1.Bölüm: "Karşılık"

2.5K 228 70
                                    

"Onunla karşılaştığımız ilk andan beri tuhaf olduğunu hissetmiştim."

***

Gece boyu korkudan uyuyamamıştım. Bir ara gitmek istemiştim, fakat bizi alacak otobüs bir gün sonra gelecekti. Bu yüzden zor da olsa çadırda yatmıştım.

Arkadaşım Belgin'e olayları anlattığımda o da benim kadar korkmuştu. Zaten bir daha da yürüyüşe çıkmamıştık.

Bugün ise uyandığım gibi yine gitmek istemiş ve babamı aramıştım. İtiraz etmeyip beni almaya gelmişti. Sadece ben de değil, Belgin'de benimle birlikte gelmişti.

Sonunda akşam olurken rahat yatağımda yatarak derin bir nefes içime çekmiştim. Muhtemelen bir daha kamp yapmaya gitmezdim. Hatta ormana girer miydim, bilmiyordum.

Bir insanın başına nadiren vahşi bir hayvanla burun buruna olmak gelirdi. Ve o şanslı kişilerden biri ben olmuştum. Eve geldiğim gibi internetten vahşi türleri araştırdığımda Pars türü olabileceğini görmüştüm.

Aslan ve leoparın melezi olduğu biliniyordu. Tanrı'm umarım bir daha böyle bir olay yapamazdım.

Beni öldürmediğine şükretmem gerekiyordu. Bir pençe darbesi atsa kanlar içinde kalabilirdim.

"Alçin annecim, hadi lambanı kapat ve uyu."

Annemin seslenmesiyle gözlerimi devirmeden edemedim. Yaz tatilinde evde olmak hiç iyi değildi! Bir an önce yaz tatilinin geçmesini dilemekten başka da çarem yoktu.

3 ay sonra..

Aradan geçen uzun zamandan sonra nihayet yaz tatili bitmiş ve okuduğum şehre, kaldığım yurduma dönmüştüm. Evde otururken çok canım sıkıldığı için bir an önce üniversitenin başlamasını istemiştim.

Öyleki istediğim olmuş ve bu sabah okula başlamıştım. Siyah kısa dar etek ve giydiğim beyaz crop ile adeta hazırdım. Ayağıma beyaz spor ayakkabı giymiş, kahverengi saçlarımı ise dalgalandırmıştım.

Makyajımı da güzel bir şekilde yaparak takılarımı takmış ve parfümümü sıkmıştım. Tam anlamıyla hazırken aynadan kendimi beğeni ile süzdüm. 1.65 boylarında, boyuma yakışacak kilolarda olan güzel bir kızdım. Orman yeşili gözlerimle de çoğu zaman dikkat çekiyordum.

Narsist değildim, ama kısacası kendimi beğenirdim.

Aynada son kez kendime bakarak yurt odamdan dışarı çıktım. Tek kişilik özel bir yurtta kalıyordum. Bu benim için daha iyiydi, çünkü biriyle kalamıyordum. Titiz ve çoğu zaman da takıntılı olduğum konular oluyordu, bu yüzden de insanlarla bir arada yaşamak pek bana göre değildi.

Ben düşüncelere dalarken çoktan yurttan çıkmış, yürümeye başlamıştım. Okul ve yurt arası yakındı. Yürüyerek gidip geliyordum.
Doğa içinde olması da ekstra bir güzellik sağlıyordu.

Yürürken telefonumun çalmasıyla duraksadım. Belgin arıyordu.

"Alo Alçin, geldin mi okula?"

"Beş dakikaya güvenlikten geçerek kampüse gireceğim."

"Güzel. Ben de yeni geldim. Banklarda seni bekliyorum o zaman."

"Tamam, bekle yanına gelirim."

Telefonu kapattığım gibi adımlarımı hızlandırarak yürümeye başladım. Bugün muhtemelen ders işlemezdik. Zaten okulun ilk günleri gelme amacımız kampüste veya kafelerde arkadaşlarla takılmak oluyordu.

"Ay sen ne tatlı bir şeysin!"

Ayağıma dolanan yavru kedi ile durmak zorunda kalmış ve eğilerek onu kucağıma almıştım. Simsiyah minik bir kediydi.

YIRTICI GÖZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin