*1950*
Fazlasıyla sıkıcı geçen bir ders gününün ardından nihayet ofisinde olabilmenin zevkini yaşıyordu profesör Riddle.
Okulla özel işlerini aynı anda rahatlıkla yürütebiliyordu fakat bazen çok canı sıkılıyordu: dersinde ne kadar sakin olsalar da, aptallıklarıyla canını sıkan bir yığın öğrenciye sahipti bir kere.
Agnes'i asistan aldıktan sonra işi bir az azalmaya başlamıştı. Agnes başta fazlasıyla inat göstererek ofise çok az girmeye çalışsa da, sonradan artık buraya alışmaya başlamış, ödevlerini bile ofiste yapar duruma gelmişti. Bu durumdan hoşnut olan biri varsa, o da Riddle'ın ta kendisiydi.
Onu göz önünde bulundurmak hoşuna gidiyor ve kızı asistan alma kararından her defasında memnuniyet duyuyordu.
Agnes alıştıktan sonra Riddle'ın çoğu işini rahatlatmıştı. Önce ona molalar da dahil olmak üzere daha toparlı bir plan vermiş- ki bu her zaman düzenli plana sahip olan Riddle'ı yeterince şaşırtmıştı, çünki kendi düzeninden daha üstün bir düzen beklemiyordu- sınav sistemini sınıfta kargaşa yaşanmaması için farklı bir şekilde değiştirmiş ve vakit bulabildikçe Riddle'a sınavları yoklamakta yardım bile etmeye başlamıştı genç cadı.
Bazen Riddle Agnes'in çevikliğine hayran kalmış halde bulurdu kendini. Kendisi ne kadar meşgul olsa da, Grindelwald da en az onun kadar meşgul biriydi: Slytherin bina başkanıydı, Quidditch takımında kaptandı, gelecek kariyeri için vaktini kütüphanede yeterince geçirirdi, Riddle'ın asistanlığını yapardı ve tüm bunların içinde arkadaşlarına ayıracak zaman bile bulabiliyordu!
Tüm bunların Agnes'in düzeninden geldiğini biliyordu. Fazla düzenli ve disiplinli bir kadındı.
Tam da Riddle'a göre bir kadındı Agnes Grindelwald.
Yumuşaklığını oldukça sevdiği koltuğunda rahatça yayılırken ofise göz gezdirdi Tom. Her zamanki gibi temiz ve göz okşayıcıydı. Masası da yeterince toplu olsa da, bir yığın parşömen dikkatini çekti.
Bu, Agnes'in bu gün ofise uğramadığı anlamına geliyordu.
Riddle bundan elbette haberdardı, yine de ufak pürüzlerini halletmek için okuldan ayrıldığı 2 saat içinde Agnes'in de vakit bulup ofise uğrayacağını düşünmüştü.
Güzel cadı yine onu yanıltmayı başarmıştı demek ki.
Tüm bunları düşünürken tahta kapının aralanma sesiyle oturuşunu dikleştirmeye bile yeltenmedi.
Ofisine rahatlıkla girme yetkisine sahip olan tek kişi Agnes olduğundan rahatlığından ödün vermiyordu. Bunun yerine başını kaldırıp dikkatle Agnes'i incelemeye başladı.
Aralık ayı geldiğinde hava Kasıma göre daha fazla soğumaya başlamış, dumanlı hava yerini karlı ve ürkütücü derece soğuk havaya bırakmıştı.
Genç cadının üstünde saçlarını olduğundan daha parlak gösterebilecek beyaz bir kazak, altında siyah bir pantolon vardı. Giysilerinin üstünü siyah bir pelerinle örtmüştü, bu esnada Riddle'ın düşündüğü şey siyahın ona ne kadar çok yakıştığıydı. Saçlarını atkuyruğu yapmıştı, ki Riddle bunu ona fazlasıyla yakıştırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐓𝐡𝐞 𝐂𝐫𝐢𝐦𝐞𝐬|| 𝐓.𝐌.𝐑
FanfictionVoldemort'un kaybettiği ilk savaş, onu sarsan ilk suç, güce, aşka, sonda da ona yenik düşmekti. Nefret ettiği yenilgiyle yüzleşmek, beklemediği anda çıkıp gelen bir cadının her şeyiyle onu büyülemesi ve yenilgiye uğratması hiç beklemediği bir şeydi...