Telefonumu cebime geri koyarken iç geçirdim.Harika, ilk göreceğim kişi Phil oluyor.Ne yapmaya çalışıyor ki?
Motele doğru ilerlemeye devam ettim.
Resepsiyon alanına baktım ve Lilly'yi gördüm!Oradaydı,fotoğraf olarak değildi ama gerçek hayatta oradaydı.
Gerginleşmeye başlıyordum.Beni tanıyacak mıydı ki?
Zihnimin içinde,kendimle yüzleştim. Elbette yüzümü tanımayacaktı ama sesim ve ismim beni tanımasına neden olabilirdi. Bunu anlayabilmemin tek bir yolu vardı, ona yaklaştım ve telefonda konuştuğunu gördüm,beni görüp arkadaşça gülümsemeden önce başını salladı.Konuştuğu kişiden özür diledi ve telefonunu bir kenara koydu.
"Merhaba" dedim çekinerek, Lilly pek tepki vermedi,sadece ona adımı söylememi bekliyordu.
"Emilia Clarson, üç günlüğüne bir oda ayırtmıştım." dedim gergin bir şekilde.
Lily bilgisayara baktı ve sisteme adımı yazdı,saniyeleri sayıyordum, beni her an tanıyabilirdi.
"Ah evet,sizi buldum.Birinci katta bir oda hazırladık,işte anahtarlarınız." dedi bir anahtar kartı ve motelle ilgili önemli bilgileri içeren bir not uzatırken.
"Duskwood'a ilk gelişiniz mi?" diye sordu
gülümseyerek.Kalbim yerinden çıkarcasına atmaya başladı. "E-evet,kişisel bir sebep için buradayım."
"Size ziyaret edebileceğiniz birkaç yer önerebilirim,turistik yerlerin bilgilerinin çoğu bu broşürde var.Duskwood ile ilgili herhangi bir sorunuz varsa istediğiniz zaman bana sorabilirsiniz." Lilly önümdeki masanın üstüne bir broşür bıraktı.
Yine o acıyı hissettim.Hayal kırıklığıyla birlikte başımı salladım ve teşekkür ettim,Lilly hemen bilgisayarda çalışmaya geri döndü. Arkamı döndüm ve merdivenleri çıkıp odama gittim.
Kapıyı açıp içeri girdim,normalde odayı inceliyor olurdum ve yeni bir yerde olduğumdan heyecanlı hissederdim ama şu an kalbim kırıktı.
Ya Lilly beni gerçekten tanımamıştı ya da tanımıyormuş gibi davranmıştı.
Sırt çantamı yatağa attım ve tabloyu duvara yaslayarak bıraktım, yatağa oturdum ve düşüncelerimi toplamaya çalıştım.
Karakola gitmek dışında ne yapacağımı düşünürken ve Richy'nin ve Jake'in nerede olduğunu bulmaya devam etmeden önce herkesin güvende olduğundan emin olabilirdim, kafamda yapılacaklar listesi hazırladım.
Önce karakola gidip,sonra Aurora'yı ziyaret edecektim.Yarın herkesi bulmaya ve görmeye çalışabilir,iyi olduklarından emin olduğumda, tabloyu Umut Kapısı'na bırakıp,Richy ve Jake hakkında ipuçları arayacaktım.Ne kadar yaklaştığıma bağlı olarak, Duskwood'da kalmaya devam edip etmeyeceğime ya da eve gidip gitmemeye karar verecektim.
Burada güzel zaman geçiremeyeceğime dair bir his içimde dolandığından yüzümü soğuk suyla yıkamak için banyoya gitmeden önce saçımı topuz yaptım, aynaya baktım ve kendimi toparlamak için yanaklarıma hafifçe vurdum.
Pekala,bunu halledeceksin kızım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Color Of Your Eyes (Türkçe Çeviri)
Fanfic10.bölümden sonrasını ele alan bir Duskwood hayran kurgusu.(10. bölümü tamamlamayanlar için spoiler uyarısı.) MC'nin(Lia) Jake'den ve Duskwood'da ki arkadaşlarından bir haber alalı uzun,sekiz gün geçmiştir.Herhangi birisiyle iletişime geçme çabaları...