8.Bölüm | 𝐇𝐞𝐫 𝐬𝐞𝐧𝐞 𝐲𝐚𝐩𝐭ı𝐠̆ı𝐦ı𝐳 𝐠𝐢𝐛𝐢.

744 72 78
                                    

"The moment is everything. Don't think about tomorrow; don't think about yesterday: think about exactly what you're doing right now and live it and dance it and breath it and be it."

An her şeydir. Yarını düşünme; dünü düşünme: tam olarak şu anda ne yaptığını düşün ve onu yaşa, dans et ve nefes al ve o ol

Bölüm şarkıyla uyumlu, bu yüzden şarkıyı açmanız önemli <3 Yorum atmayı unutmayın yazarın düşük modu yazdıklarınızı okurken yükseliyor!

Her yeri Yılbaşının verdiği büyüleyici his kaplamıştı, dışarısı kar ile kaplıyken öğrenciler son derslerden çıkmış yarın akşamı konuşuyor, ortak salonlarda ise hazırlık aynı heyecanla devam ediyordu.

Yılbaşı ağacının süslenişini izledim bir kaç saniye, ilk defa 1943 yılında yeni seneye girecektim. Dünyanın en garip duygusunu yaşıyordum, gelecekte olmam gerekirdi ama bunu kaçırmak istemiyordum. Kendime izin vermiştim, Yılbaşı arifesinde Geçit ile alakalı hiçbir şey araştırmayacaktım.

Zindanlara inip Slytherin Salonuna girdim, şöminenin üstünde bir kaç çorap, flama vs süsler vardı.

Herkes oturmuş sıcak çikolata içip konuşuyordu, masada duran kupalardan birini alıp yanlarına gittim.

"Herkes birbirine hediye aldı umarım! Yılbaşı sabahı dağıtacağız." dedi Carrie, ben almıştım. Çekilişte Tom çıktığı için sinirleniyordum, kocaman Slytherin binasında onun gelmesi mucize bile değildi. Tabii bunu gerçeklik değiştiren birinin söylemesi komik.

Yarın için sabırsızdım, içimde kelebeklerin uçuştuğunu düşünüyordum. Dilimin yanmasına rağmen sıcak çikolatamı bitirmeye çalıştım, hemen uyuyup sabaha uyanmak istiyordum.

Konuşulanları dilerken içeri Tom girdi, kimseye bakmadan koltuğa oturup kitabını açtı. Michelle'e ve bana yaptığı büyülerden sonra onunla konuşmamıştım.

Hâlâ neden yaptığını çözemiyordum, onu kıracak bir şey yapmamıştım. Tamam iftira attım fakat bunu aştığını düşündüm. Beni es geç Michelle onunla karşılaşmıyordu bile, ona büyü yapması caniceydi.

Tom gelince anlamsızca Abraxas ile bakıştık, nedenini ben bile bilemedim. Gözüm ona doğru kaymıştı, belki de yanına geçecek mi diye bakmış olabilirdim. O'nun da aynı düşüncelerle baktığını düşündüm.

Kupamın dibinde kalan sıcak çikolatayı da içtikten sonra masaya koyup ayağa kalktım.

"Benden bu gecelik bu kadar, yarın görüşürüz."

"Yarın okulda olan balodan sonraki partiye geleceksin değil mi?" dedi Evan.

Tom'a baktım, kitap okumaya devam ediyordu. "Pek parti havamda değilim."

"Hadi ama sensiz olmaz! Bu bir gelenek!" diye ısrar ettiğinde 1-2 kişi daha ona katıldı, planım gece yarısında Astronomi Kulesinde olmaktı aslında.

"Bakarız. Her neyse, iyi geceler!" Son kez bakışlarımı Tom'a yöneltip yurduma ilerledim.

Kendi odamdan önce Michelle'in yanına gitmem gerekiyordu, yaşanan olayı atlatamamıştı.

Nazikçe kapıyı çalıp içeri girdim, yatağında oturmuş ağlıyordu.

"Heey, iyi misin?"

"Değilim, hiçbir şey hatırlamıyorum Valencia.." dedi ve hıçkırarak ağlamaya devam etti, biraz abartıyordu.

Yanına oturdum, kafasını sertçe çarptığı için yaşananları unutmuştu, kavgamızı hatırlatacak değildim. Kafasındaki sargı ise hâlâ duruyordu.

Geçit ( Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin