12.Bölüm~~

2.7K 143 8
                                    

-İtalya/Prenses Stella'nın Sarayı-

Ablam kendisini teyzeme tanıttıktan sonra teyzemin yüzüne baktım. Pek inanmışa benzemiyordu. Boğazını temizleyip gülümseyerek konuştu.

''Isabella'yı nasıl kandırdın bilmiyorum ama beni kandıramazsın. Kayıp yeğenim Anastasia hakkında bilgi topladığın anlaşılıyor. Çok zeki bir hilekarmışsın açıkçası. İzabella.. Üzgünüm çocuğum ama ablan yıllar önce öldü. Geri gelmesi de imkansız.''

Ablam yere bakıp gülüyordu. En sonunda başını kaldırıp teyzeme meydan okuyan bakışlarla baktı.

'' O günü hatırlıyor musun? Ben hiç unutmadım. Bana üvey olduğumu,asıl prensesin Isabella olduğunu söylemiştin. Sonra da bana nasıl ölmek istersin diye sormuştun. Ben de denizde ölmek isterim demiştim. Sonra sen beni itmiştin. ''

Teyzem telaşlanmıştı birden. Kendisini savunmaya geçti.

'' Yanlış hatırlıyorsun hayatım . On yedi yıl oldu. Senin ayağın kaymıştı. Ben seni tutmak istedim lakin yakalayamadım. Çoktan aşağıya düşmüştün bile demek istedi...''

'' Beni sertçe ittin! Bunu anlamak için büyük olmama gerek yok! Her gece o düşüşümü rüyamda gördüm ben! Her gece senden nefret ettim! Benden kurtulmak istedin. Sıra kardeşimdeydi. Bunu asla unutma,oğlunun tahta çıkmasına izin vermeyeceğim. Canım pahasına da olsa izin vermeyeceğim! ''

Ablam arkasına dönüp koşar adımlarla saraydan çıktı. Ben de onu takip ettim. Kapılar arkamdan kapanırken Leo'nun teyzeme bağırdığını duyabiliyordum.

Ablam bir taşa oturmuş ağlıyordu. Usulca yanına yaklaştım. Ne demem gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Sadece yanına oturup saçlarını düzelttim. Bir süre ağladıktan sonra yaşlı gözlerle bana döndü.

'' Uzun zamandır bu anın hayalini kuruyordum. Elbet bir gün hesaplaşacaktık ama bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Sanki.. sanki tekrar altı yaşına dönmüş gibiydim. Yaşadıklarım gözlerimin önünden geçip gitti bir bir. Bu sefer farklıydı kardeşim. Yanımda sen de vardın. O gün hayal ettiğim gibi. ''

Gözünden akan yaşı sildi. Benim de gözlerim dolmuştu fark etmeden. Ablam bana baktı.

'' Ben geçmişe döndüm. Sıra sende Isabella. Bana annemizin ve babamızın nasıl öldüğünü anlatır mısın? ''

Yutkundum ve anlatmaya başladım.

'' Hani sen bir keresinde bir kitap okumuştun ya küçük kızın annesinin melek gibi kanatları vardı. Sen de kanatlarım olsa keşke diye hayaller kurardın. Annem öldüğü anda tıpkı o melek gibiydi abla. Bir tak kanatları eksikti. Beyaz geceliği etrafa saçılmıştı. O çok sevdiğimiz kızıl saçları kırmızı güller gibi görünüyordu uzaktan.. ''

Gözyaşlarım durmadan akıyordu. Konuşmayı bırakıp elbisemin koluyla gözyaşlarımı sildim. Ablam uzaklara bakıyordu.

'' Pencereden kaçacaktık. Ben önden inmek için hamle yaptığımda ok saçımı sıyırıp annemin sırtına saplandı. O an o kadar kötü hissettim ki.. Yanına koştum hemen. Bana senin düğününü göremeyeceğim dedi. Ben de beni bırakma diye ağladım ama gitti.. Engel olamadım ve bu her gece rüyalarıma giriyor. Kendimi suçlu hissediyorum. ''

Ablam bana sarıldı.

'' Suçlu değilsin Isabella. Sen emir vermedin ki. Annemize denk gelmiş. Keşke ben de orada olup son sözlerini duyabilseydim. Bana neler söylerdi çok merak ediyorum. Peki ya babam? O nasıl öldü? ''

Derin bir nefes aldım.

'' Uzaktan gördüm onu. Leo ile pencereden kaçmaya çalışıyorduk. Babamın karnına bir adam kılıcını sapladı. Çığlık attım. Diğer adam da sırtından kılıcı geçirdi. Babam acı içinde yere diz çöktü. Gözlerine baktım kısa bir an. Sonra bana el salladı. Sanki gel yanıma at binmeye gidelim der gibiydi..''

Kızıl PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin