Chanyeol bir süre karşısında bulunan Baekhyun ve Jongin'e baktı, ne olduğunu anlayamamazlık duygusu damarlarında depar atarken, odaya yoğun bir gerginlik duygusu yayılıyordu.
Baekhyun'sa şokla karışık bir duyguyla, Chanyeol'ün saçlarının ıslak olduğunu fark etti, banyodan yeni çıkmış olmalıydı. Ama şu anda düşünmesi gereken şey bu değildi.
Uzun bir 2 dakika geçti. Birbirlerine baktıkları o 2 dakika, her birine 100 yıl gibi gelmişti.
Sessizliği bozan Jongin büyük bir cesaretlik örneği gösterip Chanyeol'ün yanına doğru yürüyüp tam önünde durduğunda, devin gözlerinin hala Baekhyun'a baktığını görmüştü, sanki hayal kırıklığına uğramış gibiydi.
Sanki Baekhyun onun istemediği bir şeyi gerçekleştirmiş de, Chanyeol buna sinirlenmiş gibi.
Esmer çocuk ağabeyinin koluna dokunup,
''C-Chanyeol, açık-açıklayabi-'' diye kekelediğinde, dev gözlerini zorlukla Baekhyun'dan ayırdı ve elini hızla kardeşinin elinden çekti.
''Çek o iğrenç ellerini üstümden,'' diye hırladı ona dişlerini göstererek.
Jongin korkuyla geri çekildiğinde abisinin ona dehşetle bakan gözlerini gördü, öfkeden parıldayan, koyu kahverengi gözlerini.
''...'' Sessiz kalmıştı, bir şey söyleyebileceğini düşünmüyordu, kanı donmuştu.
''Neyi açıklayacaksın?'' dedi Chanyeol, Baekhyun'u işaret ederek, ''O SENİN ÜVEY KARDEŞİN VE AZ ÖNCE GÖZÜMÜN ÖNÜNDE ÖPÜŞÜYORDUNUZ!''
Bunu duyan ve yüksek sesten korkan Baekhyun kapıya doğru geriledi, Chanyeol haklıydı. Jongin onun üvey kardeşiydi, birbirlerine âşık olmaları yanlıştı. Bu illegaldi. Gerçeklik sarışın çocuğun yüzüne çarpınca, her şey daha da kötüleşmişti.
Esmer olan ne yapacağını bilmiyordu, aklına o kadar çok ihtimal gelmişti ki kendini çaresizlik havuzunda yüzüyormuş gibi hissediyordu.
''Chanyeol,'' dedi abisinin gözlerinin içine tekrardan bakarak, ''Bunu kimsenin bilmemesi lazım, lütfen.''
Dev olanın yüz ifadesi birdenbire değişti, bu iğrenç bir durumdu. Midesinden yükselen bir sıvının ağzına geldiğini hissedebiliyordu.
Hafifçe kardeşine doğru eğildi.
''Tiksinç sırrınızı gidip birine söyleyecek değilim,'' dedi sert bir sesle, ''İkinizde...'' O sırada kafasını kaldırdı ve sırtı kapıya yapışmış bir halde duran Baekhyun'a dikti gözlerini, ''İğrençsiniz.''
Arkasını döndü ve geriye bile bakmadan merdivenleri çıkmaya başladı, bu konuyla ilgili daha fazla düşünmek istemiyordu. Aklında tek bir şey vardı, o da Baekhyun ve Jongin'in iğrenç ötesi olduğuydu.
Chanyeol gittikten sonra Baekhyun hıçkırarak ağlamaya başladı, ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Jongin kollarını ona dolayıp her şeyi iyi olacağını söylediğinde sarışın olan daha ne kadar boka batabileceğini düşündü.
*
''Ağabey?'' dedi Sehun şaşırmış yüz ifadesiyle kameraya bakarak, ''Üzgün görünüyorsun, neyin var?''
Baekhyun bilgisayarın karşısında düzgünce oturmaya çalışıp merceğe dikti gözlerini, açıkçası üzgündü. Ama kardeşiyle her gün kameradan görüşemiyordu ve o yüzden hislerini ona yansıtmayacaktı.
''Ben iyiyim,'' dedi, zorla gülümsemeye çalışarak, dudakları kıvrıldı ancak pembe saçlı çocuğun buna inanmayacağını adı kadar iyi biliyordu. Sehun onun ikiziydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bromance
Fiksi Penggemar''Onun sana tekrardan âşık olması için ona yalan söyledim. Söyleyemeyeceğim, hatta ağzıma bile almayacağım şeylerle onu incittim. Yalnızca seni yeniden sevsin diye, sadece seninle yeniden birlikte olsun diye. Onu çok ağlattım ve kalbini kırdım. Ve o...