Bölüm 26:Lilly Part 2

124 15 11
                                    

Lily'nin kalbi abisinin yıkıldığını görünce paramparça oldu.Göstermemeye çalışsa da görünüşe göre üzgündü ve tamamen kendini suçluyordu.

Jake'in omzuna dokunmak için ona doğru yürüdü.O da nefesini düzenlemeye çalışıyordu.

"Yani... şimdi ne olacak?" Phil gerçekten endişeli çıkan sesiyle sordu.

Lily düşünmeye çalıştı,genellikle bu gibi durumlarda yapabilecek bir şeyler olduğuna inanırdı.Aynı o zamandaki gibi-hayatının en büyük hatasını o videoyu yayınlayarak yaptığı zaman-Yarattığı büyük soruna bir çözüm bulmaya çalışmıştı.Ve tıpkı şimdi olduğu gibi, Lia'ya olanlardan kendini sorumlu hissediyordu.Abisi  kendini kaybetmiş  hissediyor gibi görünüyordu,o yüzden devreye girmesi gerekiyordu.Sonuç olarak Lia onun da arkadaşıydı.

"Jake, otur, her an bayılacak gibi duruyorsun.En son ne zaman iyi bir uyku çektin ki zaten?" Kardeşine bir bardak su almaya giderken sordu ve bardağı ona verdi.

"Bilmiyorum...geçen sonbahar sanırım?" kıkırdadı ve sonra aniden durdu.Sanki bu sözler onu derinden incitiyormuş gibi yüzünde acı verici bir ifade belirdi.

"Tamam,bundan sonra ne yapacağımızı birlikte düşünelim.Lia'nın gidip gitmediğini bilmenin bir yolu var mı?Öncelikle onu bulmalıyız ve sonra kendimizi ona açıklamalıyız.Bizi dinledikten sonra Lia bizi anlayacaktır.Kin tutacak bir insan değil o." Lily,Jake'in omzunu hafifçe sarstı.

"Hadi ama Jake,sen bir hackersın.Onu takip edemez misin?"

Jake'in gözleri parladı.Lily'ye baktı ve içindeki yaşam tekrar dönmüş gibi görünüyordu.

"Evet...Evet yapabilirim." hemen telefonunu çıkardı. "Beni engellediğinden dolayı daha uzun sürecek.Ancak yapılamaz değil."

"Aurora'ya geri döneceğim ve kapatacağım.Sanırım durumu tartışmak için hepimiz başka bir yerde buluşabiliriz." dedi.

"Hannah'nın evi ideal.Herkese yakın olan ortak nokta orası.Onun için sorun olmayacağına eminim." Lily Jake'in düşürdüğü notu yerden aldı.

Phil kafasını salladı ve ikisini yalnız bıraktı.Lily telefonuyla kararlı bir şekilde çalışan Jake'in omuzlarını sıvazladı.

"Onu gerçekten çok seviyorsun değil mi  Jake?" diye sordu gülümseyerek.

Jake başını kaldırıp ona baktı. "Evet,tüm kalbimle seviyorum."

"İkiniz için de olası bir gelecek düşünmelisin." dedi.

Jake, telefonuna geri dönerken üzgün bir şekilde gülümsedi. "Bizim için bir çözüm bulacağım."

Lily konuşmaya devam etmeden önce birkaç dakika sessiz kaldı. "Sence o hâlâ Duskwood'da,burada mı?"

Jake bir kaç komut yazdı ve gülümsedi."Şimdi göreceğiz."

Lily telefona baktı, Jake aniden kaşlarını çatarken.

"Garip." dedi  "Telefonu parkta bir yerde, kilise ve tren istasyonu arasındaki bir noktada hareketsiz duruyor."

Başını kaldırdı bir hayalet gibi solgundu. Lily'de ona baktı.Kızın yüzünde de aynı ifadeden vardı.Sonra ikisi de kapıyı kapatmadan odadan dışarı koşarak çıktılar.Merdivenlerden aşağı indiler ve parkın yönüne doğru içlerinden Lia'ya hiçbir şey olmaması için dua ediyorlardı.

The Color Of Your Eyes (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin