karina, yeji ve minho ile ayarladıkları buluşmaya geç kalacak gibi görünüyordu. genelde buluşmaya ilk giden kişi olsa da otobüs uygulaması onu bu sefer yarı yolda bırakmış, gösterdiği saatte otobüs durağa gelmemişti. arayıp haber vermeyi düşündü ama şu an geç kalacağı tam kesin olmadığından geç kalmazsa araması mantıksız olurdu. bu yüzden normal saatinden daha geç gelen otobüsüne bindi ve buluşmak için sözleştikleri alışveriş merkezine varana kadar kulaklıklarını takıp en sevdiği şarkıları dinledi. alışveriş merkezine yaklaşık 7-8 dakikalık mesafede olan durakta indiğinde geç kalacağını tamamen anlamış oldu. bu yüzden ilk önce karina'yı aradı. ancak karina telefonunu açmayınca yeji'yi arama kararı aldı. birkaç çalıştan sonra yeji telefonunu açabildi sonunda.
"alo yeji, ben geç kalacağım da istiyorsanız siz biletleri alın."
"kanka... biz daha otobüs bekliyoruz."
"ne? nasıl yani? e hani 16.30'da buluşuyorduk?"
"kanki şimdi şöyle oldu biliyorsun benim kediler falan var. onlar evde bir şeyler kırdıklarından arkalarını toplamakla uğraştım. eğer onu toplamasaydım annem asla izin vermezdi. o yüzden otobüse de yetişemedim. karina'yla da aynı mevkide oturuyoruz ya, ona da ben söyleyecektim aynı otobüsle gidelim falan diye. o da beni bekliyor yani."
"anladım... hiçbir şekilde filmin şu anki seansına yetişemiyoruz yani."
"aynen öyle."
"minho'ya ne oldu peki? o da gelecek mi?"
"bilmiyorum konuşmadım. sen bir arayıp sorsana kanka ya."
"tamamdır, yemek katındaki masalarda oturup sizi bekliyor olacağım haberiniz olsun."
"görüşürüz aşkoo."
jisung geç kalmadığından dolayı rahatlamış olsa da arkadaşlarının geç kalacağına biraz sinirlenmişti. beklemekten hiç hoşlanmasa da her zamanki kaderini yaşıyordu elbette yine. durakta durmayı bırakıp alışveriş merkezine doğru hızlı ve sinirli adımlarla ilerledi. bundan sonra dershanedeki arkadaşlarıyla yapacakları bütün buluşmalara çok geç geleceğini söyledi kendi kendine. bunu yapamayacağını kendi de biliyordu ama bir şeyleri söylemeye engel değildi elbette. minho'yu arama işini yeji'nin kendisine bırakmasından da hoşlanmamıştı. her ne kadar yaz kursunda yakın olsalar da mesaj ya da arama yoluyla hiçbir diyalogları olmamıştı bugüne kadar. yine de arkadaşına söz verdiği için yapacaktı.
hızlı hızlı yürürken sonunda alışveriş merkezine ulaşmış, arkadaşlarına da söylediği gibi yemek katına çıkıp masalardan birine oturmuştu. hâlâ insanlarla konuşmaya utanıyor, kendisine doğru gelen biri gördüğünde "acaba benimle mi konuşacak, bir şey mi yaptım?" diye düşünmeye devam ediyordu. bu durumu henüz aşamadığından dolayı burada oturup arkadaşlarını beklemek konusunda aşırı rahatsız hissediyordu. insanları izlemeye devam ederse sonunda kafayı yiyeceğini düşündü. bu yüzden telefonunu eline aldı ve yeji'nin ona verdiği görev olan minho'yu aramayı gerçekleştirmek üzere rehberinden minho'nun numarasını bulup aradı. birkaç kere çalmış olsa da telefonu açayan olmayınca aramayı sonlandırdı. yeji'ye minho'nun aramayı cevaplamadığını söylemek için mesajlara girmişi ki minho'dan mesaj geldiğinee dair bir bildirim geldi. hem heyecanlı hem de bir o kadar gergin hissederek mesaj bildirimine dokundu.
