4

68 9 0
                                    

beklediği gibi yeni A1101 sınıfında olduğunu görmüştü sisteme baktığında. merak ettiği şey kendi sınıfı değil de başka kimlerin olacağıydı. sınıfın bir önceki sınıftan daha az kişili olacağını biliyorlardı ama kaç kişi olacağını söylememişlerdi. geleceğini tahmin ettiği birkaç kişi vardı. mesela karina kesinlikle gelirdi, minho da öyle. dershanenin birinciliğine oynayan iki kişiyi bu sınıfa almamak büyük bir haksızlık olurdu. ayrıca yeni gelen hyunjin'in de geleceğini düşünüyordu. çocuğun inanılmaz bir işlem yeteneği ve zekâsı vardı. biraz burnu havada biri olmasının dışında gayet çalışkan biri gibiydi. belki sunwoo da gelebilir diye düşünüyordu. karina'dan duyduğu kadarıyla hiç çalışmadan fen lisesini kazanabilecek kadar zeki biriydi. ama anladığı kadarıyla sunwoo ile matematik hocalarının arası pek iyi sayılmazdı. bu yüzden de bir üst sınıfa alınmaması olağandı. dershanelerdeki bu sistemden nefret ediyordu, sonuçta çocuk orada olmayı hak ediyordu ama hocayla arası kötü olduğundan çıkamayabilirdi. gerçi sistemden nefret etse de bu sistem olmasa büyük ihtimalle daha aşağılarda olabilirdi. en son yapılan 11. sınıf denemesindeki netleri çok yüksek değildi. belki dershaneye göre kötü durmuyordu ama okulla kıyasladığında berbat bir hâldeydi. bunları düşünerek kendini yetersiz hissetmediği en ufak bir an bile yoktu. ne yapması gerektiğini bilemiyordu çoğu zaman...

bütün düşüncelerini bir kenara ittirmeye çalıştı kafasında. yeni sınıfındaki ilk günüydü bugün. artık hocalara da insanlara da alıştığı için ona çok farklı geleceğini düşünmüyor olsa da açtıkları sınıf ile daha özel ilgilenileceğini önceden de üstüne basa basa belirtmişlerdi. bundan dolayı sıkı bir tempoya sokabileceklerini düşünerek neler olacağı konusunda biraz meraklanmıştı. ayrıca hocalarından çoğu da değişmişti. yeni hocalarının iyi olmasını umuyordu. değişmesini istediği hocalardan ikisi değişse de kafasının en uyuşmadığı hoca hâlâ derslerine giriyordu ne yazık ki. katlanmak zorunda olduğunu bildiğinden yapacağı pek bir şey kalmıyordu tabii.

erken geldiğini bildiğinden sınıfına doğru yavaş adımlarla ilerledi. son zamanlarda okuldan gelirken sürekli geç kalıyor olsa da bu sefer nadir yaşanan bir olay yaşanmış ve otobüsü çok hızlı gelmişti dershanenin oraya kadar. sınıfa vardığında tahmin ettiği gibi daha kimse gelmemişti. normalde karina ondan önce gelmiş olurdu ama bu sefer ondan bile erken gelmeyi başarmıştı. şaşkınlıkla birlikte eski sınıfta oturdukları orta sıradaki yerinden farklı bir yere oturmaya karar verdi. yeni bir sınıfta iseler yeni bir yerde oturmak güzel olabilirdi. hem orta sıra çok göz önünde oluyordu, bu rahatsız ediciydi. bu yüzden cam kenarında arka sıralardan birine oturdu. okuldaki sırası da cam kenarındaydı, sınıflardaki favori yeri cam kenarları oluyordu her zaman.

yerine yerleştikten sonra telefonundan ders programına baktı. konularda nerede kaldıklarını bilse de ilk önce yeni hocalarla tanışmak ve onların dediklerine göre araç gereçlerini çıkarmak istiyordu. daha bol bol vakti olduğunu da bildiğinden kulaklıklarını taktı. en sevdiği çalma listesini açtı, başını masaya koydu. gözlerini de kapadığı an işte en güzel andı. huzur bulmuş gibi hissederek kendini şarkının sakin tınısına, içinde barındırdığı o hüzünlü anlamlara bıraktı. en sevdiği şeylerden biri de buydu gerçekten.

