"Ne diye peşime takıldın?" diye sordu Cevza. Onu yakaladığında çoktan Belagat'a çıkan yüzen platformları çıkıyorlardı. Hyprion, hızını biraz olsun kesmeden önden ilerlerken, "Gözümü ne zaman üzerine çevirsem mutlaka başın beladayken yakalıyorum," dedi.
"Birkaç kadeh Şemm başımı ne tarz bir belaya sokabilir ki?" dedi Cevza, kollarını göğsünde birleştirirken. Hyprion Belagat'ın kapısından girdiğinde geniş salonu geçip soldaki basamakları tırmanmaya başladı. Üzerini ikinci bir deri misali saran angelisini takım olarak kullanmak yerine parçalara ayırmıştı. Geniş baldırlarının etrafında silahları, geniş omuzlarından beline dek inen kalın kemerlerde ise sıra sıra dizilmiş hançerleri yer alıyordu. Her adımında ağır botlarından yankılanan tok sesler vardı ve Cevza, o botların ateşleyici özelliklere sahip savaş botları olduğunu biliyordu.
Normal zamanlarda ignalar –şimdi Cevza'nın giydiği gibi- hafif ve sesi yutan botlar tercih ederlerdi.
Hyprion bileğine bağlı bir tabletle sarı bir portalın önünde durup gerekli şifreyi girdiğinde Cevza hemen ardında duruyor, onun epey yukarıda kalan yüzüne dikkatle bakınıyordu. Hyprion ona henüz yanıt vermediğini yanıt vermiş olmalı ki ard arda yüzüne birer saniyeliğine bakıp işine döndü.
"Stefi seni kendisine efsunlamış ve içtiğinden birkaç kadeh Şemm zihnini berraklaştırırsa bazı bariyerlerinde epey kolay kırılır."
"Sahoş olmam- Bir dakika ne dedin sen?"
"Duydun!" dedi Hyprion, telaşlı adımları eşliğinde.
"Ne demek Stefi beni efsunladı? Hani yapmayacaktı?"
"Sana Belagat'ta vakit geçirmen gerektiğini söylerken aslında bundan bahsediyordum."
"Ne? Neden?"
"Runasin'i durdurmak konusunda Stefi'nin hiçbir şey yapmayacağını ve kendini sana efsunlayacağını bildiğim için seni harekete geçirmeye çalışmıştım." Hyprion içine derin bir nefes çektiğinde mavi, bunun dahi nasıl bu kadar erkeksi göründüğünü sorguladı. "Stefi Runasin ile karşılaşmaya çalışıyor."
Cevza "Demek bu yüzden bir süredir onu görmüyorum," derken aslında kendi kendine konuşmuştu. "Neden böylesine bir çılgınlığı yaptığını sorgulayamam bile," diyerek cesur bir igna olan Stefi'yi övmek ilk amacı olsa da aslında Stefi'nin neden onu efsunladığından kendisini haberdar etmediğini merak etti.
"O da bir seçenecek tabii," dedi Hyprion. "...Ama sebebi Galendr."
Cevza bu ismi duyunca irkildi. "Galendr öldü," dedi hemen.
Hyprion başını yana doğru eğince alnındaki kızıl tutamları özgürlüğe kavuştu. "Bundan emin olamayız. Kimse olamaz. Runasin dışında..."
Cevza önden ilerleyen Hyprion'un büyük adımlarına yetişti. "Y-yani Galendr'in hala hayatta olup olmadığını öğrenmek için Runasin'i mi kullanacak? Bu çok aptalca!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SELEMERÇE Serisi: Esir Ruhlar I-II-III
Fantasía*WattpadFantasyTR ÖNERİYOR! - Alternatif Dünyalara Yolculuk LİSTESİNDE! Akaf'ın gözdesi, Selemerçe'nin esareti altında yaşayan, ölümü yaşam sanan ve saf arzularla dolu eşsiz bir ırk... İgnalar... Güneş'in noksan noktasına ihanet eden, toprağa can ve...