Levi, senin kapattığın kapının ardından kapıyı çalmadan içeri daldı ve sarı saçlı adamın camdan dışarı baktığını gördü."Ona ne dedin Erwin?" Levi, yüksek sesle ve sinirli bir ses tonuyla konuştu. Erwin, dönüp Yüzbaşı'ya bakmamıştı bile. Siyah saçlı adam hızlı adımlarla komutanın karşısına geldi. Onu omzundan tutup hafifçe ittirdi.
"Sana diyorum, ona ne söyledin?"
Erwin kalın kaşlarını çatıp hışımla Levi'a döndü. "Neden bu kadar umrunda Levi? Alelade bir askerden fazlası mı senin için?"
Levi ellerini yumruk yaptı. "Kadın buradan çıkarken ağlıyordu Erwin! Ona ne söyledin diyorum sana!"
"Ben de seni ilgilendirmez, diyorum Levi." Erwin hızla karşılık verdi. "Neden bu kadar merak ettin? Onu çoktan unuttuğunu sanıyordum."
Genç adam koyu mavi gözlerini kaçırıp yutkundu. "Bununla alakası yok Erwin. Onunla ne konuştuğunu sordum sadece, ama madem söylemeyeceksin..." Arkasını döndü ve odadan çıkarken mırıldandı. "Ben kendim öğrenirim."
Levi, Erwin'in yanından gidip bahçeye çıktığında seni eğitim alanında, takımınla konuşurken görmüştü. Yanına gelmek için konuşmanızın bitmesini bekledi.
Sen onlara bugün eğitim için neler yapacaklarını söyledikten sonra herkes kendi bölgesine dağıldı. Sen de kendi günlük antrenmanını yapmak için hazırlanmaya karar verdin fakat arkanı döndüğünde tanıdık mavi gözlere denk geldin.
Gözlerini kırpıştırıp kaçırsan ve uzaklaşmaya çalışsan da Levi sana doğru adımlamaya başlamıştı bile. Karşına geçti. Aranızda neredeyse 2 adımlık mesafe vardı.
Gözlerini kaldırıp ona bskamamıştın bile."Biraz konuşabilir miyiz?" diye sordu sakin bir tonda. Kafanı salladığında Levi arkasını dönüp ilerlemeye başladı, sen de onu takip ettin. Tekrar karargâhın içine girdiğinizde Levi'ın seni nereye götürdüğünü merak ettin.
Koridorlarda ilerlerken eskiden sevgili olduğunuzu bilen bazı askerler size meraklı ve şaşırmış gözlerle bakıyorlar ve hemen gözlerini kaçırıyorlardı. Sen görmüyordun ama muhtemelen Levi onlara ürkütücü bakışlarını gönderiyordu. İlk sevgili olduğunuz zamanlarda da böyle yapardı.
Kendi kendine tebessüm ederken Levi'ın sırtına çarptın yanlışlıkla. Hemen kendine geldin ve yüzündeki gülümsemeyi sildin. "Afedersin." diye mırıldandın. Sorun olmadığını söylercesine kafasını iki yana salladı. Önünüzdeki kapıyı açıp içeri önce sen geçmen için kolunu uzattı.
İçeri baktığında görüntü pek yabancı değildi. Burası onun odasıydı.
Yutkunarak içeri geçtin çekingen adımlarla. Levi da senin arkandan içeri geldi ve kapıyı kapattı. Sen, artık bu odada eskisi gibi rahat davranamayacağını bilmenin verdiği buruk acıyla Levi'a baktın. Yüzbaşı, masasının önündeki sandalyeyi gösterdi. "Şöyle geçebilirsin."
Kafanı sallayarak gösterdiği yere oturdun. Levi da karşındaki sandalyeyi aldı ve oturmak yerine senin yanına koydu. Sandalyeye oturduğunda senin sandalyenin altına tutarak seni kendine çevirdi. Refleksle onun omzularını tuttuğunda elin ateşe değmiş gibi hemen geri çektin. "Pardon, refleksle-"
Levi senin geri çektiğin elini tuttu. "Özür dilemene gerek yok..." Elini bırakıp ensesini kaşıdı genç adam. "Rahatsız olmuyorum."
Gözlerini onun yüzüne çıkarttığında yanaklarında minik pembelikler olduğunu farkettin. Gülmemek için dudağını ısırdın. Levi ayağa kalktı ve masasının üstündeki çaydanlığa ilerledi. "Çay ister misin?" dedi yürürken.
"Hayır, teşekkürler."
Yüzbaşı, elinde iki fincanla geri geldi ve tekrar yerine oturdu. Birini sana uzattı. Fincanı onun elinden alırken parmak uçlarınız birbirine değimişti.
Bu temas ikinizin de kalbini hızlandırdı.
"İstememiştim..." diye mırıldandın, çayı sehpanın üstüne bırakırken. Levi kendi fincanından bir yudum almadan önce konuştu. "Hep öyle derdin."
İstemsizce gülümserken Levi kendi çayını seninkinin yanına bıraktı. Karşısında oturan sana doğru eğildi ve dirseklerini dizlerine koydu. Sen, onun seni buraya neden çağırdığını hâlâ merak ederken Levi aklını okumuş gibi konuştu:
"Merak ediyorum da Y/N," ellerini birbirine kenetleyerek birleştirdi. "Erwin sana o odada ne söyledi?"
❚❘❙─── ⚬◝∘◦✩◦∘◜⚬ ───❙❘❚
oy sınırı: 50
(her gun bu kitaba bolum atiyorum amk)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
៚ fuck it I love you | levi ackerman [✓]
Fanfictionlana del rey - fuck it i love you mitski - francis forever