Yukarı çıktım. Altan yoktu. Yere çöküp kutuyu masaya bıraktım. Kutunun kapağını açıp iç içe koydum. Kartları çıkartıp ayarladım. Altan elinde bir şişe ve 4 viski kadehiyle geldi. Masaya bıraktı elindekileri. Kollarımın altından tutup kaldırıp koltuğa bırakırken eş zamanlı olarak "Yere oturma bebeğim soğuk." dedi.
"Niye siyah lan bu tabu?" dedi abim. "Farklıdır herhalde" deyip kural kartına baktım. Sesli okumaya başladım, kural anlatıyordu "Nasıl oynanır? Desteden bir kart bla bla bla... el hareketi yok, taklit yok, ses yok, şuna benziyor veya kafiyeli demek yok, kısaltma yok, yasaklı kelime benzeri kullanma yok. Tamam aynı işte. Hadi başlayalım."
"Kaç pas hakkı var?" dedi Tuğba. "İki" diye yanıtladı Altan. İtiraz eden olmadı. Daha eğlenceli olurdu.
Elimi beline sarıp "Eveet ben kocamla oluyorum tâbi ki" dedim abim gözlerini devirdi. İlk onlar başlayacaktı. Tuğba ve benim karşımıza oturdular.
Tuğba anlatacaktı. Süreyi çevirdik. İlk kelimeyle başladı. Direnç.
"Uzunluk bölü kesit alanı""Ne bileyim Tuğba, TM"ciyim ben" dedi yüksek sesle abim heyecan yapmıştı. "Cahille muhatabı kesicem ben ya. Duvarı iterim gitmez ne uygulamış olur."
"Güç" dedi abim. "Ya ne alaka, ne alaka duvar nasıl güç uygulasın. 23'ün şarkısı vardı. İnsan dediğin bir çuval etten mi ibaret? dırırı"
"Direndim... direnç, direnç" dedi abim.
"Bu ikisi ne birbirine?" diye ikimizi gösterdi. "Geç geç bunu. Her şey var bunlarda." ded abim göz devirerek.
"Eros'tu"
"Üzerini çıkartarak... gösteri yapan kişi" dedi. "Neydi bir dakika ya."
"Striptizci."
Parmağımla çıkarmak kelimesini gösterdim. "Pardon çıkarmak demişim Turan abi." doğruları koyduğu desteden ayırıp devam etti.
"Şerefsiz Pique'nin aldattığı ünlü" dedi Tuğba anlatırken bile sinir olmuştu Shakira hayranıydı.
"Nereden bileyim kim kimi aldattı geç" dedi abim umursamadan. "Nasıl bilmezsin ya onu bilmeyen mi var?" dedi sinirle. "Geç abim"
Ayağa kalktı Tuğa "Tsamina mina, eh, eh
Waka waka, eh, eh" dedi Tuğba hafif dans ederek. Çıldırmıştı bilememesine. "Tuğba geçsene abim yok bende" dedi abim telaşla."Yuh sana nasıl bilemezsin Shakira'yı. Tamam sakinim." deyip geri oturdu. Ben ise kahkaha atıyordum hallerine.
"Aden'in bir ara taktığı ünlü?" dedi Tuğba. Evet kahkahamın durduğu yerdeydik. Çok yanlış bir bakış açısıydı, çok tehlikeliydi. Abimden ses çıkmayınca iyice batırdı. "Çok yakışıklı diyip duruyordu. Hatırla." Altan kafasını bana çevirdi.
Bu tür şeyleri onun yanında konuşmazdık eskiden. Ama Tuğba abimle bile erkek değerlendirirdi. Abim de ciddiye gitmedikçe bize katılırdı.
"Ne bileyim Tuğba Aden herkesi yakışıklı buluyordu." Altan öyle mi dercesine baktı. Oyun heyecanıyla arada kaynıyordum şu an. "Sarışın olan" elini havaya kaldırmıştı çok yarar sağlıyordu cidden.
İki elimi havaya kaldırdım "VALLAHİ KURU İFTİRA beğenmedim ben kimseyi" bir yandan Tuğba'ya dirseğimle dürtüyordum. " Robert Pattinson, Burak Çelik" dedi abim iyice batırıyordu.
"Değil" diye isyan etti Tuğba. "Nasıl değil Masmavi gözleri var diyordu hatta " dedi kafamı kuma gömmek istiyordum.
"Uzun bir seri filmde oynadı."
"hee Paul Walker" dedi ve süre bitti. Altan kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu "Sarışın, mavi gözlü."
Yanımdaki Tuğba'ya döndüm. "Tü Allah seni kahretmesin Hızlı ve Öfkeli demek bu kadar mı zor" dedim elindeki desteyi çekip aldım. "Ups pardon." Abime döndüm "Sende Paul Walker bil Shakira'yı bileme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korubaşı Mahallesi
Short Story"Avuçlarım arasında çırpınıp duran minik bir kuşsun. Sarıyorum yaralarını seni ait olduğun yere gökyüzüne salma vakti geliyor. Beceremiyorum açamıyorum avucumu, bırakmak istemiyorum. Minik kuşum bulamaz ki bana gelen yolları, giderse sonsuz gökyüzün...