I.13. Tavsiye

333 34 20
                                    

Selaaaaaaaaaam! Nasılsınız? Umarım çok çok çok çok iyisinizdir. Bol bol yorum atarsanız çok mutlu olurum🙇🏻‍♀️🙇🏻‍♀️

Şu şeyi ✩ şuna ★ çevirmek ister misiniz? Oylarsanız çoook sevinirim.

☠︎︎✰ Lumos Maxima...

Grindelwald malikanesinde sıradan bir akşamdı.

Yani, Grindelwald'ın ofisi yine mektuplarla taşıyordu, yandaşları sürekli gelip-gidiyordu ve gerginlik vardı. Evdekiler buna alışmıştı zamanla.

Gellert, elindeki tüy kalemin tüyleriyle oynarken bir yandan da mektupları okuyordu.

Avrupada durum kritikleşiyordu. Gittikçe baş kaldıran büyücülerle baş edemeyen yandaşları, son durumları mecburen bildirmek zorunda kalıyorlardı. Nurmergard'a atılan kişilerin sayı da gözle görülür bir şekilde artıştaydı.

Sıkıntıyla iç çekti. Mektubu şömineye fırlatıp diğer mektubu açtığında, kapının tıklatılması ile duraksadı.

"Girin," dedi bıkkınlıkla, "zaten buraya girmeyen bir Dumbledore kaldı, o da girerse şaşırmayacağım."

Kapı açıldığında, eşi Hypatia'yı görüp gülümsedi.

Ailesine bağlıydı Grindelwald.

"Gel, Hypatia."

"Akşam yemeğine inmedin, kendine zarar veriyorsun." dedi bayan Grindelwald. Elindeki tepsiyi yavaşça masaya bıraktı. "Sağlığına dikkat etmiyorsun, canım. Senin için endişeleniyoruz."

"İstemiyorum." Tepsiyi geri ittikten sonra Hypatia'yı yanına çekti. Belki de bir daha göremeyeceğini düşündüğü yüzü ezberlemek istiyordu sanki. "Agnes'e bir şey anlatmadınız, değil mi?"

"Hayır..." İç çekti yanındaki cadı. "Elinde sonunda öğrenecek Gellert, başkasından öğrendiği için kızabilir."

"Anlamıyor musun? O daha birinci sınıf. Odaklanması gereken dersleri ve yaşaması gereken bir hayatı var. Onu sorunlarımın içinde dahil edip kafasını karıştırmak istemiyorum, o daha çocuk! Çocukluğunu yaşamalı."

"Biliyorum, Gellert. Alexander da böyle düşünüyor. Yine de endişeliyim, Agnes sana çok bağlı biliyorsun."

Grindelwald'ın kaybedeceği düşük de olsa bir ihtimaldi ve bu da endişelenmesine yetiyordu Hypatia'nın. Sırtını yaslayabileceği son kişiyi de kaybederse, çocukları ile nasıl bu hayata karşı başa çıkabilirdi bilmiyordu.

"Ben de size çok bağlıyım, farkındasınız. Elimden geleni ardına koymayacağı-" Şöminedeko çıtırtıyı duyduklarında Gellert, refleks olarak ayağa fırladı.

Şöminede beliren yüz tanıdık geldiğinde gülümsedi. Küçük kızının yüzünü nerede görse tanırdı.

"Baba?" diye mırıldandı ince bir ses.

"Kızım?" Gellert, şöminenin önünde eğilerek Agnes'e bakmaya başladı. Şu an yüzünü elleri arasına alarak saçlarını öpmeyi çok isterdi.

"Baba, konuşmamız gerek, önemli."

Gellert, yavaşça arkadaki Hypatia'ya baktı. Duymuş olabilir mi? diye düşünürken tekrar kızına döndü. "Ne hakkında, Jadira?" Aklına gelen farklı ihtimallerle ekledi, "Yoksa biri sana bir şey mi yaptı? Bir şey yapmışlarsa söyle, alırım kellelerini."

Aklına Tom gelmişti Agnesin. Bu konudan babasına gizlice bahsetmek, fikirlerini öğrenmek istiyordu. Diğer yandan ise babası Tom'a zarar verebilir korkusu ile susuyordu. Babasının sesi ile düşüncelerinden sıyrıldı.

𝐓𝐡𝐞 𝐂𝐫𝐢𝐦𝐞𝐬|| 𝐓.𝐌.𝐑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin