Jongin ilk olarak ağlayan çocuğun dediği şeyi algılamaya çalıştı ve söylenen sözcükleri tek tek aklındaki süzgeçten geçirdi.
''Chanyeol beni öptü ve beni sevdiğini söyledi.''
Gözleri kocaman olurken, dediği şey kafasının içinde dönmeye başlamıştı. Açıkça söylemek gerekirse, Jongin buna inanmamıştı. Chanyeol soğuk bir nevale olabilirdi ancak bunu yapacak kadar da şerefsiz biri değildi.
Baekhyun gözleri dolu bir şekilde ona baktı, korkuyla beklerken çocuğun vereceği tepkiyi merak ediyordu. İçindeki suçluluk duygusu bir nebze olsun azalmıştı ancak yaptığı şeyin doğru olup olmadığını bilmiyordu.
''S-Sen...'' diye mırıldandı Jongin birdenbire, ''Sen ne diyorsun?!'' Sesi çok sert ve kabaydı, Baekhyun'un kaldıramayacağı bir tondu bu. Üstüne üstlük aldığı bu tepkiyle şaşırmıştı, esmer olanın yüz ifadesi daha da çok sertleşirken gözlerini kocaman açarak baktı ona. Böyle bir şeyi... Beklemiyordu.
''B-Ben...'' diye fısıldadı gözleri daha çok dolarken, ''Yalnızca gerçeği söylüyorum.''
''...''
Ancak Jongin bir şey yapmadı. Yalnızca kaşları çatıkken ona bakmaya devam etti.
''Bunu sana söylemeden duramazdım, Jongin,'' dedi Baekhyun tekrardan hıçkırırken, ''Vicdanım rahat durmuyor, anlamıyor musun beni?'' Kızaran gözlerini esmer olanın kahverengi gözleriyle birleştirdi ancak Jongin bunu fark edemeyecek kadar sinirliydi. Gerginlikle ayağa kalktığında Baekhyun daha çok korktu.
''Saçmalamayı kes!'' diye bağırdı birdenbire ve bu yüksek ses tonu sarışın olanı daha da çok korkutmuştu. ''Chanyeol'ün sana soğuk davrandığının farkındayım ancak onu sırf bu yüzden suçlamana gerek yok!''
Jongin öfkeyle tekrardan söylendiğinde, Baekhyun kafasından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissetmişti. O... Jongin'e yalan söylememişti, o doğruyu söylüyordu. Suçluluk hissinden kurtulmak ve yalancı olmadığını göstermek istediği için yapmıştı bunu.
''N-Ne?'' diye sordu alt dudağı titrerken.
Esmer çocuk damarlarındaki tüm sinirle hareket ederken derin bir nefes almaya çalıştı ve ardından, tekrardan Baekhyun'a baktı.
''Ağabeyimi saçma sapan yalanlarınla suçlamayı kes,'' dedi, Chanyeol'ün sesinden bile daha soğuk bir sesle.
Sarışın olan, bu sefer gerçekten şoka girmiş gibi hissediyordu. Bunu gerçekten... Beklememişti.
''Sana neden yalan söyleyeyim?!'' dedi titreyen sesiyle, ''Doğruyu söylüyorum Jongin! Beni zorla öptü ve ben de susması için onu öptüm! Öptüğümü de inkâr etmiyorum, ona karşılık verdim ve bundan dolayı suçlu hissediyorum! S-Sana yalan söylemiyorum!'' Gözyaşları tekrardan gözlerinin içini dolduruyordu Baekhyun'un, Jongin'in tepkisi çok fazla acıtmıştı.
Esmer olan gözlerini sımsıkı kapattı ve ardından ellerini burnuna götürüp sıktı hafifçe. Chanyeol'ün bunu yapacağına inanmıyordu.
''Seninle çıktığımı biliyor,'' dedi öfke dolu bir sesle, ''Senden neden hoşlanmaya başlasın?!''
Doğruyu söylemesine rağmen, Baekhyun şu anda büyük bir suçlu konumuna düşmüştü. Ne bekliyordu ki, Jongin'in onun tarafında olmasını falan mı? Chanyeol, esmer çocuğun ağabeyiydi ve hayatı boyunca onun yanında olmuştu. Bundan sonra da yanında olacaktı, ona inanmamış olması çok normaldi.
''B-Ben,'' diye mırıldandı gözleri seğirirken, ''Sana yalan söylemiyorum. Seni seviyorum, sana nasıl yalan söyl-''
O an şöyle bir düşündü Jongin. Üvey erkek kardeşiyle birlikte olması... Normal miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bromance
Hayran Kurgu''Onun sana tekrardan âşık olması için ona yalan söyledim. Söyleyemeyeceğim, hatta ağzıma bile almayacağım şeylerle onu incittim. Yalnızca seni yeniden sevsin diye, sadece seninle yeniden birlikte olsun diye. Onu çok ağlattım ve kalbini kırdım. Ve o...