Hayatın acımasızlığıyla daha çocuk yaşta tanışmış genç bir savcı
Geçmişinden yaralı vatan aşığın genç bir yüzbaşı
Kader bu iki genci bir araya getirirse ne olur ?
Fırtınalı bir aşk hikayesi okumaya var mısınız ?
Kitabımda dizilerden, filmlerden, şi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Adını yaşattığınız her bir şehit, aslında sizi seçmiştir.
Emir Asaf Toran
Zalimce alınmış bir canın hakkını aramaya giderken alıkonulan o kız bendim aslında.
Benim geçmişimdi. Çocuk yanımdı. Yıllar boyunca zihnimde yaşattığım ruhtu. Kendimden arta kalan yanımdı. En büyük kayıplarımı verdiğim çocukluğumda ki tek güzel hatıraydı.
Oysa benim zihnimde ki her hatıra acı verirdi.
Yakın bir zaman öncesine kadar kaçıyordum zihnimde ki o çocuksu ruhtan. Korkuyordum belki de geçmişimle yüzleşmekten.
Geçmiş acı verirdi çünkü. Yaşanılanlar acı verirdi. Ve ben acı çekmek istemiyordum.
Ta ki onu hiç olmadık bir zamanda karşılaşana dek. Her bir hatıra bir bir çıkmıştı saklandığı yerden. Engel olamamıştım kendime, uzak tutamamıştım kendimden.
Koca bir labirentin taştan duvarlarına çarpa çarpa koşuyordum şimdi. Onu arıyordum delicesine; bu yabancı şehrin her bir karışında her bir adımında. Pes etmeyecektim çünkü onu yaşatmam gerekiyordu.
Karargâhın beton koridorları bu sefer güvende hissettirmiyordu.
Gözlerim sürekli ince bileğimde ki gümüş kaplamalı saate kayıyordu.
1 saat 22 dakika olmuştu.
Geriye kaldı 22 saat 38 dakika.
Delfin'i, hayatta tutmak için sadece 22 saat 38 dakika.
Koridorun başından gelen adım sesleriyle yaslandığım soğuk duvardan ayrıldım.
Albay arkasında ki postasıyla yanıma doğru hızla ilerliyordu.
Adımlarımı onlara doğru çevirip yürümeye başladım.
Koridorun ortasında karşı karşıya geldiğimizde. Albay'ın yaşlanmış sert çehresinde buruk bir tebessüm yer edindi. Görmüş geçirmiş nasırlı elleri ellerimi tutarak selamladı.
