5. Bölüm

3.1K 85 13
                                    

Tek ayık olan Altan ilk abimi odasına taşıdı bir yandan da kızıyordu. Sonra geldiğinde Tuğba bedeni masa da ayakları yerde sızmıştı. Onu kucaklayıp benim odama götürdü. Ve koltukta oturan benim yanıma geldi. "Gel bakalım küçük ayyaş seni de Tuğba'nın yanına götüreyim" dedi.

Ama ben oturduğum yerden alıcı gözle onu süzdüm. Kafam acayip güzeldi alkol mü böyel yaptı bilmiyorum ama üzerine atılıyasım vardı. Siyah pantolonun içne siyah gömleğini koymuştu. Gömleğinin kollarını katlamış 3 düğmesini açmıştı. Esmer tenini görünce ayağa kalktım. Ellerimi göğsüne koyduğumda şaşırdı. Onu çevirip koltuğa ittim ve ata biner gibi kucağına orurdum.

Şaşkın gözler ile beni izliyordu "Yavrum kalk sarhoşsun" dedi ve belimden tutup kaldırmaya çalıştı. Bedenimi geri çekti ama geri kaydım ve ona sürtünmüş oldum. Hırlayıp "Sikeyim kalk" diye hafif sesini yükseltti. Dolan gözler ile ona baktığımda " yavrum doldurma gözlerini kalk odana götüreyim uyu" dedi. "Bak sana bir şey anlatacağım" kafasını sallamasıyla devam ettim. "Bi' gün yolda yürüyordum." dedim ve sustum"eee" "bu kadar" diyip kahkaha attım.

Elimi göğsüne koyup gömlek üzerinden okşamaya başladım. Bununla beraber yutkundu. Kafasını geriye attığı için adem elmasını gördüm. Boynuna eğilip adem elmasını emdim. İnledi ve kaldırmaya çalıştı tekrar "kalk kalk olmaz böyle sarhoş değil zaten azıcık sabrım kaldı şuan olmaz." dedi.

Sonuna doğru sesinin yükselmesiyle "Bende Faruk' un yanına giderim beni istemiyorsan" vücudu bu sefer sinirden kasıldı "Faruk kim yavrum benim kucağımda başkasından bahsediyorsun" diyip belimi sıktı. "Kulağına yaklaşıp "bana çikolata getirsene ne olur." dedim "tamam getireyim sonra odana" beni yana bırakacakken bacaklarımı beline kollarımı ise boynuna sardım. "Kucağında götür" dedim.

Benimle birlikte ayağa kalkıp mutfağa yürüdü. O yürürken ben de parmağım ile boynunu okşuyordum.
Hırıltılı nefesleri eşliğinde ile mutfağa geldik. Çikolatayı bulup bana verdi. Beni tezgaha oturtup kavhe yapmaya başladı kafam dönüyordu ama çikolata daha önemliydi. "Altan bir gün bütün çikolatalar biterse benim için çikolata olur musun?" dedim artık cevap bile vermemiyordu sorularımın saçmalığına.

Top çikolataları sonraya sakladım ve tobleroneyi açtım hayatımın aşkıyla bakışırken bir anda hepsini ağzıma soktum. Çikolatayı ağzımda eritirken Altan'a baktım yutkunup "Hepsini nasıl aldın" dedi. İmasını anlamadan "alırım ben sevdiğim bir şey olsun yeter" dedim.

Önüne dönüp makinayı ayarladı. Aklıma gelen ile seslendim " Altan gelsene bir" dönüp anlamazca baktı ama elimle gel gel işareti yaptım. Yanıma geldiğinde yakasından tutup iki bacağımın arasına çektim ve kulağına yaklaştım. "Sana bir sır vereceğim ben aslında marstan geldim burada gizli bir ajanım bu yüzden saçlarım kızıl ama kimseye söyleme yoksa muhafız filler beni götürür tamam mı?" "Tamam yavrum tamam"

Elimle kafasını kaldırıp boynunu açtım bir elim hâlâ yakasındaydı. Kafamı yaklaştırıp boynunu öptüm ve geri çekildim. Simsiyah gözleri sanki her dakika koyulaşıyordu. Dudağımda ki çikolatanın boynuna bulaşmasıyla çikolata olan yeri yalayıp emdim.

Bir şey demeden makineye gitti. Olmayan Faruk' tan bahsettiğim için bir şey demiyordu. Ayrıca onu çok zorladığımı fark ediyordum ama kimene canım istiyordu.

Kahveler ile beraber içeri geçtik. Karşı koltukta telefonuna gelen mesaja yanıt yazıyordu. Kimden geldiğini bile umursamadan sadece onu süzüyordum. Ayılmam için sert bir kahve yapmıştı ve şeker atmamıştı ama ben acı kahve içemezdim kahveyi bu yüzden içmiyordum ama o fark etmedi.

Telefonu kapatması ile ayağa kalkıp kucağına oturdum. İçkiden mi oluyordu bilmiyorum ama sanki içimde bir şeylerin aktığını hissediyordum. Otururken tam sertliğine oturmam ile inledi ve ellerini kalçama koyup bedenimi geri çekti.

Korubaşı Mahallesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin