dershaneye vardıklarında jisung yine minho'yla birlikte oturmuş, her zamanki gibi föyünü unuttuğu için minho'nun föyüne birlikte bakıyorlardı. dersi dinlemekten çok yanındaki çocuğu izliyor olsa da onun bunu bilmesine gerek yoktu?? başlarda kendini bu kadar kaptıracağını hiç düşünmediği için hoşlanmakta bir sorun görmese de her geçen gün sanki içindeki hoşlantı daha çok büyüyor gibiydi. hyuck'un dediği doğru muydu, aşık mı oluyordu? jisung bunları kafasında döndürüp dururken ders bitmiş, zil çoktan çalmıştı. o da mecburen bakışlarını minho'nun üzerinden çekmek zorunda kalmıştı elbette. yakalanmak istemezdi, değil mi? fakat her ne kadar kendisi bakışlarını çekmiş olsa bile minho onun bakışlarını yakalamıştı. kaşını hafifçe kaldırıp kafasını da iki yana sallayarak 'niye bakıyorsun' temalı bakışını atmıştı minho. jisung ne cevap vereceğini düşünürken aklına bir anda dün onu konserde gördüğü ve derste sormayı unuttuğu geldi.
"şey diyecektim."
"ne diyecektin?"
"şey işte ya... dün kim sunggyu'nun konseri vardı. orada bulunmuş olma ihtimalin var mı acaba?"
jisung'un söylediklerini dikkatle dinleyen minho gözlerini kocaman açarak şaşırdığını belirten birkaç mırıltı çıkarmıştı.
"evet oradaydım da sen nereden biliyorsun?"
"ben de o konserdeydim çünkü."
"hadi ya! ben seni görmedim ama."
"benim yanımdan geçtiğin için gördüm seni. kalabalığın içinde ilerlemeye çalışıyordun. daha doğrusu çalışıyordunuz demem daha doğru olur sanırım."
"evet. annem ve teyzemin zoruyla gitmiştim konsere. normalde böyle şarkılar dinlemediğimi bildiğinden orada olmamı sorgulamış olabilirsin."
daha aklındakileri söylemeden anlayabilmesine şaşırmış olsa da bunu minho'ya belli etmemişti, sadece kafasını sallamakla yetinmişti. konuşmanın daha da uzayıp gitmesini istiyor olsa da çalan ders zili ona bu imkanı tanımıyordu.
—•★•—
dershanenin başlamasının ve jisung'un minho ile yakınlaşmasının üzerinden birkaç ay geçmişti. jisung içindeki hoşlantının azalacağını düşünse de tam tersi gerçekleşmiş, hoşlantısı her geçen gün daha da artmıştı. dershanedeki diğer kişilerle bir yere gitme konusuna normalde çok sıcak bakmayan minho, onunla her yere geliyordu. birlikte kütüphaneye, bilim merkezine ve minho'nun asla benimle gelmez diye düşünse de onu yanıltarak eşlik ettiği yere gitmişlerdi. ayrıca jisung'un önüne düşen saçlarından birini düzeltme bahanesiyle yakınlaşmıştı bile. daha sayamayacağı jisung'un kalbini delicesine hızlandıran bir sürü anıları olmuştu. en son minho'nun da ondan hoşlanıyor olduğu sonucuna varmıştı kendince. bu sonucun doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu elbette ki bilmiyordu ama içindeki o yangın her geçen gün daha da büyümeye başlamıştı.
minho'ya itiraf etsem ne olur diye kendi kendine düşünmeye başladığı son zamanlarda aralarında minho'nun onu hetero biri olarak gördüğü hakkında bir konuşma geçmişti.
"nasıl yani sen daha önce bir erkekle mi çıktın?"
"buna niye bu kadar şaşırdın? homofobiklerden biri olduğunu söyleme bana."
"hayır hayır, homofobik değilim. ama senin kesinlikle hetero olduğunu düşünmüştüm."
"bunu söyleyen ilk insansın. yani normalde iki kilometre uzağımda olan kişiler bile benim gay olduğumu anlayabiliyorlar. hetero olduğumu da nereden çıkardın?"
"bilmem, diğerlerinden bir farkım olmuş oldu. artık yönelimini öğrendiğime göre hetero olduğunu düşünemem zaten."
bu konuşmanın geçmesinin ardından minho hareketlerinde çekingen davranmak yerine daha flörtöz olmaya başlamış, jisung'un kalbindeki hoşlantı filizlerini sulamaya devam etmişti adeta. karşınızda bu çocuk varsa onun gibi birine gönlünüzü kaptırmamak zor hatta imkânsızdı. en sonunda sonuçlarını bir kenara bırakarak minho'ya açılmaya karar vermişti. artık ne olacağı umrunda bile değildi, içinde tutmaktan çok bunalmıştı ve kesinlikle açılması gerekiyordu. bu zamana kadar hep içinde tutmak yerine gidip söyleyen taraf olduğundan bunu yapma isteği baskındı ama son ilişkisi onun kendine olan güvenini oldukça zedelemişti. bu yüzden de minho'ya açılıp açılmaması konusunda çok kararsızdı. yine de en iyisi ona açılmak olacaktır diye düşündü kendince. en yakın zamana ona açılmak için cesaretini toplamalıydı.