minho :
gelemiyorumjisung :
tamam
bu arada yeji ve karina da geç kaldı zaten filme yetişemiyoruzminho :
e ne yapacaksınızjisung :
bilmiyorum
belki bir sonraki seansa girebilirizminho :
o da çok geç değil mijisung :
film zaten bir buçuk saat
aşırı geç olmuyor yani
sen neden gelemiyordun bu aradaminho :
seul'de değilim
karina ve yeji de baya erken gelmişler ciddenjisung :
bir sonraki seansa girebilirsek yetişebilir misin kiminho :
yetişirim ama çıkış saati bana geç oluyor o zaman dajisung :
tamam o zaman sen bilirsin
karina ve yeji gelince konuşuruz tekrar
eğer filme girmeyeceksek falan sana haber veririm
sen de uyarsa gelirsin olur muminho :
olurjisung kendini hem gergin hem de heyecanlı hissettiren bu konuşmadan sonra biraz daha şarkı dinleyerek rahatlamaya çalıştı. tam kendini müziğin ritmine bırakıp düşüncelerine dalmışken birinin omzuna dokunmasıyla irkildi.
(yeji, karina, jisung, minho)"sonunda gelebildiniz cidden."
"kanka ya annem bana bir sürü iş vermeseydi geç kalmazdık. özür dilerim hepinizden."
"sorun değil be şaka yapıyorum."
"o kadar uzun zamandır birbirimizi görmüyoruz ve karina'na bir sarılman yok mu cidden?"
jisung güldükten sonra karina'ya sıkıca sarıldı. aralarına soğukluk girmiş olsa da bir araya geldiklerinde hâlâ samimi olabiliyorlardı. sarılmalarının ardından yeni gelen ikili jisung'un karşısına oturdu. yeji o anda minho'yu sordu.
"aşko minho gelmeyecek mi?"
"konuştum da seul'de değilim yetişemem falan dedi."
"ya hayır ya. ben minho'mu da görmek istiyordum ama."
"gruptan yazalım da gelsin."
yeji söylediği gibi gruptan minho'ya gelmesi için birkaç mesaj atmış olsa da minho gelmemekte ısrarcıydı. filmin onun için geç saatte biteceğini söyleyip duruyordu. jisung da bir çözüm önerisi olması için istiyorsa gelmesini ama filme girmeden gidebileceğini söyledi. minho da bunu kabul etmişti. minho meselesini de hallettikleri için tek yapacakları şey oturup biraz sohbet etmek olmuştu.
"kanka benim eski sevgilim vardı ya hani psikolojik baskı falan yapan."
"tekrar onunla konuşuyorum deme bana."
"konuşuyoruz... ama bak cidden değişmiş. artık daha tatlı tatlı konuşuyor. hem arkadaşız sadece başka bir şey olmaz zaten daha."
"yeji, iki gün sonra karina ben aşık oldum eski sevgilime diye gelirse kafasına vur iki tane benim yerime olur mu?"
"o iş bende hiç merak etme."
konuşmalarına uzun uzun devam ederken jisung'un telefonu çalmaya başladı. arayan kişinin minho olduğunu gördüğünde hemen yanıtladı.
"neredesiniz?"
"yemek katında oturuyoruz. bir tane bowling salonu var ya onun hemen önündeyiz."
minho daha jisung'un söylediklerine cevap verememişken karina hemen telefonu jisung'un elinden aldı ve kendi konuşmaya başladı.
"benim best kankim şimdi biz diğer arkadaşlarla bir yerde buluşmuştuk hep birlikte hatırlıyor musun?"
"geçen senenin başındaki mi?"
"evet, oranın çaprazındayız."
"tamam."
karina telefonu kapattıktan sonra jisung ona bu şekilde telefonu elinden alışıyla ilgili bir şey söylemek istedi ancak uzun zaman sonra ayarladıkları bu buluşmayı da mahvetmek istemediği için sessizliğini sürdürdü. minho'nun da gelmesiyle birlikte hep birlikte takıldıkları minik grupları tamamlanmıştı.
