Bölüm 13~Melek

24 6 7
                                    

Nedenini anlayamadığım bir şekilde benimkinden daha büyük bir kahkaha attı. "Ah tabi ki! Bunu zaten biliyorum Gece..." adımı onun dudaklarından duymak ağzını yırtma isteği doğuruyordu bende."Fakat senin bilmediğin şeyler var."

"Açık konuş!" Dedim dişlerimi birbirine bastırarak. Gittikçe sinirleniyordum ve silahımı çıkarıp, kafasına sıkma isteğim her an daha da artıyordu.

"Melek yaşıyor, Gece....Kızın yaşıyor."

Şarap bardağının elimden kayışını hissettim önce , daha sonra kırılan bardağın parçalarının sesleri... 

Çağrı hızla ayağa kalktı. Elinde ki bardağı masanın üstüne koydu ve dikkatle kollarımdan tutup beni cam parçalarından uzaklaştırdı.

"Ne yapıyorsun Gece? Camlar batacak ayaklarına."

Tepki vermiyordum , veremiyordum. Benim öldüğünü düşündüğüm kızım yaşıyordu. Ve 6 yaşında olmalıydı. En son 5 aylıkken gördüğüm bebek, artık 6 yaşında bir çocuktu.

"Öldü dedi." Çağrı'nın gözlerine bakarak konuştum. "Bana bebeğin öldü dedi!" Sinirlerim boşalmaya başlamıştı. "Bana bebeğini öldürdüm dedi!" Bir anda kendimi odadaki her şeyi yıkarken buldum. Masanın üzerinde ki şişeler , tekli koltuklar ve yatak örtüleri çoktan yeri boylamıştı.

"Gece, sakin ol!" Sinirden ağlıyordum artık ve Çağrı beni sakinleştirmek için, hem bağırıyor hemde kollarımdan tutuyordu.

"Bırak! Bırak beni!" Artık ağlamam daha da şiddetlenmişti. Sonunda devirdiğim tekli koltuğun hemen yanına , duvarın dibine çöktüm ve oturdum. Ellerimi saçlarımı içine daldırmıştım. Öylece yeri izliyor ve ağlıyordum. "Hayatımı mahvettiniz..." Sanırım bu odaya girdiğimden beri kurduğum en sessiz cümle bu olmuştu ve de en ağırı.

Çağrı hemen karşıma çöktü. Ellerini , kendime çektiğim dizlerimin üzerine koydu. "Sende beni mahvettin Gece."

Yerdeki bakışlarım cümlesiyle birlikte gözlerine yükseldi. Cevap bekler gibi baktım yüzüne. Ne yapmıştım da hayatını mahvetmiştim onun? Bende mı ona zorla tecavüz etmiştim ha?

"Sevgimi yok saydın." Gözlerini ısrarla gözlerimden çekmiyordu. Yıllar öncesinde olsaydık gözlerimi gözlerine dokunduramazdım bile! Fakat şimdi ona inat bende gözlerimi çekmiyordum ondan. "Söylesene sen istemeden sana dokundum mu ben? Baban seni benden başkasına vermesin diye ne kadar çabalıyordum haberin var mı? Ne kadar param varsa veriyordum ona. Son üç ayın sadece benimle geçmedi mi?" Sessizce onu izliyordum sadece. "Ben sana üç ay boyunca hiç dokunmadım Gece. Seni hep mutlu etmeye çalıştım. Dönme dolapta kalışımızı hatırlamıyor musun?" Son soru cümlesini sorarken hafifçe gülmüştü. "Hatırlıyorum."dedim sesimin çıktığınca. "Fakat üç ayın sonunda istemediğimi belirttiğim halde beni zorla yatağa atışını da çok iyi hatırlıyorum!"

"Geç olmadı mı Çağrı? Yine film mi izleyeceğiz? Babam bir şey demesin sonra?"

En güzel gülümsemesiyle döndü bana. Dudaklarını araladı ve konuşmaya başladı. " Çok yürüdük bugün yorulmadın mı?"

"Doğru konuşmak gerekirse gerçekten yoruldum." Cümlemi kurarken montlarımızı çıkarmıştık ve odasına doğru ilerlemeye başlamıştık.

"O zaman film keyfiiii.." Cümlesinin sonunu uzatmıştı ve bu ufak bir kahkaha atmama sebep olmuştu.

"Ne izleyeceğiz bakalım?" Diye sordum heyecanla. Odasına girdik ve bilgisayarını alıp yatağa kurulduk. Yan yana oturmuştuk fakat beni rahatsız etmiyordu. Hayatımda ki en güzel zamanlarımı onunla geçiriyordum. Bana gerçekten çok iyi geliyordu.

Gece'nin RüzgarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin