Jake hızlıca koşuyordu,eğer peşinde olan FBI'ya yakalanmak istemiyorsa buradan hemen çıkmalıydı.Hannah'nın artık güvende olduğuna mutluydu ama kaçması ve bir şey daha yapması gerekiyordu...
Richy'yi bulmalıydı.Yakalanabilir,günler boyunca tünellerde kaybolabilir, hatta daha da kötüsü bu terkedilmiş madende ciddi şekilde yararlanabilirdi.Durumunun daha da kötüye gidemeyeceğini düşünürken,bulunduğu yerden çokta uzaktan gelmeyen dumanı ister istemez solumaya başladı.Ancak Richy'i buraada bırakamazedı,o yine kendisinden çok etrafındakileri düşünen biri olmuştu. başkalarını umursayan bir adama dönüşmüştü ve bunların hepsi Lia sayesindeydi.
Duman şimdi daha da kötüleşmişti,bir şeyler kesinlikle yanıyordu!Turuncuyla parlayan duvarları takip etti. Hızını artırdı ve keskin bir şekilde sola döndüğünde neredeyse duvara çarpacaktı.Orada,yerde yenilmiş bir biçimde oturuyordu.Alevler tehlikeli bir şekilde Richy'e yakındı.
"Richy" Jake bağırdı,
Richy kafasını kaldırıp baktı.Gözleri donuk görünse de oldukça şaşırmış ve kafası karışmıştı,Jake yüzündeki maskeyi hâlâ takıyordu ve Richy onu daha önce hiç görmemişti.Bu yüzden Jake'i tanımaması şaşırtıcı değildi.
Jake, Richy'yi tuttu ve " Hadi kalk,buradan çıkmamız gerek!" Alevker yaklaşmaya devam ederken Jake bağırdı.
"Neden...? Sen kimsin? Beni burada bırak, hiçbir yere gitmiyorum" Richy sözünü kesti.
"Burada kalmana vermeyeceğim, benimle geliyorsun, Hannah, Lilly, Dan, Cleo, Thomas ve Lia'ya!" Jake, hâlâ gevşek ve duygu belirtisi olmayan oRichy'i çekmeye başladı.
"Lia..? Onu nereden tanıyorsun?" Richy sordu.
"Ben Jake,seni dört gözle bekleyen grubun bir parçasıyım!" Şimdi Jake, Richy'yi yanında sürükleyerek koşmaya başladı.
"Grup" Richy tekrarladı.
"Evet grup, şimdi benimle gel, Jake dumandan ötürü öksürmeye başladı.
Richy'nin gözlerinde yaşlar vardı, "Açıklanamayacak şeyler yaptım.
Hannah'yı kaçırdım.Ben yüzü olmayan adamdım!Buradan benim için çıkış yok!"Jake bir sonraki kaçış yeri için etrafına bakındı, eğer doğru hatırlıyorsa, hala bir çıkış yolu vardı...Sola döndü.
"Ben dahil olmak üzere herkes hatalar yapar." Lütfen doğru yol bu olsun diye içinden söylendi Jake.
"Ama benim hatam affedilemez." hıçkırdı.
"Bunu madenden çıktıktan sonra düşünebilirsin.Jake bu sefer sağa döndü.
Aradığı göleti bulana kadar yürümeye devam ettiler.Yüzündeki maskesini çıkardı,Richy ona baktı. Duman buraya kadar ulaşmıştı.
"Bak Richy, seni affederler mi bilmiyorum ama daha kötüsünü yapanları gördüm ve onlar hâlâ hayattalar.Ve bakılınca sende hayattasın.Yaptıklarını hâlâ telafi edebilirsin.Ama öldüğün zaman artık kendini affettirebilme şansın kalmayacak.Hannah da dahil, seni bekleyen arkadaşların olduğunu biliyorum.Jake kapüşonlusunu çıkardı ve yere fırlattı.
Richy'ye döndü. "Kendini kurtarmak ve arkadaşlarını görmek istiyorsan, derin bir nefes al ve beni takip et, yoksa yanıp boğulabilirsin.Seçim senin,ama sana yalvarıyorum akıllını kullan.
Jake, Richy'ye bu iki seçeneği sunarak, Richy'nin onu takip edecek gücü bulacağını umuyordu.Richy'i bu madende bırakmak istemiyordu ama bu noktadan sonra yapabileceği başka bir şey yoktu
Bir patlama duyuldu.
"Karar ver!" Jake su madenin orada bulununan gölete atlamadan önce bağırdı
Richy mağarada tek başına duruyordu patlamanın ve dumanın nereden geldiğine bakıyordu.Sonra tekrar gölete baktı derin bir nefes alarak Jake'in ardından suya atladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Color Of Your Eyes (Türkçe Çeviri)
Fanfiction10.bölümden sonrasını ele alan bir Duskwood hayran kurgusu.(10. bölümü tamamlamayanlar için spoiler uyarısı.) MC'nin(Lia) Jake'den ve Duskwood'da ki arkadaşlarından bir haber alalı uzun,sekiz gün geçmiştir.Herhangi birisiyle iletişime geçme çabaları...