Bölüm 21:Jake

166 17 12
                                    

Her şeyi batırdım,kendime yeni bir telefon almıştım ve numaramı girince Lia'dan gelen onlarca mesaj yapmaya  başladı.

Jake neredesin?

Lütfen benimle iletişime geç.

Jake?İyisin değil mi?

Senin için endişeleniyorum.

Jake,haberlerde FBI'nın deni hâlâ aradığını duydum.Bu,hâlâ yakalanmadıpın anlamına gelir değil mi?

Jake bana sadece iyi olduğunu söyle.

Şuan ağlayacak gibi hissediyorum, biliyorum oradan uzaktasın.Mesajlarımın  sana gitmediğini görebiliyorum.Burada bekleyeceğim,ne kadar sürerse sürsün.Senin için buradayım.

Her mesajı tek tek okudum.

Mesajları iletildiğinde görmüş olmalı çünkü beni daha fazla mesaj bombardımanına tuttu.

Jake geri döndün!

Jake,online olduğunu görebiliyorum.

Jake,neden benimle konuşmuyorsun?

O gün bana en az düzinelerce mesaj göndermişti.O günden sonra aradan bir gün daha geçmişti.Sonra ondan aldığım son mesaj kalbime gerçekten bir bıçak sapladı.

Beni sevdiğini sanmıştım...

Ona o kadar çok cevap vermek istiyordum ki...Ancak kendimi tutmak zorundaydım. FBI hâlâ gözetimdeydi ve mesajlarımın izini sürerek ona ulaşabilirlerdi.Lia'nın güvenliğini riske atmak en son isteyeceğim şeydi.Bu yüzden onu görmezden gelmek zorundaydım.Mesajlarını okuyor olmam zaten riskliydi.Duskwood'a geldiğinde onunla yüz yüze konuşacaktım.

Basit bir şekilde mesajlaşmak artık yeterli değildi çünkü.

Hannah bulunmuştı ve güvendeydi.Yani buradaki işim bitmişti ama sonra Jessy, Lia'nın Duskwood'a geleceği haberini almıştı.Ve onun için bir parti hazırlamak istemişti.Heyecanlanmamıştım,sonunda onunla yüz yüze tanışmak istiyordum.Hannah ile de bir an önce tanışmak istemiştim.Onun güvenliği için, bunu yapmayı erteledim ve Jessy, Lia Aurora'ya gelmeden bir saat önce bir araya gelebileceğimizi söyledi.Hannah ve ben yetişebilirdik.

Plâna Phil dahil olana kadar karşı değildim.Tanrım,neden dünyadaki milyonlarca insan içinden o Lia'yı oyalamak için seçiliyor?Başka birisi olamaz mıydı yani?

"Ben tekerlekli sandalyedeyim." Dedi Dan.

"Benim de saat altıya kadar Motelde yapmam gereken işler var." Lily kafasını salladı.

"Deli misin? Hazırlanmalıyım ve partinin mükemmel olduğundan emin olmalıyım!" Jessy çığlık attı.

"Üzgünüm Jake, Hannah'yı yalnız bırakamam,bana ihtiyacı var." diye reddetti Thomas.

"Ve benimde üç tane kek hazırlamam gerekiyor,üç kek Jake.Bunun ne kadar zaman alıcı bir şey olduğunu biliyor musun? Cleo kendini kaybedecek gibi görünüyordu.

Üzgünüm Jake, hala hastanedeyim.Dan beni vurdu,hatırladın mı? Richy mesaj yoluyla özür diledi.

"Pekala, sanırım bu işe uygun olan tek kişi benim," diye sırıttı Phil.Kendini beğenmiş şekilde.

Laptopumu ona fırlatmak istedim.

İster istemez bunu kabul etmek zorundaydım çünkü dürüst olmak gerekirse, Lia'yı gerçekten şaşırtmak istiyordum.Bana her zaman beni tutabilmek ve gerçek hayatta gözlerimin rengini görmek istediğini söylerdi.

Sonra bir şey oldu,bizim göremediğimiz:Lia düşündüğümüzden daha kısa bir zamanda Duskwood'da olacaktı.Aramızdaki mesafelerin eskisinden daha az olduğunu bildiğimden kalbim hızla çarpmaya başladı.Bir saat içinde onu görebilecektim,ona hislerimi bizzat söyleyebilecektim,sarılabilecek ve onu öpebilecektim...

"Görüşürüz ve onun için endişelenme, emin ellerde olacak." dedi Phil kendini beğenmiş şekilde omzumu okşarken.

O pis ellerinle ona dokunursan,t
Tanrı'ya yemin ederim ki...

"Pekala,o zaman saklanırım ben de..." dedim kapşonumu kafama geçirip yüzümü saklarken.Aurora'dan çıktım.

Lia,Lily'nin çalıştığı  motele yerleştikten sonra gideceği yer orası olacağı için karakola doğru yola koyuldum.

Bir duvara yaslandım, Lia'nın gelmesini beklerken yakındaki bir ağacın arkasına saklandım.Yüzünü görmüştüm,onun fotoğraflarını görmek için sosyal medyasını hacklemeden edememiştim.

Çevirmen sorusu:Jake...Çocuğum sapık mısın?Niye kızın sosyal medyasını hackliyon amk.O seni göremiyorsa sen de görme Allah Allah

Her gün defalarca resimlerine bakıyordum.Sahip olduğu doğal güzelliği,dava ile ilgilenmeme yardımcı olmuyordu.Uzun,dalgalı kahverengi saçları;kahverengi gözleri ve çok güzel bir gülümsemesi vardı.

Bir Audi'nin sesi dikkatimi çekti ve Phil'in yakınlarda park ettiğini gördüm.Lia arabadan indi.Etrafa olan bakışı bana bir an nefes almayı unutturdu. Gerçek hayatta daha da güzeldi.

Bana çok yakındı, o kadar yakındı ki birkaç adım atıp ona arkadan sarılabilirdim ama bunu şimdi yapamazdım.

The Color Of Your Eyes (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin