kırk altı

22K 1.2K 289
                                    

Merhaba :)

Geç olsun güç olmasın diyerek geldim ahjfdldshs

Ben yokken 300k olmuşuz, sizi yerim bakın 😭🎉

Oylamayı ve yorum bırakmayı unutmayın lütfen

Medyada ferisizgideniz var -bayılıyorum adını üçlemeye hehheekjlwk-

Bölüm Feris'in anlatımından...

İyi okumalar!

~~~

"Küs müyüz?"

Acar'ın sesini duyduğumda irkilerek soluma döndüm. Yanıma geldiğini fark edememiştim.

"Hı?" diyerek anlamsızca mırıldandım. Sorusunu algılayamamıştım.

"Ben yokmuşum gibi sessiz sessiz oturuyorsun dakikalardır zümrüt göz."

Acar'ın evindeydim. İki gün önce öğrendiğim Şeyda olayı, dün sanırım sonsuza kadar çözülmüştü.

İlk öğrendiğim gün, özellikle akşam annemle konuştuktan sonraki saatleri zihnim fazlasıyla bulanıkken geçirmiştim. Bir yandan Şeyda, bir yandan da nedensizce yoğunlaşan geçmişimin parçaları beni yormuştu. Ertesi sabah babamın ağzından zar zor çıkarttığı haberden sonra ise daha kötüydüm.

Abisinin her şeyi öğrenmesi ve Acar'a anlatmasının ardından, Şeyda bunları fark etmiş ve henüz polisler hatta abisi dahi ona ulaşamadan önce intihar etmişti. Onun psikolojik olarak hiç iyi olmadığı bir kez, hatta son kez yüzüme çarpmıştı.

"Fark etmemişim geldiğini." dedim açıkça. Üzerime sardığım Acar'a ait polar ile birlikte terastaki koltuklardan birine çökmüş haldeydim. Kapının önünde durmayı bırakıp yanıma adımladı ve aramızda boşluk kalmayacak şekilde o da koltuğa oturdu.

Acar'ı dün hiç görmemiştim. Babamdan Şeyda'nın intihar ettiğini öğrendikten sonra odamda kalıp, kimseyle pek bir şey konuşmamıştım. Selim'in beni konuşturtmaya çalışması dışında kimse yanıma gelip zorlamamıştı da zaten. Acar'ın da benim kadar karmaşık bir ruh halinde olduğunu, bu sabah erkenden beni evden almaya geldiğinde görebilmiştim ilk kez.

Yanıma oturur oturmaz bir kolunu sırtıma sararak beni kendisine doğru yatırdı. Yaralı kolu diğer tarafta kaldığı için sorun etmeden göğsüne başımı yasladım. Saçlarımın üzerine yüzünü bastırıp derin bir nefes aldı.

Bir süre sessizce aynı halde kaldık. Saat akşam altıya doğru yaklaştığından hava hafifçe kararmaya yüz tutmuştu. Ekim ayının son haftasına girmek üzere olduğumuzu belli eden serin esinti üşütecek kadar soğuk değildi, ama arada sırada ürperiyordum.

"Acıktın mı?" diye sorduğunu duyduğumda olumsuz bir ses çıkartmakla yetindim.

Kahvaltıda zorla bir şeyler yememe sebep olmuştu, ama şu an gerçekten lokmaları ağzıma da tıksa yiyecek halim yoktu.

"Meyve yemek ister misin peki?" diye sorduğunda iç çektim. "İstemiyorum."

"Feris..." Adımı yalvarır gibi seslendiğinde çenemi göğsüne yaslayarak gözlerine bakmayı denedim. "Özür dilerim." derken gözlerini yavaşça kapatmıştı. Dudakları belli belirsiz alnıma sürtündü.

Kaşlarımın çatılmasına engel olamayarak sorgular bir sesle sordum. "Ne için özür diliyorsun?"

"Hayatın yeni yeni düzlüğe çıkmışken, başka karmaşaları sana ben getirdim. Gözlerindeki yorgunluğu her gördüğümde bununla karşı karşıya kalıyorum."

Aykırı ÇiçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin