8. Bölüm - ''Seventeen.''

10.9K 744 386
                                    

Baekhyun gözleri bir şekilde nefes almaya devam ederken Chanyeol'ün söylemeyi şeyi algılamaya çalıştı ancak beyni o kadar bulanıktı ki, yapabildiği tek şey dev onu tekrardan öpücüğe davet ettiğinde, ona karşılık vermek olmuştu. Yanlış olduğunu bile bile bunu yapıyordu ama artık geri dönüşü yoktu. Ellerini geniş omuzlara koydu ve Chanyeol'ün kucağında oturmaya devam ederken dudaklarını onunkilere bastırdı, onun istekli haliyse, devi daha da çok heyecanlandırıyordu. Mutluydu. Baekhyun şu anda kucağındaydı ve onu istediği kadar kucaklayıp öpebilirdi.

İnce dudaklarla dolgun dudaklar birbirini nazik bir öpüşme sesiyle sömürdü ve Chanyeol ellerini ağır bir şekilde onun tişörtünün eteklerine doğru götürdü, normalden daha az yavaştı çünkü şu anı yaşıyor olduğu gerçeği onu delirtiyordu.

Baekhyun onu delirtiyordu ve olmadığı birine dönüştürüyordu. Ve Chanyeol her şeye rağmen bu duyguya aşıktı.

Tişörtü nazik bir şekilde çıkarmak için çekiştirmesiyle Baekhyun mesajı alarak geri çekilmişti, dudaklarından ayrıldığında Chanyeol, onun gözlerine dolu dolu baktığını fark etti. Boşluktaymış gibiydi. Yeri doldurulamayacak bir boşluktaymış gibi.

Dev bir anlığına ona baktığında daha çok sertleştiğini hissetti; parlayan, beyaz bir ten, şişmiş, kırmızı dudaklar, pembeleşmiş yanaklar ve parlayan gözler. Bir anlığına kardeşine ihanet ediyormuş gibi hissetmişti ancak bu hissin farkına varmanın sırası şimdi değildi.

Tereddüt etmeden yaklaşıp Baekhyun'un tişörtünü çekti ve yukarıdan çıkardı, oturma odasının herhangi bir yerine fırlattıktan sonraysa ona donuk gibi bakmaya devam eden sarışın çocuğa döndü. Hızla yaklaşıp dudaklarını tekrardan onunkilerle buluşturduğunda ikisi de gözlerini kapadı, artık ışık yoktu. Onun yerine berrak ve seçilebilir bir karanlık vardı. Bu karanlık Chanyeol için aslında bir çıkış yoluydu, sevdiği insan kollarındaydı ve onu öpebilmek harika bir duyguydu. Baekhyun için ise bu karanlık, yalnızca karanlıktı. Ona daha çok acı verecek olan karanlık.

İkisi de bir süre öpüştü, bu dünyadaki en güzel hislerden biriydi, yani dudak teması. Aşkı anlatmanın ve yansıtmanın en tatlı ve samimi yoluydu. Dev dilini onun dudaklarından ağzına gönderdiğinde ellerini kaldırıp onun yüzüne götürdü, yanaklarına yerleştirdi ve öpüşmeye devam ederken onu kendine çekti. Ona karşılık veren Baekhyun bunu çok sevimli bulmuştu, anladığına göre Chanyeol dokunmayı seviyordu. O da ellerini kaldırdı ve devin yumuşak yanaklarına yerleştirerek ona karşılık vermeye devam etti. Dolgun dudakları ağzının içinde ezmeye devam ederken Chanyeol hafif mırıltılarla inliyordu. Bu küçük sesleri duymak Baekhyun'un kulakları için bayram demekti.

Chanyeol onun pantolonunu çıkarmak için öpücüğü bozarak geri çekildiğinde Baekhyun birdenbire boşluk hissetti ancak buna rağmen onun kucağından inip koltuğa oturdu, devin elleri pantolonuna yöneldi ve fermuarı çekmeye başladı, bunu yaparken dudakları kısa olanın köprücük kemiklerinde geziniyordu. Baekhyun dokunuşlarla birlikte kapadı gözlerini.

Chanyeol'ün dokunuşları hayatında hissettiği en güzel şeylerdi belki de, ne fazla yumuşak, ne de fazla sert. Her dokunuşta vücuduna aşırı dozda zevk yollanıyor gibiydi ve bu Baekhyun'un fazla hoşuna gitmişti.

Az sonra, boynunda hissettiği öpücüklerle pantolonunun yere düşme sesini duydu ve aynı anda birlikte Chanyeol'ün kıyafetlerinin tek tek yere düştüğünü gördü. Ve görmesiyle birlikte gözleri devin, Yunan tanrılarının bile kıskanacağı kadar bir güzelliğe sahip olan vücuduyla karşı karşıya geldi. Karnındaki hafif sert kasları onu adeta selamlıyordu ve Baekhyun'un bu manzara karşısında yapabileceği tek şey yutkunmak olmuştu.

BromanceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin