1 hafta sonra...
"!!!ÇOK ÖNEMLİ ACİLEN ADRESTEKİ KONUMA GEL!!!"
Saat gecenin üçüydü bu mesajı aldığımda. Güzelim uykumdan çalan telefonum ve gelen mesaj etmişti beni. Anıl iki gündür yoktu. Sapanca ҅ ya gitmesi gerekiyormuş işi gereği. Derin de ben yalnız kalmayayım diye burada kalıyordu. O günden sonra Ayçin ҅ i iyileşebilmesi için bir kliniğe yatırmıştık Demir yanından ayrılmıyordu. Ben de sürekli uğruyordum ama Anıl asla gitmiyordu ve bize de bu konuda kızıyordu.
Mesajı okuduktan birkaç dakika sonra kendime gelmiş gecenin bu saatinde böyle bir mesajı kimse atmaz diye düşündüm. Fakat birine bir şey olmuş olma dürtüsüyle kalkıp lavaboya gittim. Lavaboda aynanın üstünde asılı bir not vardı.
"BU ÇANTADAKİ MALZEMELERLE MAKYAJ YAP GÜZELLİK." Yazıyordu. Normalde her şeyi sorgulayarak yapan ben şu an tamamen merakıma yenik düşmüş bir şekilde verilen emirlere uyuyordum. Önce elimi yüzümü yıkayıp uykumu açmaya çalıştım. Zaten bir kere uyandıysam o gece uyumam zor oluyordu. Makyaj çantasında benim sürekli kullandığım malzemeler vardı. İlk önce yüzüme kapatıcı sürdüm ardından fondöten sürdüm. Gözüme güzel ve az bir biçimde rimel sürdüm beceremeyeceğime yüzde yüz inanarak eyeliner çekmeye çalıştım ve iki seferde de başarılı oldum. Buna sevinerek odaya geri döndüğümde pufun üzerinde daha önceden fark etmediğim bir elbise olduğunu gördüm. Elbise pudra pembesi rengindeydi. Pembe renkten nefret ederdim ama bu gerçekten çok güzeldi. Üzerinde de bir not vardı.
"ÜZERİNİ GİYDİKTEN SONRA DIŞARIDA SENİ BEKLEYEN SİYAH ARABAYA BİN. SAÇLARINI DA TOPLAMA SAKIN." Yazılıydı. Notu okuyup güldüm hala neler döndüğünü anlayamamak hem sinirlendiriyor hem de daha çok merak etmeme neden oluyordu. Not da yazılanı yaptım elbise ve ayakkabıyı hızlıca giyip çıkacakken telefonumu almayı unuttuğumu fark edip hızlıca odaya geçip telefonumu aldım ve evden çıktım. Asansördeyken örgü yaptığım saçlarımı açtım ve binadan çıktım. Binanın önünde siyah bir araba vardı ve farları da açıktı. Yanlış arabaya binerim diye çok korkmuştum ilk başta ama öyle bir şey olmadı. Telefondaki konumu gösterecekken aracı kullanan kişi elleriyle buna gerek olmadığını izah etti.
Bir saatlik bir yolculuk sonucunda göl kıyısı bir yere varmıştık anladığım kadarıyla.
"Yengeciğim benimle işin buraya kadardı. İyi eğlenceler." Dedi Berk. Arkasını döndüğünde anladım onun arabayı kullandığını.
"Neler oluyor tam olarak?" diye sorduğumda ağzına fermuar çeker gibi yaptı.
"İnince görürsün." Dedi gülerek.
Arabadan indiğimde bir kayık vardı ve Anıl ҅ ın da orada olduğunu gördüm. Bana yaklaşarak elimden tuttu ve kayığa binmeme yardım etti.
"Anıl neler oluyor? Gecenin bu saatinde bu halde biz ne yapıyoruz? Anlatacak mısın?" diye merakla sorularımı ona yöneltiyordum.
"Bu gece çok güzel değil mi? Yıldızlar gökyüzünde daha bir parlıyor sanki. Tıpkı benim seni her gördüğümde parlayan gözlerim gibi. Neden seni sevdiğimi, neden sana aşık olduğumu hiç merak ettin mi?" diye sormayı tercih etti.
"Çok."
"Bence senin insanın üzerinde sihir etkisi yapan bir gücün var. Öyle masumsun ki Sude, sevgimle sana kötülük bulaştırmaktan korktum. Bir kere çok zekisin, her ihtimali düşünüyorsun sonra onların sonuçlarını düşünüyorsun ve bunu yaparken kimseyi suçlamıyorsun. Ben kendimi bildim bileli sen vardın hayatımda, aşkı çok uzakta aramaya gerek yokmuş onu anladım gülünce kısılan gözlerine baktığımda, utanınca al al olan yanaklarını ellerinle kapattığında. Sen çok güçlüsün Sude, senin yanındayken bazen kendimi bir zavallı gibi hissediyorum ama senin gücün beni bile ayağa kaldırıyor. Ortaokulda senden hoşlanan çocuklar vardı bana anlatmazdınız ama duyuyordum. Onlardan nefret ettiğimde anlamıştım sana karşı bir şeyler hissettiğimde. Çünkü kızlara karşı olan koruma iç güdüsüyle sana olan farklıydı. Küçüktüm ama bunu anlayabilecek yaştaydım. Liseye geçtik o zamanlar anlamıştım artık benim Sude ҅ m olarak kalmayacağını çünkü ortam farklıydı. Herkes senin farkında olacaktı. En çok o zaman sinirleniyordum ama hayatına karışamazdım ki öyle. Uzak durmaya çalışmadım ama seni de kırmak istemedim. Çünkü senin benden uzaklaşacağın ihtimali her gün artarak canımı yakıyordu. Sonra öğrendim imkansız olacağımızı ama tüm engelleri aştık değil mi? Sen benimle olduğun sürece ben asla vazgeçmeyeceğim. Sen benim hem geçmişim hem geleceğimsin." Dediğinde gözlerim dolmuştu o sırada da kıyıya çıkmıştık zaten. Kayıktan indik ve gözlerimi bağlaması gerektiğini söylediğinde ona izin verdim ve elimden tutarak beni yönlendirmesiyle yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK AYNA
Romantiek"Hiç kitap okumazdı o seni okurum o bana yeter kitap gibi kadınsın zaten derdi. Ama bilmezdi ki onun lügatindeki hiçbir söz benim kırıklığımı anlatabilecek cinsten değildi." "Sahaflardan alınmış eski, yıpranmış ama buna rağmen hala ayakta duran kita...