9.BÖLÜM "YAŞAM BELİRTİSİ"

283 13 13
                                    


Bu bölüm bayağı bir üzüntü içerir aşkolar.

__________________________

 Samet'in evine doğru gidiyorum sadece ona ihtiyacım var ona hislerimi söyleyeceğim ve aşkımı kabulleneceğim.

 Evet tam bir aptallık ederek yanıma hiç bir silah veya başka bir şey almamam sıkıntı olacağa benziyor çünkü peşimde neredeyse 6 tane araba var ama beni takip edip etmemelerini anlamam için ıssız bir yere gitmem gerek ama oradan beni almaları daha olanaklı 'Bulursun sen bir yolunu' tabi senin açından kolay.

  Hızımı biraz daha arttırdım bir anda başka bir araç önüme kırdı ve neredeyse çarpıyordum. Direksiyonu tamamen sağa çektiğim için demir korumalıklara çarptım. Tabi ya benim arkamda ki araçların hepsi siyah ve önüme kıran araç sivil araçmış gibi gösterdiler ve önüme kırdı bende sivile zarar vermemek için sağa kırdım hay sikeyim. 

Arkama baktığımda araçtaki takım elbiseli adamlar iniyordu. Hemen torpidoda ki ruj görünümlü bıçağımı ve telefonumu aldım. Yol boyunca koşmaya başladım tabi onlar hem bağırıyor hem koşuyorlar. Yaklaşık 17 dakika koştum ve bum yolun sonu tabi ki uçurum ve deniz tabi ben etrafa bakarken adamlar armut toplamıyordu.

 "Nehir hanım bizimle gelmeniz gerek yoksa zorluk çıkaracağız." Dedi

"Sahibiniz kim?" Dediğimde adam sinirlendi. 'Bende sinirlenirdim yani'

"Bizi Sedat bey gönderdi." Dedi. Bazı şeyler sıkmaya başladı gerçekten 'Bel ki de ölüm zamanı gelmiştir.' Belki de yavaş yavaş adımlarım geriye doğru gitmeye başladı. Adamlar ise bana şaşkınlık ile bakıyordu adamlardan biri "Nehir hanım eğer siz ölürseniz biz de ölürüz." Dedi. Şuan tek düşündüğüm şey keşke ölmeden önce son bir kez Samet'i görebilseydim. Tabi tam atlayacakken orospu çocuklarından biri ayağıma ateş etmeseydi. Ben ayağımın acısından kıvranırken iki kişi beni kollarımdan tutup arabaya bindirdi. Eğer bıçağı şimdi kullanırsam elimden alırlar. O yüzden şimdilik bu bebeği saklayalım eğer telefonu almazlarsa sinyallerden ulaşabilirler veya bilekliğimden. Biri elinde bez ile yanımıza geldi.

"Umarım uyutmayı düşünmüyorsu-" Diyecekken ne oldu tahmin edin palyaçonun biri geldi ve beni kurtardı şaka şaka ağzıma bezi dayadılar nefesimi tutuyorum ama işe yaramıyor aşko ve sonrası karanlık.

...


-SEDAT-


- Alo ne yaptınız? 

- İstediğin gibi abi ama yenge harbi çıktı az daha atlıyordu uçurumdan bir de şey abi...

- Ne oldu söyle.

- Abi uçurumdan atlamaması için ayağına sıkmak zorunda kaldık.

- NE OLUM SİZ CANINIZAMI SUSADINIZ LAN KAPAT TELEFONU!

- Tamam abi.

 Orosbu çocuklarına bak ya her neyse sonunda Nehir'ime kavuşacağım Nehir'in ayağı için doktoru aradım. Yaklaşık yarım saat için burada olacak. Hizmetlilere çok güzel bir akşam yemeği hazırlattım. Kapı çaldı ve Nehir geldi.

"Hoş geldin Nehir."

"Şu korumalarına söyle bir daha beni bayıltırlarsa sikerim belalarını" Dedi. Ah benim asi kızım.

"Tamamdır ben onları uyaracağım aşkım sen sofraya geç." Dedim ne de olsa suyuna gitmek gerek.

"Bir daha aşkım dersen senin ağzını sikerim ayağını denk al ne derdin varsa dinleyeceğim ve gideceğim." İşte gel de sinirlenme.

"Nehir bana sesini yükseltme ve düzgün konuş." Dedi.

"Konuşmazsam ne olur Sedat yoksa yine mi bana dokunursun." Dedi.

"Gerekirse evet zaten o da yakındır." Dediğimde kahkaha attı.

"Şizofrenlikte level atlamak ha iyiymiş." Dedi ve doktor geldi.

"Gel Nehir ayağına bakalım." Dedim.

"Gerek yok." Dedi.

"Ya gel şuraya ya da ben getiriyim" Dedim.

"Yemin ederim umutsuz vakasın." dedi ve söylenerek oturdu ve doktor ayağına bakmaya başladı yaklaşık yarım saat sonra işi bitti ve masaya oturdu ben de mumları yakmaya başladım kırmızı mumları.

"Söyle Sedat."

"Neyi?"

"Derdini söyle." Dedi.

"Bir derdim yok güzellikle dedim olmadı ve zorla buraya geldin bu kadar şimdi yemeğine ye sonra uyuruz." Dedim.

"Sedat siktir git." Dedi ve kapıya doğru gitti ah Nehir kilitli olduğunu bilsen.

"Sedat aç şu kapıyı yoksa elimden bir kaza çıkacak." Diye uyardı beni.

"Hayır otur şuraya yemeğini ye." Dedim koşarak masanın üstündeki mumu aldı ve koltuğa attı koltuk yanarken diğer mumu da aldı ve perdeleri tutuşturdu.

"NEHİR! SINIRLARINI AŞIYORSUN." Dedim ve yangın tüpü için yukarıya koştum.



-NEHİR-


İşte tam zamanı telefonumdan Caesar'ı aradım hemen ama Sedat geldi ve hemen arka cebime attım.

"Sedat sana son kez diyorum şu kilidi aç." Dedim ama kimin sikinde? Kimsenin. O yangın ile uğraşırken ben de koşturarak yukarı kata çıktım ve odanın kapısını kilitledim. Hemen telefonumu çıkardım Caesar hattaydı.

- Alo Caesar Sedat beni kaçırdı dağ evindeyiz sanırım.

- Tamamdır Nehir bir ekip gönderdim. İyi misin?

- Evet iyiyim kapatıyorum , Dedim ve kapattığım an Sedat odaya girdi.

_______________________

Bu bölüm kısa aşkolar kusura bakmayın vote unutmayınn.


SON PERDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin