10

30 6 1
                                        

dershanenin yaz kursunda yer alacakları sınıfları ancak dershaneye gelip panodaki listelere baktıklarında öğrenebilmişlerdi. dershane normalde sınıflarını kendi sistemlerinde paylaşırdı ama bu sefer yaz kursu olduğundan şimdilik biraz geciktirmişlerdi. sonraki zamanlarda ders programıyla birlikte sınıfın da güncelleneceğini söylemişlerdi. jisung da hangi sınıfta olduğuna bakıp yukarıya, eskiden 12. sınıfların bulunduğu sınıfa çıktı. artık kendilerinin 12. sınıf olduklarını hâlâ kabullenememiş olsa da dershane pek öyle düşünmüyordu elbette. sınıfına gittikten sonra her zaman oturduğu yer olan cam kenarı 3. sıraya oturdu. en güzel yerlerden birinin burası olduğunu düşünüyordu. duvar kenarında oturduğunda sanki sınıf ona dar geliyormuş gibi oluyordu, bu histen de hiç hoşlanmadığından genelde hep cam kenarına oturmaya çalışıyordu. artık tek başına oturacağı da aklına geldiğinde kendini mutsuz hissetmişti. karina ile oturmayı seviyordu, eğlenceli geçiyordu dersler.

eskiye dolu özlemle birlikte otururken sınıfa giren kişiye baktı. kafası karışmış gibi görünen bir minho ile karşılaştı.
minho'ya laf atmak ile laf atmamak arasında kalmıştı. pek fazla yakın olduklarını söyleyebilir miydi emin değildi ama şu an sınıfta başka kimse olmadığından konuşması daha doğru olacaktır diye düşündü.

"doğru sınıftasın merak etme."

minho, jisung'un sesini duymasıyla birlikte yüzünü ona doğru çevirerek kafasını salladı.

"bu sınıfa alışık değilim ya, emin olamadım bir an."

"ben de onu yaşadım ilk başta ama şöyle düşün ki, eğer yanlış yerdeysek ikimiz de yanlış yerdeyiz."

minho gülümseyerek haklı olduğunu söyledi ve jisung'un önündeki yere geçti. minho'nun da favori yerlerinden birinin burası olduğuna emindi jisung. hoca gelene kadar muhabbet etmenin güzel olacağını düşündü. yeni bir muhabbet açması gerektiğini biliyordu. minho ile ortak konuşabilecekleri tek konu dershane gibi görünüyordu. jisung da buradan ilerlemeye karar verdi.

"sence, karina gittiği için yerine başka birini bizim sınıfa çıkartmış olabilirler mi?"

"olabilirler. bu dershanenin hiçbir işine güven olmuyor ki."

"doğru. ama çıkartacaklarsa kimi çıkartabilirler, acaba sunwoo falan olabilir mi?"

"sunwoo da fen lisesinden evet ama matematikçi ile araları her zaman çok kötüydü onların. o yüzden bir üst sınıfa alacaklarını hiç sanmıyorum."

"bir hocayla arası kötü diye çocuğun hakkını yiyorlar. belki de bu sene için kayıt yaptırmamış olabilir."

"olabilir, dershaneden kurtulmak için gün sayıyordu o zamanlar."

"bayağıdır görmedim eski sınıftakileri de. senin yakın arkadaşların vardı. eric ve sanha'ydı değil mi?"

"yani yakın arkadaşız denir mi bilmiyorum ama evet aynı okuldanız."

"gayet yakın görünüyordunuz her zaman. neden öyle olmadığını düşünüyorsun ki?"

"bilmem, insanlarla aşırı yakın olmamaya çalışıyorum sadece. bazı eski olaylar yüzünden."

"anladım. yaşanmışlıklar insanın peşini bırakmıyor ne yazık ki."

minho bir şey daha söyleyecek gibiydi ancak hocanın gelmesiyle birlikte sohbetleri yarım kaldı. bu yeni bir hocaydı. eski edebiyatçılarını da seviyor olsa bile bu yeni hocayı merak ediyordu. edebiyat ile arasının iyi olmasından dolayı hocaları ile de anlaşabiliyordu. yeni gelen hocayı selamladılar. hoca da bu sınıfın çok bunaltıcı bir havası olduğunu söyleyip onları diğer sınıfa geçirdi. diğer sınıfa giderlerken başka kişiler de gelmişti.

jisung yine cam kenarındaki yerini kapmak için hızla ilerlemiş olsa da sonradan gelen hyunjin onun yerini kapmayı başarmıştı. en arkaya oturunca göremeyeceğini de bildiğinden ve diğer sıraları da sevmediğinden en mantıklı çözüm minho'nun yanına oturmak gibi görünüyordu. minho'nun kabul edip etmeyeceğinden emin olmasa da en azından şansını denemek istedi.

"şey... yanına oturabilir miyim acaba?"

minho kafasını sallayarak diğer sandalyeye koymuş olduğu çantasını kaldırdı ve jisung'a oturması için yer açtı. jisung minho'nun herhangi bir gıcıklık göstermeden direkt kabul etmesine şaşırmıştı. hoca derse başlayıp fasikülleri açmalarını isteyince buraya oturduğu için şükretti. çünkü jisung'un yanında hiçbir fasikül yoktu. edebiyat dersinin olduğunu nasıl unuttuğunu bilmiyordu ama şükür ki minho unutmayanlardan biriydi. birlikte fasiküle bakarken minho'yu dürttü. o da ne olduğunu sorar bir biçimde baktığında jisung sadece gülmekle yetindi. aynı şeyi birkaç dakika sonra yapan kişi de minho olmuştu. fasikülün yapışkan kısımlarını jisung'un koluna yapıştırmayı bile denemişti. minsung ikilisinin ilkokul çocukları gibi birbirleriyle uğraştıkları o dönem işte böyle başlamıştı.

tom & jerry//minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin