BÖLÜM 26

3.5K 117 52
                                    

Yatağa uzanmış kapalı gözlerimle Boran'ın parmağının çıplak omurgamdaki oksayışlarına kendimi bırakmıştım.
Rüya gibi bir düğün yapmıştık.
Her şey çok fazla güzeldi.
Karadağ mülklerinden biri olan Karadağ otelinin salonunda yapılan düğünde her şey o kadar kusursuzdu ki .
Dans pistinin ortasında kocaman harflerle Boran ve Efnan yazılmış, her yer birbirinden güzel çiçek detayları ile süslenmiş masa ve sandalyeler özel bir şekilde giydirilmiş şık samdanlar ve yine onların arasında yer alan birbirinden güzel çiçek aranjmanları.
İnanılmaz güzeldi herşey .
Karan beni Boran'a tam bir ağabey edasıyla teslim ederken, kalbim hem mutlulukla deli gibi atıyor hemde buruk bir hüzün yaşıyordu.
Beni Boran'a teslim edenin babam olmasını odada Selin yerine gözyaşlarını silenin annem olmasını o kadar çok isterdim ki ,bazı şeyler istemekten öteye geçmiyor malesef.
Gözlerimin içine bakarak önce alnımdan öpüp sonra benim ile dans eden ömrümün sonuna kadar sevmeye yemin ettiğim adama Boran'a sonra da Karan ve Selin'e baktım .
Her kötünün sonu iyiye çıkar dedikleri buydu demek.
Şuan İnanılmaz bir sevgi içerisindeydim.

Boran benimle dans ederken "Ne düşünüyorsun ?" Diye sordu.

Gözlerinin içine bakıp " Seni ne kadar sevdiğimi "dedim.

" Bunu biliyorum ama inandırıcı olmaktan cok uzaksın ne düşünüyorsun Bayan Karadağ"dedi.

"Beni bu kadar iyi tanımandan bazen hiç hoşlanmıyorum" . dedim.
Başını geriye atarak bir kahkaha atıp beni hızlı bir şekilde kollarının arasında döndürdü.

" Ahh Efnan vücut dilinden bile ne istediğini ne düşündüğünü tahmin edebiliyorum ve evet seni çok iyi tanıyorum "dedi.

Sadece gözlerinin içine bakarak gülümsemekle yetindim. Boran beni kendine daha fazla çekip aramızdaki yok denecek kadar az olan mesafeyi kapattı kulağıma eğilip "Seni çok özledim"dedi.

Duyduklarım ile kalbim deli gibi atarken Boran ile uğraşmak adına "Bugün pek bir açık sözlüsünüz Sayın Karadağ bunu neye borçluyuz?"dedim.

"Beklediğim cevap bu değildi Bayan Karadağ "

" Hımm ne gibi bir cevap bekliyordunuz ki? "

" Ben de seni çok özledim, sensizlik çok zordu ,sensiz nefes alamıyorum falan "

" Galiba bana kendi duygularınızdan bahsediyor olmalısınız, ben gayet güzel nefes alıyordum " dedim son derece ciddi bir tavırla .
İçten içe kendimi gülmemek için zor tutuyordum.

" Öyle mi ? Dedi ve bir an da durdu.
" Biz otursak iyi olacak "diye söylendi.
Sinirlenmişti, gerçekten duymak istediği cevabı alamayınca çok Sinirlenmişti .
" Boran " dedim elimi tutup yürümeye başladı benden bir iki adım ilerdeydi.

" Boran " dedim beni duymamazlıktan gelmeye devam edip oturacağımız yere doğru sabit bir şekilde ilerledi.

" Boran " diye müziği bastıracak şekilde bağırdım.

Bu sefer durdu "Sen yokken ,bırak nefes almayı, her an ölecekmişim gibi hissediyorum, seni öyle çok seviyorum ki ,yokluğunda kalbimi sanki yerinden söküp parçalara ayırmışlar gibi canım acıyor, seni öyle çok seviyorum ki her an gözlerimin önüne gülüşün gelirken ,kulaklarımda sesin yankılanıyor, seni öyle çok seviyorum ki ,bakışlarında ölmek istiyorum, sensiz bir dünya düşünemiyorum ,sensiz bir Efnan asla bir bütün olamaz ,ben sadece seninle tamamlanıyorum, seni çok seviyorum " dedim ve bir anda salonu inleten alkış kıyameti kopmaya başladı.

Boran sarfettiğim sözler bitene kadar beni sırtı dönük dinlerken ,bir anda dönüp bana baktı, bu kadar cesur kelimeler kullanırken herkesin beni duyabileceği gerçeği tamamen aklımdan çıkmış ve ona olan duygularımı tüm gerçekliği ile öğrensin istemiştim.
Gülümsedi aramızdaki mesafeyi kapatırken" Seni Seviyorum Boran Karadağ " dedim ,eliyle yüzümü avuçlayip " Sen benim sonum olacaksın Efnan Karadağ " dedi ve dudaklarımı dudakları ile birleştirdi.
Az önce ki alkış seslerine ek olarak şu an ıslıklar eşlik ediyordu.
Boran benden ayrılırken alınlarımızı birleştirip derin bir nefes aldı ve " Seni çok seviyorum karıcığım "dedi.
Birbimizden ayrılıp el ele yerimize geçerken müzik değişti ve insanlar eğlenmeye başladı.
Yavaş yavaş oturduğum yerden davetlilere bakarken herkesin burda olduğunu gördüm.
Maral ,Gediz Selin ile aynı masada yer alırken, Tuğçe ve Karan yanyanaydı ve yanlarında bir kaç kişi daha vardı.
Daha önce yemekte karşılaştığımız bir kaç karı koca ,Kıbrıs'taki bazi iş insanları, ve bilmediğim bir çok kişi, bir tek Hare yoktu ortalarda.
Etrafa bakmaya devam ederken ,ev ahalisinin de davetliler arasında yer aldığını gördüm.
Hatice abla ,Elif ,Ahmet, Necati, Hasan ve Hamza hepsi aynı masada oturuyordu.
Boran yanına gelen biri ile sohbet ederken ,yerimden kalkıp masadan ayrılacakken anında bana dönüp "Nereye?" Diye sordu.
Hatice ablaların masasını işaret edince, başını salladı gülümseyip yavaş yavaş yürümeye başladım.
Yanlarına gittiğimi fark edince birden ayaklanan masa ahalisine " Oturun lütfen "dedim ve Hatice ablanın önünde durup elini tuttum " Güzel kızım " dedi.

ALABORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin