9. Bölüm: "Hissetmek"

115 40 36
                                    

"Sanırım tüm doğa üstü olaylar dizi veya filmlerde oluyordu. Ve de kitaplar da..

Benim hayatımda mistik kelimesine anlaşılan yer yoktu."

***

Sınav dönemi yaklaşırken Belgin, Maraz ve Araz'la birlikte kahvelerimizi alıp fakültemizin yakınındaki kafede oturuyorduk. Zaman ilerlerken Maraz, esprili bir tonla konuşarak "Bu dönemin sınavları fena olacak. Şimdiden çalışmaya başlamak iyi olur. Ne diyorsun Alçin?" dedi.

Fakat kendisinin dikkati, kafenin girişinden giren tanıdık bir silüetle dağıldı. Pars, derin gri gözleriyle fakültenin kapısından içeri giriyordu.
Yanında bir kız ve bir erkek vardı ve kız gülümseyerek ona bir şeyler anlatırken, Pars kızı ilgisizce dinliyordu.

Ama bu bile içini kemirmeye yetmişti. Kim bu kız? Neden onunla bu kadar rahat konuşuyor? diyerek istemsizce düşünmüştü. Bir anda zihninde bu düşünceler belirmişti ve kendisi de bu düşüncelerine şaşırmıştı. Neden böyle bir düşüncenin içine girmişti ki?

Dora'yla kafede oturduğumuz gün ise pek bir şey konuşamadan Pars beni geçiştirerek yanımdan ayrılmıştı.

Belgin ise bu esnada ona olan bakışlarını fark etmiş olmalıydı ki bana bakarak soru sormuştu. "Ne oldu? Tanıdık biri mi var?"

Yüzümü toparlayarak "Gözüm dalmış." demiştim ama gözlerim tekrar Pars'a kaymıştı.

Beni görmüş olmasına rağmen yüzüme bakmadan yanımızdan geçerek ilerideki masaya oturmuştu. Sanki burada yokmuşum gibi.. Bu tavrı rahatsız hissettirmişti.

Belgin, hafifçe koluma dokundu. "Hey, dünyaya dön! Şu bakıştığın çocukla ne alıp veremediğin var?" diyerek kulağıma doğru eğilmişti.

"Hiç.. sadece garip biri." diyerek Pars'a kaçamak bakışlar atarken Belgin'e bir şey yok havası vermeye çalışıyordum. Fakat bu soğuk ve mesafeli adamın hareketlerini resmen takip ediyordum. Pars'ın yanındaki kızla konuşması, ona karşı gösterdiği kayıtsızlık, açıklayamadığım bir şekilde ilgimi çekmişti.

"Evet, değişik bir havası var." diyen Belgin, Maraz'ın ona soru sormasıyla dikkatini benden çekmişti.

Kahvemden küçük bir yudum alırken Pars'ın yanındaki kişilere tepki veriyormuş gibi görünsede hiç konuşmaması dikkatimi çekmişti. Tam bu anda da Pars'ın dikkati masamıza doğru yönelirken bakışlarımız kesişti. Bakışlarında hafif bir yumuşuma kırıntısı görür gibi olurken, bunu nasıl anladığıma dair hiçbir fikrim yoktu, elimdeki kahve bir anlık dalgınlıkla üzerime dökülmüştü.

"Ah!" diye orta volumde bir çığlık atarken bacaklarım çoktan sıcak kahveyle yanmıştı.

Islanan pantolonum bacaklarıma yapışırken Belgin, panikle beni ayağa kaldırdı.

"Yandım!" diyerek kalabalığın ortasından geçerek lavaboya doğru ilerlerken, insanların bakışlarını üzerimde hissediyordum. Utançla başımı eğmiş, adımlarımı hızlandırmıştım.

Belgin peşimden gelmek istesede onu reddetmiştim.

Lavaboya girince aynadaki yansıma bakarak musluğu açtım. Kahve lekesi ise pantolonumda koca bir iz bırakmıştı.

Lavabonun başında pantalonumu yıkamaya başlarken, kumaş çok fazla ıslanmaya başlamıştı.

Yıkama işi bittiğinde kenardan peçete alarak kumaş pantolonumu kurulamaya başladım. Birkaç dakika bunu yaptıktan sonra dışarı çıkmaya karar verdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 2 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YIRTICI GÖZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin