Baekhyun büyük bir şokla birlikte bulaşıkları yıkadıktan sonra mutfaktan yavaşça çıktı ve ruh gibi dururken merdivenlere yöneldi. 10 dakika önceki o konuşma, aklından çıkmıyordu ve çıkacak gibi de durmuyordu.
Jongin'in ona resmen iftiracı demesi, onun kalbini çok fazla kırmıştı. Çünkü o hala, her şeye rağmen onu seviyordu ve bunu düşünürken bile gözleri dolmuştu. Jongin onun için yavaş yavaş bitiyor gibiydi...
Basamakları parmak uçlarıyla çıkarken elini tırabzanda gezdirdi Baekhyun, kendini yine kötü hissediyordu. Bu hisse alışmıştı artık.
Birinci koridora girip odasına yöneldiğinde, tam karşıdaki odanın kapısının önünde Chanyeol'ün durduğunu gördü. Bu görüntü olduğu yerde kalmasına sebep olurken parmak uçlarının hafiften titrediğini hissedebiliyordu çünkü dev, tam olarak onun gözlerinin içine bakıyordu ve Baekhyun çok daha fazla şaşırmıştı. Sanki onu beklemiş gibiydi.
Buna rağmen kafasını eğdi ve o tarafa bakmadan odasına doğru yürümeye başladı, adımlarını sıklaştırdı ancak birden bire kolunu tutan el ve onu duvara yaslayan vücut ile kalakalmıştı. Kafasını kaldırdığında, neredeyse dibine girmiş olan Chanyeol ile buluştu gözleri, koyu kahverengi hareler ve onların altına girmiş duygular. Şehvet diyebilirdi belki Baekhyun buna. Çok az da korku...
Baekhyun, dev ona giderek daha çok yaklaşırken gözlerini korkuyla kapadı çünkü bu onu ürkütmüştü. Hareket edemiyordu ve daha da önemlisi Chanyeol nefesini onun dudaklarına üflerken mantıklı düşünemiyordu, bu imkânsız bir şeydi.
Çocuğun kapalı gözlerine bakan Chanyeol hafifçe elini onun bileğinden çekti, ardından yüzüne götürdü. Baekhyun'un bir bebek kadar pürüzsüz olan tenini parmağıyla okşamak için elini dokundururken, küçük olan titredi. Onu itebilirdi, ama bunu yapmamıştı. Uzun parmaklar elmacık kemiklerinin üstünü nazikçe okşadı ve ardından sarışın çocuk, boynuna üflenen bir nefes hissetti. Ardından yumuşak hareketlerle kulağının arkasına doğru hareket eden parmaklar ve yine, bir nefes. Chanyeol onun kulağına doğru üflerken biraz daha eğildi.
''Dene,'' diye fısıldadı hafifçe.
Baekhyun bunu duyunca kirpiklerini hareket ettirerekve ürkerek açmıştı gözlerini. Aynı anda Chanyeol'da geri çekildi ve ellerini duvara dayayarak kısa çocuğun yüzüne biraz daha yaklaştı.
''Bir kez olsun, benimle de dene,'' dedi, ipek kadar yumuşak ve nazik bir sesle.
Cümlesini bitirdikten sonra, aralarında en az 5 santim mesafe olana kadar geri çekildi Chanyeol. Baekhyun'u kocaman açılmış, şaşkınlık dolu gözlerle bırakıvermişti.
Dev ondan, onunla yeni bir ilişkiye başlamasını istiyordu.
''B-Beni aşağıda savunduğun için teşekkür ederim,'' dedi Baekhyun kafasını çevirip, gözlerini ondan kaçırarak. ''Ama sana vurdum v-ve ben, tükürdüğümü yalamak istemiyorum Chanyeol.''
Dev yalnızca gözlerini kapadı ve düşünmeye çalışırken kafasını hafifçe aşağı eğdi, o Baekhyun'un ona vuruşunu hiçbir zaman sorun etmemişti ki. Dün çok fazla sinirle ve duyguyla yüklendiğinin farkındaydı, istese onu durdurabilirdi ve ona 2 katı sert bir şekilde karşılık verebilirdi. Ancak o yüzden durdurmamıştı ve vurmasına izin vermişti.
Elini küçük olanın çenesine götürüp, yüzünü kendisine çevirdiğinde gözlerini onunkine dikti. Baekhyun... Umutsuz görünüyordu.
''Bana vurman umurumda değil,'' diye mırıldandı Chanyeol, onun çenesini parmaklarının arasında sıkarken, ''Bunu gerçekten umursamıyorum, Baekhyun. Tükürdüğünü yaladığın ve yalamadığın da açıkçası umurumda değil.''
Şaşkınlıkla ona bakmaya devam eden çocuğun kafasını duvara doğru yumuşakça itti ve ardından kendisi ona doğru eğildi, parmakları çenesinden kalbine doğru inerken, Baekhyun tişörtün altından çok fazla gıdıklandığını hissedebiliyordu. Bunun dışında, inanılmaz derecede büyülenmişti. Çok ama çok fazla...
''Madem tükürdüğünü yalamak istemiyorsun...'' diye fısıldadı, Baekhyun'un sol göğüs ucunu tişörtün üstünden okşarken, küçük olan o kadar çok gerilmişti ki nefes almakta bile zorlandığını itiraf edebilirdi. Chanyeol'ün ona bu derece yakın olması, kalbini çok fazla hızlı atmasını sağlıyordu. İnlememek için alt dudağını ısırırken, dev gittikçe daha çok yaklaştı ona, ''... Öyleyse, bana karşılık verme Baekhyun.''
Sarışın olan onun ne dediğini anlamadan, Chanyeol kafasını eğip dudaklarını onun şaşkınlıkla açılmış dudaklarına bastırdı. Baekhyun gözlerini daha çok açarken, dudakları, devin dudaklarının arasında adeta eriyordu.
İlk önce refleks olarak elini kaldırdı ve Chanyeol onu öpmeye devam ederken, parmaklarını sol göğsüne, yani kalbine koydu. Amacı onu itmekti ancak Chanyeol'ün elini onun elinin üstüne koymasıyla ve parmaklarını avucuna almasıyla donakalmıştı.
Her şey yalnızca sıcaktı... Fazla sıcak. Baekhyun o an erime duygusunu gerçekten hissedebiliyordu, bu Jongin'le öpüşürken bile hissetmediği bir şeydi. Yumuşak... Islak. Ayrıca da sıcacık. Chanyeol onun dilini iki dudağı arasına sıkıştırıp emerken Baekhyun bir heykel gibi durdu ve devin parmaklarını sıktı.
Ve Baekhyun, birkaç dakika içinde sonuç olarak hiçbir şey yapamamıştı. Hem de hiçbir şey. Yalnızca durdu ve Chanyeol'ün mükemmel dudakları sayesinde erimesini izledi. Tek yaptığı bu olmuştu çünkü Chanyeol haklıydı.
Ona karşı asla, karşı koyamayacaktı. Ve onun için, gizliden gizliden delirdiğini kabul etmek üzereydi.
Chanyeol, onun dudaklarından yumuşak bir şapırtıyla ayrıldığında, Baekhyun'un gözleri kapalıydı. Sanki bir daha açamayacakmışçasına kapamıştı gözlerini, fazla gergindi.
''Beraber... Banyoya girelim.''
Devin hafif fısıltısını duyduğunda kafasını kaldırdı ve ona baktı. Koyu kahverengi gözlerin içindeki duygu fazla tanıdıktı.
*
Küvet sıcak ve ufaktı, Baekhyun Chanyeol ona kollarını daha çok doladıkça, sırtı küvetin zeminine yapışmaya devam ediyordu. Tek yaptığı öylece durmak ve Chanyeol'ün ona verdiği zevki kabul etmekti. Bu his... Güzeldi.
Sıcak suyun oluşturduğu buhar ikisinin üstüne bir bulutmuşçasına kaplarken, dev kafasını indirip ıslanmış yüzün yanaklarına bir öpücük kondurdu. Baekhyun hissettiği öpücükle hafiften yanıyordu ve bu yüzden gözlerini kapamıştı. Chanyeol'sa gülümsüyordu çünkü mutluydu ve Baekhyun şu anda kollarındaydı. Çıplak ve en saf haliyle birlikte tabii ki.
Dudakları yanaklardan çenesine inerek hafifçe sürtündü ve dudaklar biraz daha inerek boyna yerleşti. Chanyeol kafasını hafiften hareket ettirerek dudaklarını boyun boşluğuna biraz daha sürttü, Baekhyun bunu hissettiği an, dişlerini dudaklarına saplayarak inlemesini tutmaya çalışmıştı.
Chanyeol bıyık altından sırıtmaya devam ederken, küçük çocuğun vücudunun her yerini öptü. Göz kapaklarını, dudaklarını, boynunu, bileklerini, omuzlarını, kulak arkasını, alnını, dizlerini ve hatta kasıklarını bile. Baekhyun'unsa tek yapabildiği şey inlemesini tutmak ve Chanyeol'ün sırtında birleştirmiş olduğunu ellerini onun teninde gezdirmekti.
Dev, son olarak onun kulak arkasını öptükten sonra, hafifçe eğildi ve sıcak nefesi birdenbire Baekhyun'un kulaklarına çarpmıştı. Ürpertici ancak diğer bir yandan hoş bir histi. Baekhyun gözlerini kapadı.
Chanyeol dudaklarını birbirine bastırdıktan sonra, onun kulağına doğru,
''İğrenç dediğin öpücüklerden zevk almak nasıl bir duygu?'' diye sordu, deminki ses tonundan çok daha sert bir ton ile.
Baekhyun ise duyduğu şeyle gözlerini açmıştı.
Şoka girmişti.
*
Y/N: Hatalar olabilirrrr, kontrol etmedim asdkjsldkaklasd Bu arada defterimi buldum sdfkldksflk Dokunmamışlar bile... Her neyse, teşekkür ederim~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bromance
Hayran Kurgu''Onun sana tekrardan âşık olması için ona yalan söyledim. Söyleyemeyeceğim, hatta ağzıma bile almayacağım şeylerle onu incittim. Yalnızca seni yeniden sevsin diye, sadece seninle yeniden birlikte olsun diye. Onu çok ağlattım ve kalbini kırdım. Ve o...