"Ve pars türünde eğer birini eş seçtiğin kişi karşısında rakibin olarak görürsen bir düelloya girer, galip gelirsen sen kazanırdın."
***
Yavru pars, küçük pençeleri öne doğru uzatmış abisini izliyordu. Yavru da olsa olanların farkındaydı. Abisinde bir değişiklik vardı. Alçin'in üzerinde koku bırakmıştı. Hatta onu kurttan kurtarırken abisi çığırından çıkmış gibi sinirliydi.
Adeta koruma iç güdüsü ile saldırıya geçmiş ve karşı tarafta ağır bir hasar bırakmıştı. Fakat buna rağmen kendini insanlardan geri çekiyordu.
Alçin'i kurtardıktan sonra bile kimliğini belki etmemiş ve teyzesinin evinin önüne baygın bedenini bırakmıştı.
Hırlamaya benzer iç çekip avlanan abisini izlemeyi bıraktı. Pars türünün lideri olarak ormanın güçlü türleri arasındaydı. Çoğu tür ondan korksa da saygı gösterirlerdi.
Abisini bu yüzden kendine rol modeli belirlemişti.
Eve gidene kadar da abisinin peşinden ayrılmamıştı. Eve vardıklarında ise kurt formlarından insan formuna dönüşmüşlerdi. Babaları onlara kıyafet getirirken oğlundaki gerginliği fark etmişti.
Ne olduğunu sormak istese de oğlunun üzerine gitmekten vazgeçerek küçük oğlunu kucağına aldı. Ne olduğunu küçük oğluna sorarak öğrenebilirdi.
"Beran, söyle bakalım abin neden bu kadar gergin?"
Küçük pars, kollarını babasının boynuna sararken dudaklarını büzdü. "Alçin ablama sarkıntılık yapan kurdu dövdü. Bir de biliyor musun baba, Alçin ablamın üzerine kokusunu bıraktı abim."
Orta yaşlardaki adam, küçük oğlunun söyledikleriyle şaşkınlığını gizleyemedi.
Koku bırakmak, sahiplenmekti.
Ve pars türünde eğer birini eş seçtiğin kişi karşısında rakibin olarak görürsen bir düelloya girer, galip gelirsen sen kazanırdın.
Oğlu ise şimdiden bir tamamen insan olan bir kızı sahiplenmeye mi başlamıştı?
Bu ihtimal pek olası gelmiyordu, zira oğlu türlerine zarar gelmemesi ve açığa çıkmaması için insanlardan uzak dururdu.
İşte bu durum onu düşünmeye itti.
***
Alçin uyandığında gözlerini teyzesinin evinin içinde salonunda açmıştı. Başı ağrıdan çatlarken kendine gelmeye çalışıyordu.
En son Tüylü'yü aramak için ormana gitmişti ve karşısına tuhaf biri çıkmıştı.
Hatırladıkları bir bir aklına gelirken şokla yattığı yerden doğrulmaya çalıştı.
İki tane pars hayvanına benzer vahşi türle karşılaşmış ve bu türlerden büyük olanı kendisini taciz eden kişiye saldırmıştı. Yani bayılmadan önce saldırmak üzereydi.
Boğazındaki kuruluğu gidermek için yutkunurken yavaşça ayağa kalktı. Adımları sarsaktı.
"Teyze!" diye evin içinde bağırdı.
"Ah, uyandın mı yavrum? Nasılsın iyi misin?"
Teyzemin endişeli sesine karşı alnımı ovuşturdum. "Ben nasıl buraya geldim teyze?"
Yanıma gelip bana sarılan teyzem, geri çekilerek "Seni bulduğumda kapının önünde baygın yatıyordun. Yanında Tüylü'de vardı."
Ama bu nasıl olurdu? Ben bayıldığımda ormanın içindeydim. Buraya kadar tek başıma gelemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YIRTICI GÖZLER
FantasyNadir kedi türlerinden biri olan pars, bir insan bedeni ile bütünleşmişti. Pars Bera Sarkan.. Yarı insan yarı pars. Koyu gri renginde yırtıcı gözlere ve keskin pençelere sahip olarak bir dönüşüm geçirse de özünde bir insandı. Türü gereği vahşi, ins...