jisung kendini şarkıya kaptırmış bir şekilde uyumaya doğru yol alırken birinin başına dokunmasıyla birlikte irkildi. ne olduğunu anlayamadan kafasını kaldırdı. gözlerinden korkusu ve tedirginliği okunabiliyordu. kafasını kaldırdığında gördüğü minho olmuştu. anlayamamış bir şekilde ona baktı. minho da bir açıklama beklediğini anlamış olacak ki söze girdi.

"yerime oturacaktım aslında ve zile de çok az kaldı. uyuduğunu düşündüm. hocalar derste uyumana kızabilir diye de seni uyandırmak istedim. korkuttuysam üzgünüm."

"yok hayır sorun değil. teşekkür ederim ince düşüncen için. aslında uyumuyordum sadece şarkı dinliyordum. ama biraz daha bu şekilde kalsaydım büyük ihtimalle uykuya dalacaktım. yani iyi bir şey oldu benim için, çok teşekkürler tekrardan."

"rica ederim."

minho, jisung'un ön sırasına oturmuştu. aralarındaki maksimum iletişim bu kadardı hâlâ. bu çocuğun kötü biri olduğunu düşünmüyordu ancak diğer sınıftayken sürekli arkadaşlarıyla takıldığından konuşma fırsatları pek olmamıştı. tabii biraz da jisung'un insanlarla konuşmayı beceremeyişinden kaynaklanıyordu bu. sınıftaki diğer herkes gelip yerlerine oturduğunda hâlâ sınıfın yarısı boş gibi duruyordu. çünkü sadece altı kişilik bir sınıf oluşturmuşlardı. artık hocaların daha çok gözüne batacağını bildiğinden içinden birkaç küfür saydırdı jisung. ayrıca sınıflarına yeni biri de gelmişti, adı yeji olan bir kızdı. karina ile birlikte kızla tanışmaya karar vermişlerdi. en kısa zamanda bu kararlarını hayata geçireceklerdi.

ilk teneffüste yine karina oyununa dalmışken ön sıralarında oturan minho onun oyununu sabote etmeye çalışıyordu. aralarındaki bu kedi-köpek benzeri atışmalarına alıştığı için hiç oralı olmamış, kimya hocasının verdiği ödevi tamamlamaya çalışıyordu jisung. minho bir anda gıcıklık yapmayı bırakıp soru sordu.

"performans ödevi teslimim var da bitmiş paragraf kitabınız var mı?"

o an jisung'un aklına geçenlerde bitirdiği ve nefret ettiği o test kitabı geldi. her ne kadar yakın olmasalar bile çöpe gideceğine yararlı bir iş için minho'ya vermesi daha doğru olur diye düşündü.

"eğer istersen ben getirebilirim sana. daha yeni bitirdiğim bir test kitabım var. ayrıca altını çizerek okuduğum için hocanın gözüne batmaz."

"gerçekten getirir misin? teşekkür ederim."

"rica ederim, lafı bile olmaz. ama bana ne zaman getirmemi istiyorsan bir gün öncesinden mesaj atmalısın. unutkan bir yapım var her şeyi unutabilirim."

"tamam sorun değil ben sana yazarım. sen yeter ki getir."

"merak etme. ben bir kere söz verdiysem illaki yaparım onu."

"göreceğiz."

jisung gülümsedi sadece. minho'ya kitabı getirmeyi unutmaması gerekiyordu. yoksa daha neredeyse hiç yakın olamadıkları bu arkadaşlığın sonu bir anda geliverirdi. neden bu çocukla yakın olmayı istediğini kendisi de bilmiyordu ama minho ile arkadaş olmanın güzel olacağını düşünüyordu.

tom & jerry//minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin