Bölüm 10: Noran'da bir an | Kısım 3

1.1K 30 1
                                    

En az süre, şimdiye dek –Dünya saatine göre- bir dakika elli beş saniyeydi ve bu, Cevza'ya göre çok uzun bir süreydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

En az süre, şimdiye dek –Dünya saatine göre- bir dakika elli beş saniyeydi ve bu, Cevza'ya göre çok uzun bir süreydi.

İkili karşılaşmalarda birden fazla igna ile karşılaşan turuncu sayısı henüz yoktu, bunun ilk tur için geçerli olduğunu fark eden Cevza, başını kaldırıp bayrakları takip ettiğinde sağ taraftaki ilk bayrakta kendi adını gördü.

Aniden tüm bedeni gerildi; dakikalardır kendini buna hazırlamıyormuş gibi tüm tüyleri diken diken oldu. Bakışları anında diğer bayrağa kaydığında orada bir curcuna gibi görünen semboller arasından onu elleriyle öldürecek olan katilinin adını aradı.

"Zoya" ismi bayrakla belirdiğinde Cevza hemen turuncuların arasına bakındı. Bazılarının yüzünde hayal kırıklığına uğramış bir ifade belirmişti.

"Platforma Cevza!" uyarısı geldiğinde Cevza hemen zıplayıp kendini platforma çekti. Daha ilk andan kendini rezil etmediği için minnettardı zira ellerinden oluk oluk ter akıyordu. Selemerçe'nin, buna da bir yararı olmasını dilerdi. Platformda bir başına gezinip, rakibinin gelmesini bekledi.

Clint bekletilmeyi seven birisi değildi, bu yüzden elindeki gümüş sopayı yere çarpıp gür sesiyle "Zoya!" diye bağırdı. Cevza, onunla ilk karşılaşmasında duyduğu sıcak samimiyetin yerini çoktan başka hislerin doldurduğunu fark edecek kadar uzun bakmıştı ona.

Biraz sonra turuncuların arasından birkaç küfür yığını savrulunca bakışlar o noktaya çevrildi. "Mavi'yi şu pis kokulu kadına kaptırdığımıza inanamıyorum!" diyerek hayıflandı birisi.

Turuncuların arasından çıkıp gelen kadın, Zoya, biraz önce çıplak görüntüsü ve tuhaf dövmeleri ile dikkatleri üzerine çekmiş olan ignanın ta kendisiydi. Daha platforma çıkmadan kokusu tüm alanı sarınca, Clint bile gözlerini kırpıştırdı.

Zoya platforma havalı bir şekilde zıplayıp, Cevza ile göz göze geldiğinde Cevza, durumunun vahametini anladı. Zoya, gösteriş konusunda maharetlerini esirgemeyen birisiydi.

"Merhametli davranacağım," diyen Zoya'nın asi görüntüsü, yere tükürdüğü mavi kan ile şekillendi. Bu, bir nevi "Senin mavi kanını akıtacağım," der gibi göründüğünden Cevza ona inanmadı.

"Merhametine ihtiyacım yok," diye mırıldanan Cevza, elbette korkusunu göstermemeyi tercih etti. Stefi'yi son gördüğünde hediye aldığı hançerlerini korsesinden çıkarıp, parmakları arasına aldı. -Öğrenebildiği tek ders olan- duruş derslerinden hatırladığı bir pozisyona geçti.

Zoya sırıttı; siyah dudakları gerildiği anda tüm dişlerine bulaşmış mavi lekeler görünür hale geldi. Mecburi olarak angelisini giymiş ancak üst kısımlarını omuzlarından düşürmüş olan Zoya, turuncu pelerinine kısa bir süreliğine veda etmişti.

Burnunu kırıştırdı, sanki zehirli bir madde içiyormuş gibi ellerini dudaklarına örttüğünde derin bir soluk çekti. Sonra ellerini yere indirdi ve gevşek bir yumruk haline getirdi.

SELEMERÇE Serisi: Esir Ruhlar I-II-IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin