Bölüm 6.

1.6K 152 27
                                        

İyi okumalar🤍🤍

-

"Benden izinsiz ne cüretle dışarıya çıktın sen?"

Gözlerim, dizlerimin hemen dibinde duran ayakkabıyı buldu. Siyah, parlak ve keskin ucu yerdeki çamurlara değmeye bile layık değilmiş gibi gözüküyordu. Kafamı kaldırıp ona bakmaya cesaret edemiyordum. Mahi dahi, ortamdaki gerginlikten dolayı yanımda huzursuzca kıpırdanıyordu. Bu adamın benim prensim olduğu konusundaki düşünceleri geldiği gibi gitmiş olmalıydı.

Beni korumak istermiş gibi iyice yanıma sokuldu. Küçük, çamurlu eli sıkıca kolumu tutuyordu. Titrek bir nefes alıp; hem onu daha fazla üzmemek, hem de Ushan'ı daha fazla sinirlendirmemek için çömeldiğim yerden kalktım. Mahi'nin elini, 'endişelenme' dercesine sıkıp bıraktım. Ne kadar sinirli olsa da bana asla zarar vermeyecek biri olduğunu az çok biliyordum Ushan'ın.

İçime kaçan sesimin geri gelmesini umut ederek hafifçe boğazımı temizledim. Ellerim önümde birleşmiş, gözlerim onu bulmuştu. Derince çatılmış kaşları, nefes aldıkça daha da heybetlenen göğsü bana oldukça tuhaf hissettirmişti. Burun delikleri aldığı nefes için yeterli değil gibiydi. Yalnızca evden izin almadan çıktığım için mi kızgındı, yoksa başka bir sebebi mi vardı?

"Affedin beyim, lakin evden çıkmadan önce sizden izin almam gerektiğini bilemezdim. Tek gayem biraz temiz hava alabilmekti." Gözleri dediklerimi duyunca sanki halimi yeni idrak edebilmiş gibi üstümde gezinmeye başladı. Çamur olan kıyafetlerim şimdiden ağırlık yapmaya başlamıştı. Yüzümde kuruyan çamurun hissiyatı ise tamamen farklı bir hikayeydi. Ne kadar utansam da yüzümü saklamaya çalışmadım. Önce yüzümde sonra da vücudumda gezinen gözleri, hemen yanımda duran Mahi'yi ve ağabeyini görünce şüpheyle kısıldı.

Derin bir nefes verdim, "Telaşlanmayın beyim, dünyayı ele geçirmem için bana yardım eden casuslarımdan biri değil kendisi." Aynı dikkatle Ushan'ı inceleyen Mahi'ye döndüm. Az önceki korku dolu ifadenin yerini şimdi merak ve hayranlık almıştı. Resmen gözleri parlıyordu hainin. "Henüz." diye ekledim, huysuzca.

Eski alevine kavuşan gözleri, bu durumda onunla eğlenmemin çok yanlış bir seçim olduğunu vurgular nitelikteydi. Şükürler olsun ki, Mahi'nin annesi bakışmamızı böldü. Benim sürekli kaçırdığım gözlerim yüzünden tam olarak 'bakışma' denemezdi gerçi. "Sizi daha önce köyümüzde hiç görmemiştim. Kimlerdensiniz?"

Ushan, kadını daha rahat inceleyebilmek için bir adım sola kaydı. Geldiğimden beri tam anlamıyla inceleyemediğim kadına bakabilmek için ben de merakla arkamı döndüm.

Çok güzeldi. Öyle güzeldi ki birkaç dakika hiçbir şey yapmadan, sessizce ona bakakaldım. Sapsarı, daha önce görmediğim renkte saçları vardı. Sırtından salınan uzun tutamları bağlama zahmetine girişmemişti. Rüzgarla uçuşuyor, bulutların arasından yeni yeni ışıklarını saçan güneşle birlikte parıldıyordu. Mavi gözleri, beni ilk gördüğünde olduğu gibi temkinliydi. Bir çocuklarına, bir de Ushan'a bakıyordu. Yanlış bir hareketinde saldıracakmış gibi tetikteydi. Naif görünüşü yanıltıcıydı.

Bir an, sadece çok kısa bir an, Ushan'ın önüne geçip görüş alanını kapatmak istedim. Tüm dikkatinin, yanan gözlerinin bende olmasını. Fakat buna pekçok şey engeldi. En önemlisi, boyum.

Ushan, tek bir kelime etmeden bana döndü. Onun tarafından görmezden gelinmenin nasıl hissettirdiğini bildiğimden, kadına özür diler gibi küçük bir bakış attım. Gözlerini Ushan'dan çekebilseydi, görebileceği bir bakış.

"Leş gibi görünüyorsun. Eve git ve üstünü değiştir. Bugün fazlasıyla işimiz var." Derin bir nefes verip başımı aşağı yukarı salladım. Anlaşılan bugünlük eğlencem sona ermişti. Büyümüş gözleriyle, çamura bulanmış elbisesine bakan Mahi'ye gülümsedim. Daha kaç gün burada kalacağımızı bilmiyordum fakat yeni bir arkadaş edinmiştim. Vaktim olduğu an kesinlikle tekrar gelmeyi düşünüyordum. Yanında tam anlamıyla kendim gibi hissedebildiğim birini ilk defa bulmuştum ve bunu değerlendirecektim. Ne kadar bu kişi küçük bir kız çocuğu gibi olsa da.

İSASEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin