Gözlerimi açtığımda hava hala karanlıktı. Telefonumu alıp saate baktığımda saatin 4'e yaklaştığını gördüm. Tuzlu kahvelerden sonra Buğra dayanamayıp evi terk etmişti. Kaçırdın çocuğu Gece. Sanki kendisi tuzlu yapmıyor.
Yankı uyuyor olmalıydı. Ve ben..ben kusmak üzereydim. Yataktan hızlıca çıktım ve lavaboya koştum. Midem öyle bulanıyordu ki organlarımı bile kusabilirdim şuan. Lavaboda tam 45 dakika geçirdim. Artık gözlerimden yaşlar akıyordu, istemsizce! Sonunda elimi yüzümü yıkadım. Titreyen ellerimle zor da olsa dişlerimi fırçaladım ardından tekrar yüzümü yıkadım ve kurulayıp çıktım. Tüm vücudum titriyordu. Hayır üşümüyordum , soğuktan değildi. Sanırım kusmanın etkisiydi. Saat neredeyse 5' geliyordu ancak hava daha aydınlamaya başlamamıştı.
Yazın ortalarındaydık ve üzerime hiç birşey almadan askılım ve şortumla çıktım dışarı. Titreyen bacaklarla yürümek beni zorlasa da aşağı kata indim. Tamamı cam olan duvardan geçip bahçeye çıktım. Salıncağa oturdum ve ayaklarımı yere değdirip hafifçe sallamaya başladım bedenimi. Derin derin nefesler alıyordum. Yine de hiçbir şey iyi gelmiyordu bana. Içimde kötü bir his vardı. Kafam gibi sağlığım da bozulmuştu. Senin kafan hep bozuktu Gece.
Hiç beklemediğim bir şekilde telefonum çalmaya başladı. Rehberimde ki 'Baba' olarak kayıtlı kişi arıyordu beni. Yıllar geçmesine rağmen numarası hala telefonumdaydı. Içimde ki kötü hissin sebebi belli olmuştu. Iyi de sabahın 5'inde neden arıyordu ki? Açıp ona sormaya ne dersin Gece'cim?
Telefonu açıp kulağıma görürdüm. Onun konuşmasını bekledim.
"Üşümüyor musun?"
Ne? Ne demekti bu? Dışarıda olduğumu biliyor muydu? Beni mi izliyordu yoksa? Sallanmayı bırakıp etrafıma bakmaya başladım.
"Çok uğraşma bu karanlıkta beni görmen zor." Buradaydı. Nasıl buldu beni yine. Korkma Gece , artık büyüdün.
Artık büyüdüm ama hala küçüğüm iç ses. Onun yanındayken hep küçüğüm,sesim çıkmaz. Çıkacak Gece! Artık susmak yok!Telefonu suratına kapadım. Hızlıca eve girdim. Salonda ki koltuklardan birine attım kendimi. Rehberime girip 'Yusuf' olarak kayıtlı olan kişiyi aradım. Biliyorum bana bir şey yapamaz ancak sesi bile beni korkutuyor. Unutamıyorum, kaybettiğim onca yılı unutamıyorum.
"Buyrun Gece Hanım. Bir sorun mu var?" Uykulu sesiyle konuşuyordu Yusuf. Uyanırdırmıştım belli. Normalde gece nöbetine kalan 3 koruma oluyor fakat bu benim için yeterli değildi şuan.
"Evin etrafına dizebildiğin kadar adam diz. Eğer birisi eve girmeye çalışırsa; kapıdan yada bacadan onu geldiğine, buna cürret ettiğine pişman edin. Hava yeterince aydınlandığında hepiniz dinlenmeye gidebilirsiniz."
"Tamamdır efendim. Hemen harakete geçiyorum."
Ardından telefonu kapadım. Beni kimse korkutamazdı , o adam hariç. Hep şey olur ya , çocukluktan alışmışsındır sesini çıkaramazsın. Öyleyim işte birtek ona sesim çıkmaz. Oysa sesimi çıkarırsam bana dokunamaz. Yukarıya çıktım, odama.
Yatağıma oturdum , başlık kısmına sırtımı dayadım ve dizlerimi kendime doğru çektim. Gitmiyordu, kahrolası geceler gözümün önünden gitmiyordu. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Her saniye , zihnimde anılarım canlandıkça daha da şiddetleniyordu ağlamam.Hep düşünürdüm eğer bir gün üzülür de benden özür dilerse onu affetmeyi, sonuçta o benim babamdı. Ama o ne iyi bir baba oldu ne de benim için üzülüyordu. Hiç değişmedi. Onu affetme ihtimalimde böylece ortadan kalktı. O adam senin pazarlıyordu Gece! Onu affetmeyi düşünmüş olman bile hata. Düşün o geceleri? Baban seni satarak kazandığı parayla gününü gün ederken , sen sabahlara kadar çırpınıyordun. Her çırpınışında da daha fazla zarar görüyordun. Senin yaşamadığın bir şey kaldı mı Gece? Önce anneni intihara sürüklemedi mi o adam? Annene iğrenç iftaralar atıp kafasına sıkmasını sağlamadı mı? Gözlerinin önünde canına kıymadı mı Annen? Annenin yokluğuna dayanamayan kardeşin gözlerinin önünde eriyip gitmedi mi? Bir sabah onu kahvaltıya kaldırmak için yanına gittiğinde, her zaman ki günaydın tekerlemesini sana söylemediğinde bir daha da asla söyleyemeyeceğini anladığında o adam gelip kardeşinin cansız bedenini bir çöp gibi atmadı mı? Zaman geçtikçe parasız kaldığında seni satıp senin üzerinden geçinmedi mi? Sen hamile kaldığında ilk işi seni sabahlara kadar dövmek olmadı mı? Sanki buna sebep olan o değilmiş gibi... Bebeğini senden alıp öldürmedi mi? Meleğini senden çalmadı mı o? Ondan kaçmayı başardığın geceki mutluluğunu hatırla. Onsuz geçirdiğin tek bir an bile mutlu ediyordu seni. 18 yaşında kurtuldun ondan. Sonra 20 yaşında Yankı buldu seni. Korktun ama güvendin. Bak şimdi 24 yaşındasın Gece. Artık korkmak yok Gece. Artık büyüdün, büyüdük. Senin hayatın bir başarı hikayesi Gece. Senin hayatın bir sır ve bu sır sadece ikimiz arasında...şuanlık. Artık ağlamak yok Gecem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Rüzgarı
ActionOmzumda hissettiğim el ile arkamı döndüm. Yankı...hemen arkasında ayakta duran Buğra. Ve Yankı'nın sesi, "Bize anlatman gereken şeyler var Gece." .... Başlangıç ~23.08.22