6. Bölüm

1.8K 61 46
                                    

Dilay'dan...

Ne!
En büyük abim mi?
Araz en büyükleri değil miydi?
Bana herkes en büyükleri Araz dedi.

Karşımdaki adama baktım. O da bana bakıyordu.

Tam konuşacaktı ki kapı açıldı.

"Kızım doktor eve gidebileceğini söyledi. Baban taburcu işlemlerini halletti. Eve gidelim hadi."

Kafamı salladım.

Feza' ya bakmak için kafamı çevirdim ama o gitmişti. Neden kalmamıştı ki? Konuşamadığım için benden sıkılmış mıydı?

" İkizim noldu? Suratın neden düşük?"

Omuz silktim.

Annem giyinmeme yardım ettikten sonra hastaneden çıkıp eve geldik.

Yankı abim beni kucağına almıştı.

İnmek için hamle yapmıştım ama beni daha sıkı tuttu.

" İnme."

Daha sıkı sarılıp başımı boyun girintisine koydum.

Kokusu garip ama güzeldi. Ne olduğunu anlamamıştım.

Hep beraber salona geçtik. Ben hâlâ Yankı abimin kucağındaydım.

"Kızım şuan yeri değil ama seni kardeşlerinin gittiği okula yazdıralım. İyileşince başlarsın."

Kafamı salladım.

Onlar kendi arasında sohbete dalmışken kapı çaldı. Birkaç dakika sonra içeriye Feza girdi. Annem direkt ayağa kalktı.

"Oğlum, hoşgeldin"

Annem sarılmak için kollarını uzattığında Feza geri çekildi. "Dilay'ı görmeye geldim." Bana baktı.

"Biraz konuşabilir miyiz?" Kafamı salladım.

Bir an önce konuşmam lazımdı. Ama yapamıyordum. Sanki bir el boğazımı sıkıyordu ağzımı her açtığımda.

Ayağa kalktım.

Beraber bahçeye çıktık. Çift koltukların bir ucuna o oturdu. Bir ucuna ben oturdum.

Ona baktım. Dinliyorum der gibi.

"Sen şimdi merak ediyorsundur... Bu çocuk niye burda yaşamıyor. Ailesi ile neden arası bozuk diye."

Kafamı salladım.

"Siz doğduğunuzda ben 7 yaşındaydım. Sizi normal odaya aldılar işte. Ben ve Araz ; Yankı ve Meriç ile ilgileniyorduk.
Meriç ile Yankı küçüktü.

Herkes size sarıldı. Ben özel şeyleri sona saklarım. Doya doya yapabilmek için. Neyse işte en son ben sarıldım. Önce Çınar' ı kucağıma aldım. Sonra seni. Kokunu o kadar net hatırlıyordum ki.

Daha sonra bir hemşire geldi. Sana bir test yapacaklarmış. İlk başta vermek istemedim. Keşke vermeseydim. Sen gittikten sonra beklemeye başladık.

On beş dakika , yarım saat felan derken tam iki saat geçti. Sen hâlâ yoktun. O sırada da annem uyanmıştı. Seni soruyordu. Neyse işte geldi sonunda hemşire bir bebeği annemin kucağına verdi.

Yeni doğan bebekler birbirlerine benzer ya bende benzettim ilk başta. Neyse eve gittik her şey yolundaydı. Akşam oldu seni kucağıma aldım. O an anladım.

O sen değildin. Bebeğin kokusu o kadar farklıydı ki. Birde senin sol kaşının üstünde bir ben var. Onda yoktu.

Annemgile anlatmaya çalıştım hep. Dedim o benim kardeşim değil diye. Dinlemediler. Anlamadılar. Almadım onu kucağıma , sarılamadım ona.

NÂRE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin