğini anlamıştı, kendi hayatını daha da çok mahvetmeye başlıyordu. Ama yanlış olan bu değildi zaten, o prematüre doğmuştu. Hayatının yerlebir olacağı başından belliydi.

 ''Bu yüzden senden uzak durmam gerekiyordu,'' dedi Chanyeol kısık bir sesle, ''Kardeşimi üzmek istemiyorum Baekhyun ancak sen... '' Elini kaldırdı ve çocuğun beyaz yanağına koydu, ıslak damlalar parmaklarına bulaşırken sarışın olan ona kızarmış gözleriyle bakmaya devam ediyordu, '' Büyüleyicisin. Seni görünce...''

Chanyeol'ün ona yaklaştığını gören Baekhyun bu sefer gözlerini kapadı, ne yapması gerektiğini bilmiyordu ve kalbi deli bir şekilde atıyordu. Chanyeol kafasını onun boynuna yaklaştırıp dudaklarını onun boynuna dokundurunca küçük olan gözlerini açtı ve titreyen alt dudağını ısırdı, şu anda ne olduğu anlayamıyordu.

Chanyeol ıslak dudaklarını onun kulaklarının tam arkasına dokundurup öptü, kokusunu içine çekertiğinde avcunun içinin titrediğini hissedebiliyordu. Sarışın olan tıpkı bir paket çikolata gibi kokuyordu, bağımlılık yapan ve zevk veren türden.

BromanceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin