*Başladığınız tarihi yazar mısınız?*
*Bu kitap artık hayatta olmayan kuşum Deniz'e ithaf edilmiştir.💙*
1726-İtalya
Denizin mis gibi kokusunu içime çektim. Sonunda ne zamandır beklediğim ilkbahar gelmişti. Denizle yeşil çimenlerin birleştiği yere baktım. Yüzlerce renkli çiçek açmıştı. Rüzgar saçlarımı karıştırdı. Sinirlenip pencereyi kapattım.
Aynanın karşısına geçip bozulmuş saçlarıma baktım. Oysaki daha yeni taramıştım. Yavaşça tarağı elime alıp yeniden taramaya başladım. Güneşin vurduğu saçlarım kızıl-turuncu arası parlıyordu. Saçlarımı çok seviyordum. Annemin de saçları kızıldı. Ona benzemek beni mutlu ediyordu.
Saçlarımı taramaya devam ederken içeri nedimem Karmina girdi. Hemen ona doğru döndüm. Tacımı takması gerekiyordu.
"Gel Karmina. Hemen tacımı tak." Dedim gülümseyerek.
"Ben de onun için gelmiştim efendim. Anneniz sizi alt katta bekliyor."
Karmina tacımı taktıktan sonra aynadaki yansımama baktım. Güzel görünüyordum. Bugün çok güzel görünmeliydim çünkü bugün benim doğum günümdü. Muhtemelen bu gece sarayda büyük bir parti verilecekti. Son kez kendime bakıp alt kata indim. Annem yine çok gösterişli giyinmişti. Gözlerimi ondan alamıyordum. Siyah elbisesinin üzerinde sayamadığım kadar çok taş vardı. Annem beni görünce gülümsedi ve konuşmaya başladı.
"Ah Isabella.. Muhteşem görünüyorsun."
"Sen de öyle anne."
"Tahmin ettiğin gibi bu gece büyük bir parti düzenliyoruz. Komşu ülkeden prens ve prensesler de gelecek. Belki içlerinden birini beğenirsin."
Gözlerimi devirdim. Aşkla ilgilenmediğimi biliyordu. Yani artık bilmesi gerekti. Neredeyse bütün girişimlerinde adayları canından bezdirmiştim. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.
"Zannetmiyorum anne. Çok eğleneceğimize eminim."
Annemle akşama ne giymem gerektiği hakkında uzun bir konuşma yaptık. Göz alıcı olmalıydım. İçimden bir ses bunun doğum gününden çok bana bir eş bulma partisi olduğunu söylüyordu. Nasıl olsa yine kimseyi beğenmeyecektim. Benim için bir sorun yoktu.
Annem parti için bütün sarayı görevlendirdi. Mutfak çalışanlarını da zor bir gün bekliyordu. Odama çıktım. Annemin önerilerine tek tek baktım. Hepsi çok gösterişli elbiselerdi. Ben bunları giymek istemiyordum. Kendi istediğimi giymeye karar verdim. Annem beni görünce şok olacaktı. Bir süre daha odamda oturdum. Çok canım sıkılıyordu. Babama bakmak için alt kata indim. Merdivenlerden inerken annemin babamla konuştuğunu duydum.
"Sence bu sefer işe yarayacak mı?"
"Bilmiyorum. Yaşıtları evlendi. O hala istemiyorum diye tutturuyor."
İndiğimi görünce sustular. Duymamış gibi yaptım. Babamın yanına gittim.
"Baba bugün at binecektik. Unuttun mu?"
"Bugün doğum günün. Ata binersen toz içinde kalırsın."
Sesimi en masum tonuna getirdim.
"Önemli değil. Temizlenirim sonra. Lütfen baba.."
Gözlerinin içine baktım. Böyle yapınca dayanamaz kabul ederdi hep. Yine başarmıştım. Kapıdan çıkarken annemin erkek olmalıymış bu kız dediğini duydum. Zaten herkes öyle derdi. Kılıç kullanmayı da biliyordum. Öğrenmek içimden geliyordu. Özel bir ilgim vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/36588723-288-k513965.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Prenses
Ficción histórica|Yarışma 4.sü|Kızıl saçlı bir prenses;Isabella.Annesi ve babasını düşman ülkenin askerleri öldürüyor.Isabella'yı da kaçırıyorlar.Tam öldürülecekken prens ona aşık oluyor. Asıl macera da bundan sonra başlıyor.Mücadele etmesi gereken kraliçe,kral ve p...