Bölüm 29:Phil Part 2

138 12 31
                                    

Herkes oturma odasının ortasında dikilen Phil'e baktı.Sanki sessizce kavga ediyorlarmış gibi gözlerini ayırmadan Jake'e bakmaya başladı.

"Şu anda odaklanmamız gereken noktanın bu olması gerektiğini pek sanmıyorum." dedi Thomas geriye doğru adımlarken.

"Hayır Thomas,bu konuyu da geçen sefer Cleo ile barımın bodrum katına girmeye çalıştığındaki gibi göz ardı edemezsin." Phil tehlikeli bir biçimde alçak sesle konuşuyordu.

"Bekle,ne yaptın?" Hannah bakışlarını artık gözle görülür şekilde utançtan kızaran Thomas'a çevirdi.

"Uzun hikaye..." diye mırıldandı.

"Phil bunu halletiğimizi düşünüyordum." Jessy yalvaran bir ses tonuyla şok içinde erkek kardeşine bakarken konuştu.

Phil elini kaldırdı,

"Bunu ve diğer olan her şeyi aştım.Arkadaşlarının ne yaptığı artık umrumda değil."

Dan Jessy ve Phil'in bakışlarından kaçınmaya çalışarak öksürdü.

"Aşamadığım şey,bu adamın Lia'yı bu işe ve bu karmaşaya sürüklemiş olması!Bugün yüzünü göğsüme yaslayarak ağlıyordu.Evet,doğru duydunuz.Hiçbirinizin onunla konuşmaması onu üzmüş olmalı.Kabul edelim,yaptığınız çok aptalca bir fikirdi." Jessy tekrardan hıçkırdı ve Jake dışında hepsi başka yerlere bakmaya başladı.

"Öte yandan o..." Parmağıyla Jake'i işaret etti.

"Lia'yı incitmek istememiştik.Her şey orantısız bir şekilde gerçekleşti." Cleo,Jessy'ye sarılıyor ve onu rahatlatmaya çalışıyordu.

"Evet, haklısın.Bu aptal Lia'nın duygularıyla oynamasaydı, Lia için bu kadar zor olmazdı! Onunla oynamamış olsaydın-"

"Lia'yla hiçbir zaman oynamadım." Jake ayağa kalkmıştı ve doğruca Phil'in gözlerinin içine bakıyordu.

"Ah evet?O zaman bana bu tavırlarının  ne olduğunu söylesene?Onu boş umutlarla beslemek,onunla gelecekte Duskwood'da buluşacağınızı söylemek.-" Phil, Jake'e doğru bir adım attı.

"Ona söylediğim her kelimede ciddiydim, onunla tanışmayı gerçekten planlıyordum.FBI Duskwood'dan ayrıldıktan hemen sonra evine bile gidebilirdim-" Phil'e kıyasla Jake sesini fazla yükseltmemişti ama sesi her geçen saniye ciddileşiyordu.

Dan çantasında bir şey arıyordu.
Cleo onun kolunu tuttu ve ona dik dik baktı, "Bunun hakkında düşünme bile."

Dan kaşlarını kaldırdı ve göz temasını bozmadan elini çantasına yönlendirdi.Ve yavaşça içinden bir ilaç çıkarttı.

"Boğazım kaşınıyor napiyim?" Diye fısıldadı.

"Hangisini yaptın söylesene Jake.Hannah'yı bulduktan sonra Lia'yla ne konuştun mesela?Hadi söylesene bize Jake,eminim Lia'ya söylediğin harika şeyleri duymayı hepimiz merakla bekliyoruz." Phil ona izleyem herkesi etrafında dönerek işaret etti.O an bütün gözler çok sakin ve ciddi görünen Jake'e çevrildi.

"Hiçbir şey." Jake sesinde hiç tereddüt belirtisi olmadan konuştu.

"Ne?" Lily hemen araya girerek sordu.

"Lia'ya hiçbir şey söylemedim." Sözlerini tekrar etti.

Çevirmen notu:İyi bok yedin

"Ne" Cleo gözlerini bir kaç kez kırpıştırdı.

"Hiçbir şey derken...Tek bir söz bile mi?" Soru Thomas'tan gelmişti.

Jake ona baktı ve kafasını yavaşça aşağı yukarı salladı.

"Neden Jake?" Jessy şok olmuş gibi gözüküyordu.

"Lia,o...O sana aşıktı Jake.Demek istediğim,tamam onunla bizde hiç konuşmadık ama bir süpriz hazırlıyorduk.Gördüğünde her şey çözülecekti.Tamam,yine de biraz üzülecekti ama bu ona zarar vermeyecekti.Ama sana duygularını itiraf eden ve buluşma sözü veren birinin seni görmezden gelmesi...Jake bu çok fazla." Jessy kafasını salladı.

"Sanırım Aurora'daki tepkisini şimdi anlayabiliyorum..."dedi Hannah solgun görünürken.

"Ona yalan söylediğini düşünüyor olmalı.Kendini beni bulman için kullanılmış bir araç gibi hissetmiş olmalı." Hannah kafasını anlamazca sağa sola salladı.

"Neden Jake?" Sen insanları kullanacak birisi değilsin.Hep kastettiğin şeyi demek istiyorsun.Lia senin için hiç mi bir şey ifade etmiyor?"

"O benim için Dünyaları ifade ediyor..." Gözleri dolmuştu.

"O zaman neden Jake?" Lily nazikçe sordu.

"Çünkü onu korumam gerekti." Diye cevap verdi Jake.Onu ne olursa olsun korumak zorundaydım ve bu durum FBI Duskwood'dan ayrılana kadardı.Ve onlar buradan gittiklerinde ben..." 

"Ne oldu Jake?" Cleo sordu.Endişeli görünüyordu.

"Korktum..." Yanaklarına göz yaşları düştü. "Birçok şeyden korktum.Onu gördüğümde ondan vazgeçemeyeceğimden kortum.Beni gördüğünde beni reddetmesinden korktum.Ve peşimdeki kişilerin onun gerçek değerini öğrenmesinden korktum.Korkunun bedenimi ele geçirmesine izin verdim ve şuan bunun bedelini ödüyorum.Herkesten özür dilerim,Lia'nın kaçırılması sadece ama sadece benim suçum." Dedi gruptakilerin gözlerinin içine tek tek bakarken.

"Evet,haklısın.Bu sadece senin suçun." Dedi Phil.

"Phil." Dan'in sesinde tehlikeli bir ton vardı. "Sadece siktir git,bak kapı orada." Dedi koridoru işaret ederek.

Phil  kahkaha attı."Nasıl istersen." Ceketini aldı. "Bana aldırmayın, çünkü hepiniz burada hacker'a sempati beslerken ben Lia'yı kendim bulacağım."

"Phil..." Jessy ayağa kalktı ama erkek kardeşi çoktan kapıya doğru yürüyordu bile.

"Bırak onu Jessy," Cleo onu geri çekti. "Lia'nın nerede olduğunu bile bilmiyor." Duraksadı. "Eh,bilmiyor yani değil mi?"

"Phil bekle!" Jessy peşinden koştu.

Phil kapıyı açtı ve şimdi Richy ile karşı karşıya kaldı.Kapıyı çalacakmış gibiydi çünkü yumruğu havadaydı.Richy'yi görünce hepsi dona kaldı.Sonra gergince güldü ve ensesini kaşıdı.

"Tamam, çocuklar... ne kaçırdım?" Yüzünde şaşkın bir ifadeyle sordu.

🌕🌕🌕

#Fizikdersikapatılın

The Color Of Your Eyes (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin