3

93 9 3
                                    

yine bir dershane gününde karina ile konuşarak geçirdiği teneffüslerden birindeydi. dershaneye başlamasının üzerinden birkaç hafta geçmişti ve haftaya sınav haftaları başlayacaktı. sınavlar için ne kadar gergin olduğunu anlatmaya hâli bile yoktu. sınavlara girip soruları okumak ve çözmeye çalışmak bile onun gözünde büyük bir işkence gibiydi. bu düşünceyi kenara bırakarak dershanede eğlenmeye odaklanmaya çalışıyordu. sınıflarındaki kişiler gerçekten eğlencelilerdi. en son yeni biri daha gelmişti. adı hyunjin'di ve o da fen lisesindendi. çok zeki birine benziyordu, hocalar soru sorduğunda ilk cevabı o veriyordu. artık hocaların sürekli soru sorduğu o "yeni öğrenci" damgasından sonunda kurtulabildiği için çok sevinçliydi. içten içe hyunjin'i bu dershaneye davet eden ve yine aynı sınıfta oldukları shotaro'ya teşekkür ediyordu. shotaro genelde sessizce en arkada oturup derslerde pek cevap vermeyen biri olsa da hyunjin onun tam tersiydi. shotaro ile konuşmadığı zamanlarda da sınıfa karşı oldukça soğuktu. bu kimsenin de çok umrunda görünmüyordu çünkü herkesin zaten kendince takıldığı insanlar vardı.

sınıfta bir grup oluşturmayan kişiler aisha ve yiren'di sadece. ikisinin de sınıfta çok sevildiği söylenemezdi. aisha'nın davranışları o kadar garipti ki anlam verilemeyecek şeyler yapıyor gibiydi. tek derdinin bir sevgili bulup evlenmek olduğunu da açık açık söylediği zamanlar oluyordu. jisung ile düşünceleri çakıştığından pek fazla konuşmuyorlardı. yiren ise kendi içinde iyi biri gibiydi. jisung ilk geldiğinde ona fen lisesinde olmanın nasıl bir şey olduğuyla alâkalı birçok şey sormuştu. biraz meraklı birine benziyordu. aisha'dan duyduğuna göre karina ve yiren jisung gelmeden önce daha yakın arkadaşlardı. ama jisung geldiğinde karina onunla daha yakın olduğu için yiren ile pek fazla takılmamaya başlamıştı. jisung bunu duyduktan sonra kendisini kötü hissetmiş ama karina onu rahatlatmıştı. karina'nın söylediğine göre yiren dershanede torpilliydi ve bu yüzden de zaten araları hiçbir zaman aşırı yakın olmamıştı. aisha ortalığı karıştırmayı sevdiği için sana böyle şeyler söylemiş olabilir, demişti karina. jisung'un buna inanmaktan başka şansı yoktu elbette. zaten bir kere çok yakın arkadaş olmuşlardı, ne yapabilirdi ki?

karina'nın genelde konuştuğu gruba karşı hâlâ çok çekingen davranıyordu jisung. o grubun da kendisini pek sevmediğini düşünüyordu. çünkü ilk girdiği deneme sınavında jisung sınıfını kodlamayı unuttuğu için sıralamalar farklılaşmıştı. asıl birinci olan kişinin jisung olmasına rağmen minho'yu birinci sanmışlardı. jisung'a sıralamasını ve netlerini sorduklarında da verdiği cevaba pek inanmamışlardı. ama sonuç sayfasını telefonundan karina'ya gösterirken bomin telefonunu elinden almış ve gruptaki diğer kişilere göstererek jisung'un gerçekten doğru söylediğini tasdiklemişti. bomin ile karina'nın okulları yakın olduğundan birçok ortak tanıdıkları vardı, birbirleriyle şakalaşmayı çok seven bu grubun bir üyesiydi o da.

dershane müdürünün içeriye girmesiyle herkes kafasını ilgilendiği şeylerden kaldırarak ne diye müdürün geldiğini merak eder bir şekilde bakındılar etrafa. müdür de bunu fark etmiş gibi konuşmaya başladı.

"çocuklar çok vaktinizi almayacağım. bir süredir planladığımız ve sizlere de daha önceden bilgisinin geldiği A1101 sınıfını sonunda açıyoruz. bu akşam sistemdeki sınıflarınız güncellenecektir. pazartesiden itibaren yeni sınıflarınızda devam edeceksiniz. iyi dersler gençler."

dershaneye kayıt olurken de söyledikleri sınıfı birkaç hafta sonra sonunda ayarlayabilmişlerdi. bunun iyi mi kötü mü olduğundan emin olamadı. tam sınav haftası gelmişken yeni bir sınıfa uyum sağlamak zor olabilirdi. hem zaten bu sınıfa da az çok alışmıştı. ama başka çaresi yoktu. gerçi sınıfının değişeceğini düşünse de aynı sınıfta kalma ihtimali de vardı sonuçta. bunu kafaya takmamaya çalışıp kimlerle aynı sınıfa düşerse düşsün sadece yaklaşmakta olan sınavlarını merkeze koyup onlara çalışması gerekiyordu.

müdürün gidişiyle birlikte ders hocası sınıfa girmiş ve öğrencilerle kısa bir hâl hatır sorma sohbetine girmelerinin ardından dersini işlemeye başlamıştı bile. jisung her ne kadar derse odaklanmaya çalışsa ve dışarıdan da çok iyi dinliyormuş gibi görünse de kafasının içindeki binlerce düşünce onu rahat bırakacak gibi durmuyordu ne yazık ki. kendini düşüncelerinden oluşan bir kara deliğin içine düşmüş, oradan da asla kurtulamayacakmış gibi hissediyordu. başında hissettiği ağrıyla su şişesine uzandı. birkaç yudum su içse de hiçbir şeyi etkilememişti. hocadam izin alıp yüzünü yıkamak üzere dışarıya çıktı. bir an önce fazla düşünmeyi bırakması gerekiyordu.

tom & jerry//minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin