Lily'nin çalıştığı motele gidiyordum,soruşturmamız sırasında Jake'in telefonuma yüklediği harita sayesinde sorun olmadan gideceğim yolu bulabilmiştim.
Aniden telefonum çalmaya başladı.Aman tanrım neredeyse beş dakikadır buradayım ve birileri muhtemelen şimdiden Duskwood'da olduğumun kokusunu alabiliyor.Telefonu açtım,
"Merhaba?"
"Tanrıçam...Kurtarıcım..." Bir erkek sesi geldi.
Durdum ve kaşlarımı çattım.
"Ehm.. Phil?" diye sordum şaşkınlıkla.
"Evet benim." Diye cevap geldi.
"Ah,merhaba" Hayal kırıklığına uğramaktan kendimi alamamıştım. Duskwood'da konuşmayı ilk umduğum kişi o değildi.
"Alan bana her şeyi anlattı.Teşekkürler,karakoldan bir hafta önce çıkabildim,seni daha erken arayamayadığım için üzgünüm.
Aurora'yı açtığımdan beri fazlaca işlerim vardı. Bir şekilde ünlü oldum çünkü masum olduğum hâlde birkaç dava ile bağlantım vardı ve elbette herkes röportaj yapmak ve bana bunu sormak istedi. Söylemeliyim ki işler hiç bu kadar iyi olmamıştı." diye devam etti Phil heyecanlı sesiyle.
Biraz sıkılmaya başlamıştım,yağmur yağmaya başlamıştı ve hala motele altı dakika kadar yürümem gerekiyordu.
"Ah,tamam.Senin adına sevindim Phil." dedim konuşmaya son vermeye çalışarak.
"Bak...Sana borçluyum.Çok şey borçluyum,o yüzden düşünüyorum da..." Phil alışılmadık bir şekilde gergin gibiydi.
"Aurora'ya gelmeye ne dersin?Sana yüzyüzeyken teşekkür etmem gerekiyor, tüm içecekler benden olacak."
"Evet,tabii.Bunun hakkında düşüneceğim." Kasabanın zili aniden çalmaya başlarken konuştum.
"Bir dakika bekle...Sen Duskwood'da mısın?!" Phil inanamayarak sordu.
Kafam karışmıştı. "Nasıl anlayabildin?" Diye sordum.
"Kasaba çanı,onu nerede olursa olsun tanırım," dedi Phil,kulaklarına varacak şekilde sırıttığını hissedebiliyordum, "Yani gelebilirsin? Bu geceye ne dersin?"
Kendimi tokatlayabilirdim,harika.Şimdi biliyor.
"Bir şartla," diye yanıtladım. "Burada olduğumu kimseye söyleme."
"Tabii," dedi. "Gelmeyi unutma!Akşam sekize ne dersin?"
"Kulağa hoş geliyor."
"Tamam..." Sustu, ben de onun devam etmesini bekledim.
"Şuan boş musun?"
İnanılmaz!
"Demek istediğim eğer boşsan,sana Duskwood'u şöyle bir gezdirebilirim"
Etrafıma bakınırken dudaklarımı ısırdım.
"Teşekkürler Phil, ama Alan Bloomgate ile bir saat içinde buluşmam gerek.Karakola gitmem gerekiyor ve-""Bugün nerede kalıyorsun?" Diye sordu hemen.
"Duskwood motelinde,neden?"
"Ben seni alırım, benimle tartışma.
Seni tam zamanında karakola götüreceğim,görüşürüz." Phil aramayı kapatarak ekranıma inanamayarak bakmama neden oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Color Of Your Eyes (Türkçe Çeviri)
Fiksi Penggemar10.bölümden sonrasını ele alan bir Duskwood hayran kurgusu.(10. bölümü tamamlamayanlar için spoiler uyarısı.) MC'nin(Lia) Jake'den ve Duskwood'da ki arkadaşlarından bir haber alalı uzun,sekiz gün geçmiştir.Herhangi birisiyle iletişime geçme çabaları...